Gecenin bıraktığı sessizleşmiş yalnızlık,
Üzerimizde ürkek yarasalar gibi uçuşuyordu.
Sen ki bir gül dikeni!
Geceleri yatağımda uykusuz tarafıma batıyorsun.
Kalbimden ellerime kadar beni kan içinde bırakıp
Sancılı bir özlemle ağlatıyorsun.
Hüznünden sararmış gözlerimle bakıyorum sana.
Sen aşkın melodisini unutmuş kadın!
Ritimsiz bir ayrılığın sözlerini işitmiş,
Kalbinde geveliyorsun.
Dilinde bize duyduğun bir özlem!
Dişlerinin arasında sıkıştırdığın mutlu sonlu bir masal.
Söyle, geçmişi neden geleceğe anlatmıyorsun?
Yalnızlıklarımızı neden farklı yollarda
Birbirimize yük ediyorsun?
Şimdi, gündüzün mavi kalıplı mutluluğunu
Taşıyamayacak kadar yorgunum.
Güneşin nasihatlerini işitemeyecek kadar sağır.
Geceleri ay ile dertleşecek kadar yalnızım.
Seninle biriktirdiğimiz sevda,
Ellerimizde tutulamayacak bir kıvamda.
Rüzgâr esiyor enseme, soğuk bir ayrılıkla.
Acıya dikiş atılmış yaralarım açılıyor.
Duygularım sigara izmaritlerinden farksız.
Geçmişimizle kül olmuş dağılıyor.
“Ayrılık!” diyorum, bugün diğer günlerden daha acımasız.
Ellerin uçamayacak balıklar kadar bensizken yalnız.
Sesin yazılamayacak bir şiir kadar imkânsız!
Söyle, sensiz geçen bir hayat,
Seninle geçecek olandan neden bu kadar tatsız?
Kayıt Tarihi : 7.4.2022 01:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)