Bir sabah, yastığımda unuttuğum bir rüyanın içinden uyandım, oysa sen hiç gelmemiştin, ama tenin kalmıştı odamda
Yokluğunun bile bir kokusu vardı, tarifsiz, dokunulmaz, silinemez, zamanla karışmış, içime sinmiş bir hâl
Adını her andığımda titredi dudaklarım, sanki bir öpüşe varmadan hemen önceki o suskunlukta bekliyordun hâlâ
Bir düşün içinden geçer gibi, yıllar önce karşılaşsaydım senle
Bu cümle içimde defalarca yankılandı, aşk belki de sadece bir zamana sığamadığı için yarım kalırdı
Hatırlıyorum, gözlerinle bir ömür yıkılırdı, bir kadının bir bakışıyla
Ellerin ellerime hiç değmedi, ama ben zamanın bütün yükünü avuçlarımda taşıdım
Adınla dolu bir sabrın içinde yürüdüm
Sokaklar senin kokunu taşıdı bana, geceler seninle ağladı omzuma
Parfüm değil bu, nefes de değil, bir gülüşün tenimle karışmış hatırasıydı aradığım
Bir gün bir otobüste, tanımadığım bir kadının boynundan yayılan o kokuyla sarsıldım
Geçmişim o an ellerimden düştü gibi
Başını çevirdi, sen değildin, ama olabilirdin
Ve bu olabilirdi kadar yakıcı başka ne olabilir ki
Rüyalarımda hep aynı yerdeydin, bir tren garında, kalabalığın içinden bana yürürken
Ses yoktu, dünya bile susardı, sadece gözlerin konuşurdu
Aşk orada başlardı, her seferinde
Sonra bir şiir yazdım, yıllar önce ben karşılaşsaydım senle
Ama sonunu getiremedim, çünkü bazı aşklar yalnızca başlanır
Bitmeye hakları yoktur, hiçbir zaman bitmezler zaten
Bir gün biri geldi, şiirime baktı, bu senin mi dedi
Hayır dedim, ben yazmadım
Ben yaşadım, ama yetişemedim
Ve o gün, içimde bir adam sonsuza dek sustu
Bir kadınsa hiçbir zaman duymadı
Aşk, geç kalanın kokusunda
Sessizce kaldı.
Kayıt Tarihi : 4.8.2025 18:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!