(Oya 'ya...)
Seni yazmak,
Beni Yazmak,
Bizi Yazmak,
İmkansız biliyorum.
Bu her kalemin taşıyabileceği,
Her defterin kaldırabileceği kadar,
Hafif bir sorumluluk değil...
Seni iki basit kelimenin arasına,
Sıkıştırmak istemiyorum.
Seni ne kendi karanlığıma,
Ne de kendi karanlığına,
Gizlemek istemiyorum...
Sen masmavi denizlerin,
Sen bembeyaz bulutların,
Ruhunu taşıyan,
Özgür bir martısın,
Benim için...
Ve sen uçmalısın,
Yaşamalısın,
Solmamalısın...
Seni bana yazdıran ne idi.
Çok düşündüm bulamadım.
Belki senin içinde gizliydi.
Sorularımın cevabı,
Ulaşamadım...
Ya da ulaşmak istemedim.
Ya da ulaşmamı istemedim.
Ya da birileri engelledi.
Ya da hepsi...
Seninle aynı havayı solumak isterdim.
Seninle hasreti, acıyı
Hayatı solumak isterdim...
Aramızda şehirden duvarlar var.
Aşılması bir o kadar kolay,
Bir o kadar zor,
Duvarlar...
Hep dedim ya dostum;
'Çünki her şey böyleyken güzel'
Aslında yalandı,
Hiçbirşeyin böyleyken,
Güzel olduğu yoktu.
Sen yoktun yokluğun vardı.
Yokluğun paylaşılabilecek,
Tek şey ise yokluğundu...
Oysa ben en çok mutluluğu,
Sevgiyi paylaşmayı severim.
Ben gülmeyi,
Ağlamayı,
Acı çekmeyi,
Hayatı severim.
Ben insanları sevmem.
Ben özünde
İnsanlık olanları severim...
Seni yazmak,
Beni yazmak,
Bizi yazmak,
İmkansız biliyorum.
Bu her yüreğin taşıyabileceği,
Her aklın kaldırabileceği kadar,
Hafif bir sorumluluk değil...
Karanlık çöktüğünde,
Geceden bir elbise giyiyorsun üzerine.
Gece gözlerine yazılmış şiir senin.
Sen aslında;
Bir gece perisisin,
Periler prenses'isin...
Gece perisi;
Dokun hadi,
Yıldız yıldız büyülü gözlerinle omuzlarıma,
Ve şu kahrolası laneti kaldır artık...
01.10.2002
Ali Sağlam 3Kayıt Tarihi : 24.6.2003 23:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!