17 Kasım, gece yarısı…
Öyle bir an ki,
Zaman durdu, dünya sustu.
Babam, sen gittin,
O an kalbimde bir şey koptu,
Bir boşluk açıldı içimde,
Derin, karanlık, hiç dolmayacak gibi.
Özlemin sarar her yanımı,
Geceler daha uzun, günler daha soğuk.
Sesini duymak isterim bazen,
Ama rüzgar getirir yalnızca boşluğu,
Her anın içinde, her nefesin ardında,
Bir özlem var, yakıcı, bitmeyen.
Sivas’ın soğuk geceleri gibi,
İçimdeki hüzün üşütür ruhumu.
Yukarı Tekke’de bıraktım seni,
Ama her sabah seninle uyanırım,
Her gece seninle düşer gözlerim yollara.
Sensizliğin acısı hiç dinmiyor babam.
Her şey eksik şimdi, her şey yarım,
Bir yanım hep sende kaldı,
O gece yarısında,
O son bakışında.
Nasıl sararım bu yarayı,
Nasıl dindiririm bu derin sızıyı?
Zaman geçer dediler,
Ama acı hep burada, içimde bir diken gibi.
Özlemin büyür her geçen gün,
Ve her an, seni biraz daha ararım.
Yalnızım artık, senin yokluğunda,
Sözlerin, nasihatlerin, o sıcak sesin yok.
Hüzünle dolar geceler,
Sensiz her an acıtır canımı.
Bir boşluk var içimde,
Sanki hiçbir şey o eksikliği dolduramaz.
Sen gittin,
Ama özlemin hep buradaymış gibi kalır.
Babam, nasıl anlatılır bu acı?
Nasıl tarif edilir bir evladın en derin yarası?
Seninle birlikte gitti güvenim, huzurum,
Her nefeste, her rüzgar esişinde,
Özleminle yanarım,
Acının hüzünle harman olduğu bu karanlıkta.
17 Kasım, gece yarısı…
O an bitmedi, sürüyor içimde,
Sensizlikle büyüyor bu eksiklik,
Ve ben her gün, her gece,
Acıyla, özlemle seni bekliyorum.
Sabit Süreyya Sirer
Sabit Süreyya SirerKayıt Tarihi : 29.9.2024 22:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!