Uzun soluklu gülüşlerdi eşsiz kılan herşeyi. Belki de, “Ne var ki bu kadar büyütülücek yaşanan? ” diyenlere verilen tek yanıt bir önceki cümlem. Ömrüm dört mevsimden ibaret olacaksa, bahar ayının Mayıs’ıydın sen. Açtığım her gülücük de bu savın kanıtı gibi. Bitiremedim seni ne mısralarda, ne kalem de, ne kağıtta. Bitişler kalbimden gelmedikçe, güne yansıdı her bir harfin. Bunalttığım kadar bunaldım emin ol. Edilgin geçişe rağmen hep etkindi acım. Ve bil istedim; nedendir bu senden kopamayışın zehri. Sırtını dönüpte uyuduğun her geceyi bir darbe bil şimdi. İçimdeki aşkı yumruklayan, tekmeleyen bir darbe. Sen daha benleyken öldürdün içimdeki bebeği. Ölü bir aşka gebe dolandım uzun bir süre. Aldırmadığımız her saniye, zehirlendim bu ölü bebekle... Acımasın canım diye belki gizlediğin her kinin, damarlarıma an be an zehir olup aktı. Doğurmak için dört gözle beklediğim aşkımın, ölüsünü taşıdım günlerce. Kendi ölümümü kabul etmişliğimde gizli değeri yüreğinin. Kanıma işleyen her zehri şimdi dışa akıtıyorum ölmemek için... Tüm o senli söylemler bundan. İnanmak lazım, bildiğim kadar bile değildin belki. Oysa ben;
Bildiğin kadarım
Sevdiğin zaman ki kadar...
Sen eksiltsen de çoğaltsan da
Hep ben kadardım,
Ben kadar kalacağım!
Biliyorum, uyarmasın kimse... Bir natırın ellerinde keselenmek lazım tüm acılardan...
(Düz yazı da anlat anlatabildiğin kadar diyen Mutlu arkadaşıma teşekkürler :))
Gülay YıldızKayıt Tarihi : 24.9.2005 12:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Mutlu'ya teşekkürler :))
üzülme, üzüldük de ne oldu zamanında. Bak yeniden gülünebiliyor.
mutlu ol, herkes kadar hak ediyorsun, herkes kadar! ! !
s.s
sevgilerimle
TÜM YORUMLAR (6)