şairin tuttuğu bir nöbetti gece..
gökten devralıp tutulma anlarını
devrilirken şehir,
kavrulup duran kırıkları,
kıranların şerh defterine işler ;
küçük ölümlerin dimağında uyuyan
'herşey' ve 'hiç'leri toplardı..
zamansızlığın zaman aralıklarında
volkanlardan sızan lavları
soğutmaktı gayesi..
kanayan ellerin kabuklarına ilişmeden cerahati sağaltmak...
gözlerde unutulmuş
emanet çocukluğun parıltılı ışıklarının
düş kulelerinden düşmesine içerler,
acıdan doğma kederlerin elini tutar usulca...
şafağı bekler bir sessiz şair,
hecelerin eksiklerini
kanatsız ölümler teğet geçsin,
soğuğu dokunmasın diye
yüreğin kat kat örselenmiş odalarına...
susar şair,
susamışlıkların susuzluğu dinsin diye,
uzun uzun susar,
uzun uzun yazar
kurşun değdirmeden sızıya..
bir söğüdün eğilmiş dallarından
sözler süzer,
kırmadan yalnızların yalnızlıklarından...
kusar şair,
dilsiz kesilen dilleri dillendirmek için,
mısra mısra kusar..
gecenin şahitliğinde
sökülen yıldızları diker,
sıfırlı kaleminin ikiye denk düşen uçlarıyla.
şiirle geçmeyenleri
şiirden geçirir şair
şiirlerin kızılını maviye sürmek için...öz/
nisan/dört
Özlem ÇayKayıt Tarihi : 4.4.2024 05:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!