GEÇ-MİŞ
Sil baştan yaşama şansı verilseydi diyor şair
Sil baştan yaşama şansı verilseydi eğer.
Kusursuz heybetli adamların omurgaları eğildiğinde
Bastonları dizlerinin yanında öğütler verirler geçmişlerine bakarak
Yaşları Seksen üstü olduğunda.
Ben ise;
Sil baştan oynamak istemezdim aynı senaryoyu
Oturup izlemek istemezdim eski hataları
Düzeltmek istemezdim kaldığım derslerden
Ağaçlara yine tırmanır, üstüne ters takla atar, yağmurda koşar, sırılsıklam yine ıslanırdım
Kedi yavrusu gibi sobanın yanına yine kıvrılırdım
Sızardım uyandırılana kadar
Erkenden uyur, gün doğumuyla kalkardım tekrardan
Ablamla şakalaşırdım, annem dövmesin diye atlardım yine pencereden
Dişlerimin çürümesini umursamadan doldururdum ekmeğin içine şekeri
Koşardım mahalleye oynamaya
Bizim mahallenin oğlanlarını kovalar
Bir şey olmamış gibi yakan top oynardım yeniden
Saçlarımı uzatırdım babaannemin parmakları örgülerime değsin diye
Kollarımı açardım iki yana uçardım umarsızca, korkusuzca
Sarıkızı koklardım ahıra gittiğimde, öperdim de alnından
Hayatıma dâhil olamayan insanları bırakırdım yine korkusuzca
Beslenmiyorsa kalbim nasip etmezdim gölgemi kimsenin toprağına
Kendimle baş başa kaldığım zamanlarda hayallere devam ederdim
Zeytini gramla alabildiğimiz soframızda doymaya devam eder
Bir güzel annem uyanmadan sütlerin kaymaklarını yerdim
Yakalayamayacağımı zanneden Aliyi evin içinde kovalar
Bir güzel pataklar, öperdim yine arkasından
Yüz bin defada gelsem Fatih’e âşık olmaya devam ederdim
Darcy’i her zerresiyle kalbime alırdım
Bana anneliği nasip eden Yaradan’a ise şükrüm bitmezdi
Bilsem ki zorlukların sonunda anne diyen ses olmaya devam ediyor, aynı yolları, aynı zorluklarla, uçurumları aşarak yürümekten korkmazdım.
Pişmanlık yok da bu yolculuğun içinde ölmeseydi ya evin oğlanları.!
Avlumuzun içinde ayaklarımıza değen taze çimenlerin gelincik kokuları
Bu kokuları değiştirmek ahmaklık ve yersiz olurdu. Yaşadığım hiçbir şeyden pişman değildim,
,, İSTEMESEM OLMAZDI’’
Şunu yapabilirim 45 yaşıma denk gelen aklımla, bundan sonra yürüyeceğim sokakları kendi ayaklarımla seçebilir, pişmanlık için Seksen yaşları beklemeden, koltuğa oturmuş titreyen ellerimle, gençlere akıl vermeye çalışmadan yaşayabilirim.
Yeterince yorulmuş, engelleri aşan biri olarak kalbimi pembe bırakan hayat ise ödülünü vermiştir.
Pişmanlık olmadan eğittiğim, yetiştirdiğim, istemediğim tarafları değiştirdiğim, koruduğum hayatıma selam ederim.
Ne güzel ÇOCUKLARDINIZ SİZ YAHU.!
Aralık / 2022
Huri ÇALIŞKAN
Huri ÇalışkanKayıt Tarihi : 1.5.2023 08:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Eğer öyle olsaydı, kutsal kitaplarda anlatılan ve insanlığın atası kabul edilen Adem "cennet"ten kovulmazdı. Kovulduğunda ise kötülükle sınanacağı kendisine beyan edilmişti.
Gerçekten Adem yaşamış mı, cennet var mı kesin bilmiyoruz. Bildiğimiz hayat, yaşadığımız periyoda ayın her iki yüzünün de dahil olduğu.
"Hayatıma dâhil olamayan insanları bırakırdım yine korkusuzca
Beslenmiyorsa kalbim nasip etmezdim gölgemi kimsenin toprağına." Hayatımıza DÂHIL olmayanları elemek elbette kolay. Zor olan hayatın bir parçası olan ya da hayatımıza dahil edip ömrümüzün büyük bir bölümünü çalanlar öyle iddia edildiği gibi bir "kurşun kalem hatası" gibi basit bir silgi ile silmek pek kolay olmuyor… İstesek de istemesek de "acı"ları bizi belli bir süre takip edecek bir gölge gibi.
Doğrudur, iyi bir sürücü kural olarak hep önüne bakmalı fakat dikiz aynasına zaman zaman göz atmasının daha iyi bir sürüş tekniği olduğu konusunda çoğumuz hemfikiriz.
Hatalarla yaşamaktansa, yapılmış hataların toplamından daha iyiyi daha güzeli daha doğru olanı seçmek en doğrusu… Yaşadıklatımızla insanlara örnek olmalıyız, nasihatlarımızla değil!
Hazırlanmış lezzetli bir yemek tadında denemeniz! Başladığı gibi bitiyor. Seçilen konuda neredeyse her kes bir şeyle söylemeyi kendini zorunlu hissediyor…. Mutlu bir hayat size eşlik etsin!
TÜM YORUMLAR (1)