Gecenin Ayrılık Şarkısı Şiiri - Boğaç Yü ...

Gecenin şarkısı çalıyor yine o eski plaktan
Mum ışığında sabahlanan bir istasyon misafirhanesi
Yakut rengi bir-iki şişe şarap kaldı elimizde
İki boş şişenin yanında ayıklanmış kestane kabukları
Birazdan yeni bir yıla adım atacak kainatın tüm renkleri
Sen gibi
ve ben gibi rengarenk olmasa da dünya
ve karanlıkla doğacak olsa da,
Sessiz rüzgarlar hep seni anlatacak estikleri yerden…

Gecenin şarkısı çalıyor yine o eski plaktan
Tek göz can
ve pervaz yarıya kadar karla kaplı
Avaz avaz bağıran tren düdüğü duyuluyor aniden
O hızla geçip gidiyor yük treni
ve zaten hiç yolcu inmeyen o aktarma istasyonu yine sükut içinde
ve içinde bir sen
ve benden geriye kalan o yırtık
ve kirli ve solmuş
ve üzüntülü pencereyi örten tül perde…

Gecenin şarkısı çalıyor yine o eski plaktan
Az sonra on ikiyi vuracak saatler
Yeni yılın ilk dansı yine seninle
ve yine ‘Tuna Dalgaları’
Deniz epeyce uzağmızda aslında
ve kıyıları
ve kayaları vuran haşin dalgaları işitiyor yüreklermiz
ve kilometrelerce öteden aynı ayrılığın ayak seslerinde…

Gecenin şarkısı çalıyor yine o eski plaktan
Daha sabaha çok var
Dört duvar arasında seninle yine bir ayrılık öncesi
Zorunlu gidişin
ve sorunlu bitişin
ve gözyaşları akmıyor
ve kulak asmıyor ıstıraplar bu berbatlık
ve bebahtlık seferinde…

Gecenin şarkısı çalıyor yine o eski plaktan
Dans çoktan bitti
Gece
ve şarap
ve peynir
ve kestane
ve daha kaç tane söz dökülür dilimden
ve konuşacak ne kaldı ki elimde…

Gecenin şarkısı çalıyor yine o eski plaktan
Günün ilk ışığı belirdi gri ufuktan
Tipi kesilmedi halâ
Alâ bir duruş seninkisi
Mahçup
ve kısmen hiddetli
Şiddetli bir fırtına ile geliyor seni alacak tren
ve son hatıranı bırakıyorsun rayların üzerinde…

Gecenin şarkısı çalıyor yine o eski plaktan
Pikap usulca kapatılıyor
Bütün şarkılar suskun
ve sessiz
ve uzaklaşıyorsun kara tren dumanının bıçak gibi böldüğü kar beyazınla
ve kulaktan dolma vesvese hikayeleriyle
ve safsatalarla anlatacaklar artık bizi
ve gittiğim
ve gittiğin her yerde…