Gecenin Fikirle Ritmik Dansına Dair

İrfan Karapınar
165

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Gecenin Fikirle Ritmik Dansına Dair

Gecenin ilginç yanı his diyarının divanını köpürtmesidir
Kısmi bir boşlukta yakalar bedenimizi ve hayallerimizi
Şekilsiz figürlerin dansetmesidir pek de görülmez sahne
Yankılar içinde hasta gönül bulur birtakım gölgeler siste
Bastırılmış hislerin tercümesi bir kafeste kalmış sözlerdir
Ki sözler pek bir narin olur hele üzmezseniz benliği zorla
Hafifmeşrep bir heyulada en heyecanlı imgeler gezinirse
Gül cemaline şiirler düzülen yâr da unutmuş aşkı gitmişse
Bir garın loş bedenine dayanmış trenini beklemekten öte
Yalnızlığının savurgan yönlerinden yeni yolculuklar başlar
Anadolu bakirdir hâlâ tüm kirlenmişliğine rağmen toprağın
Alır koynuna asla kırmaz tıpkı aldığı gibi ölgün baykuşları
Kendi çıkmazında yeni varoluşlar yaratma peşindedir gönül
Aykırı damlacıklar terinin yerini almış yalar vücudun simini
Melun fikirler girdabında zaman gaddar bir kral gibidir acımaz
Teskin olmaz saniyeler yavaşça azraile yaklaştırır bilmeden
Ve görmeden ölümün soluk soğukluğunda yıkanır yaşamak
Ağırdır yaşamak ki sıradanlık tüccarları fenalığın esiri olur
Bir kurgudur kurulur bir oyundur oynanır ki sonu müphem
Katranlı bakışların kıblesinden bambaşka masallar uyanır
Postu kalın insanlar mı gelir artık bilmem yaratıklar mıdır
Bir sema ki bakır rengi düşlerin korkak fırçalarıyla boyanır
Uzar uzar kaskatı denizlerin tayfasıdır balıklar telaşelidirler
Dağların haşmetli zirveleri yere kadar eğilir dehşet saygılı
En ulu ormanların en ulu ağaçları birer derviş kesilir tuhaf
Düzeni can evinden vuran susamış canavarlar vardır tuhaf
Vardır siyahın huzuru bilmek gerek yoksa anlaşılmaz aşk
Vardır dikeninde bir hikmet görmek gerek neler çeker gül
Bilginin de bilmediğimiz kadar engin derinlikleri vardır ki
Koca Lokman’ın kaybettiği bilimin meçhul hikâyâtındadır
İskender’in susadığı sonsuzluğun ebedi seyahatı âb-ı hayat

Ya aleme muska açar Hayyam rubailerinde eğleşiriz şevkle
Ya Bekri Mustafa’yla meşk ederiz yıldızlı kayık sefalarında
Ya çıkarız Musa gibi Hızır’la yolculuğa hikmeti anlamadan
Ya gireriz Yesevi’yle “altmış üçte” toprağa resulle denk
Başlar duygu dünyamızda hevâyı nefs ile bir büyük cenk
Işıktan amade amayız ki önümüzü görmez yürür gideriz
Gideriz amma yakalar fırtınalar boralar zayıf benliğimizi
Eh pekâlâ sürür mekânımızı aleme elpençe divan ederiz
Makamımız dünya mı ahiret mi acep herkese sual ederiz
Meramında malumumuz medeniyet denilen zehr-i diyar
Neler görür gözler neler duyar kulaklar kahpe oyunda
Sürçü lisan etmemek için söylemez olur dil görmez göz
Ya dünya meyhanesidir durağımız ya gönül meyhanesi
Seçmeye yürek ister bazımız şarap ister bazımız Kevser
Bulvarlar emziren sağır bedenlerimizdir karanlığa bekçi
İslenmiş yakarışlarımız nazarımızdan binbir suali taşır
Bu suallerde gece bambaşka anlamlarda masallar taşır
Gecenin fikirle dansında kümelenir siyah beyaz anılar
Gecenin ilginç yanı his diyarının divanını köpürtmesidir
Ki garip bir haldir bu bilen anlar bilmeyen alır şifasını
Yine sabah olur yine beklenir ufuklarda gecenin rengi

Ekim 2007

İrfan Karapınar
Kayıt Tarihi : 1.12.2007 14:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İlhami Erdoğan
    İlhami Erdoğan

    Çok güzel mükemmel bir şiir.
    Yüreğimle kutluyorum.
    Muhabbetle.

    Cevap Yaz
  • Mahperi Koç
    Mahperi Koç

    Aman Allahım bu nekadar emek verilmiş bir şiir.Yüreğine sağlık İrfan Bey kardeşim.Harika olmuş.Tebrik ediyorum yazdıran yüreği,yazan kalemi.Sevgilerimle Ardahandan tam puan.Mahperi KOÇ

    Cevap Yaz
  • İrfan Yılmaz
    İrfan Yılmaz


    Şiire yoğun emek verilmiş. Şiir de zaten verilen emeği gösteriyor. MUHTEŞEM olmuş. Adaşıma-kardeşime tebrikler

    Sevgili kardeşim : İrfan KARAPINAR

    Şiirinizi dikkatli bir şekilde inceledim. Duygular mısralara ustalıkla taşınmış. ve şiirin bütünlüğüne olan hakimiyetinizi kutluyorum. Pek çok yorumumda belirttiğim bir husus vardı. Bu tip duygu ağırlığının kendini hissettirdiği şiirleri bekleyen bir tehlike var diye. O tehlike de şudur: Şiirin bazı mısraları aşırı duygu yüklenimi ile donanırken bazı mısralar duygu yoksunu hatta içi boş sıradan cümlelere dönüşür. Kafiye ve hece sayısını tutturmak uğruna bazan duygu fakiri mısralar şiirde yer alır. bazan da hiç gereği yokken zorunlu olarak şiirin akıcılığını bozan ekler istenmeden ilave edilir...

    Şiiri yazanın bilgi birikimi ve tecrübesinin yanında; ayrıca doğuştan da gelen sezgi ve var olanı daha iyi bir şekilde ifade edebilme yeteği gerekir. Şiir hiçbir zaman şairi hükmü altına almamalıdır yoksa kendi kendini yazdıran bir şiir ortaya çıkar ki böyle bir şiirde bu yapısını şairin bütün çabasına rağmen gizleyemez. Şiirin ilk giriş mısraları şiirin tamamını okutacak şekilde davetkar olmalı, son kıtalar, özellikle final mısraları da kendini unutturmayacak bir donanım ve fonetiğe sahip olmalıdır.

    Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda:

    Şiir üzerindeki hakimiyetinizi ve şiire yön verişteki ustalığınızı kutluyorum... Sonuçta nefis bir şiir ortaya çıkmış. Beğenerek ve saygı duyarak okudum.

    Tebrik eder başarınızın devamını dilerim. Bu güzel şiirinizi ve şiirdeki ustalığınızı selamlıyorum.

    Sevgi ve saygılarımla.

    Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.

    Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.


    Cevap Yaz
  • Emin Çelikli
    Emin Çelikli

    fuzulinin yeniden dünyaya gelmiş şekli...çileyi mukaddes bir toprakla kaplayıp,gül bahçesine çeviren ya da sıradan bir söylemi şiir balkıyan ufku geniş bir şair İrfan KARAPINAR..
    bunu her kesime anlatabilecek dilim olsaydı keşke.!

    Cevap Yaz
  • Ahmet Akkoyun
    Ahmet Akkoyun

    Gecenin fikirle dansında kümelenir siyah beyaz anılar
    Gecenin ilginç yanı his diyarının divanını köpürtmesidir
    Ki garip bir haldir bu bilen anlar bilmeyen alır şifasını
    Yine sabah olur yine beklenir ufuklarda gecenin rengi

    güzel bir şiir okudum değerli gönül dostum emek sarfedilmiş bir şiir selamlarımla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (16)

İrfan Karapınar