Bu sıkıntılı floş tarlasında yapayalnızken
Eski tezgâhlarda dokuduğum saçak desenlerine
Işıltılı ipek gözlerini çizmiştim
Sevgilim acılarla dolu şiirler ezberimde
Döndükçe gres yağını ezen dişliler gibi
İncecik dudakların da her gece
Korunmasız dudaklarımı ezsin isterdim
Hiç düşmesem bile aklına
Paylaşılan bir sevginin sevincini duyarak
Yine de senin uzak ve titreyen
Soğuk yatağında üşüyen yüreğini
Sonsuza kadar tutuşturmak isterdim
Kimse bilmiyor her makara değişiminde
Yanlış renkler taktığımı tahta cağarlığa
Yeşil yerine mavi örneğin
Aklıma sen gelince apansız
Ve işsiz kaldığında solgun yüzüne yazılan
Zayıflamış umarsız
Kimse bilmiyor nasıl dokunur
Bu alımlı bu pahalı desenler
Denize bakan varsıl yalıların
Lüks otellerin kadife perdelerini süsleyen
Sabahlara kadar bir denizkızının
Saçlarıyla dokuduğu
Gece vardiyalarının bedeli
Hiç ödenmemiş emeğimce soylu
Seni düşleyebilmek
Terlemiş tezgâhlar halden bilip sustuğunda
Uzak yollardan dönen
Yorgun doru atlar gibi
Anlatabilmek seni
Şu çıkrığı döndüren mumlu ipliği
Değiştirmek kadar kolay değil
Kimseler olmasa da yanımda
Sana "sevgilim" diyebilmek de
Bir çiçeğe su vermek kadar
Kayıt Tarihi : 11.10.2018 12:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!