zaman gecenin bir yarısı,
soğuk ve başıboş sokaklarda,
bir başımayım.
seni imgeliyorum,
yürüdüğüm kaldırımın her bir taşına.
imgemin gerçekleşebilmesi,
doruklara ulaşmak kadar varılması güç,
bir kardelen kadar ömrü kısa biliyorum.
ahh çekerek,derinden,
seni irdeliyorum kendi içimden.
öğlesine dalmışım ki,
bedenime delice boşalan,
yağmuru hisetmeden,
cebimdeki son cigarayı,
yakmak isterken farkına vardım, ıslandığımın.
deminki iç çekişin üzerine,
bir cigara olsada yaksam,
ciğerlerimi parçalarcasına derinden bir nefes alsam,
bir nefeste yarılansa cigaram,
bu acımasız şehrin her bir taşına,
sana olan bu sevdamı,
senin için yüreğimin nasıl sızladığını,
saatlerce kafamı,
yürüdüğüm sokağın her bir taşına,
vura,vura ağladığımı nerden bileceksin.
boğazımda düğümlenen,
bu senin özlemin,
bir yanımı soğuk kış ürpertisiyle titretirken,
diğer yanımı ise,
cehenem sıcaklığında kavuruyor,
bilmem bu nasıl bir çelişki...!
elele tutuşan her bir çocuğa,
seni anlatsam,
Zümrüt Anka kuşu gibi,
kendimi külümden yaratsam,
tanrılardan ateş çalsam,senin için.
İsa olsam,
çarmığa çiviyle çakılsam
bana inanırmısın,
anlayıp dönermisin.
zaman, şafağı sökmekte bir sabahın
sana olan imgemin ortasında,
acı itiraflarda bulunuyorum,
yürüdüğüm sokağın cıkmazına,
soğuk,yağmurlu kış gecelerinde,
hani, seninle olan o sarılmalarımızı,
sımsıkı,delicesine ve sınırsız sevişmelerimizi,
seni duymak,
karanfil kokan çay tadında içmek gibi,
kucağında soluklanıp,
parçalanmak her bir parçaya
(istanbul/2006)
Burhan GülerKayıt Tarihi : 19.7.2007 18:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!