Gebe Erkekler Şiiri - Arzu Ulut

Arzu Ulut
12

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gebe Erkekler

kalbimin kenarından sızan ince kan
ölmüş kalemimin ağzına ulaşıyor.
birkaç kelime omuzlarında taşınan
tanrının cesedi...
çığlıklarından utanan kadın
yaprakların gölgesinde
işte gebe erkekler
ve gözleri kapalı mezar taşları.

nicedir rüya görmüyorum sevgili,
parmak uçlarım kör
belki!
örümcek ağına takılmasaydı ayaklarım;
-bahçeme kuş ölüsünü gömebilirdim
-dirseğimi öpüp uçabilirdim
-tuzlu bir şiir bulup tadabilirdim
-dünya üzerinden, örtüsünü kaldırabilirdim
ve sana çıplak gelebilirdim.

mum alevlerinin duvara küstüğü anlardayım
kimi kızdırdığımı bilmiyorum.
ama!
acımasız kurşunun gelişini haber verselerdi:
-soyunup, papatya tarlasında uzanabilirdim
-güneşi sağ, ayı sol elimde tutabilirdim
-döl tutmamış ağaçlara koşup, testere sesinden korkmazdım
-dudaklarımı kırmızıya boyayıp, tüm beyazları öpebilirdim
ve ayak izimi sana bırakırdım.

sesim anlaşılmaz harflerin ağırlıyla kamburlaştıkça
soru işaretleri tutturuldu ellerime, baston desteğiyle
aslında!
tanrının, insan omuzlarında taşındığını görseydim:
-bir mabed kapısında, kıtmiri otururdum
-üzüm suyunu zamana teslim etmeden içebilirdim
-kutsal ateşin üstünde yürüyüp, aşk yeminleri edebilirdim
-yılan sürtünmelerine yuva olup, gönlümü sunabilirdim
ve son gözyaşımı avuçlarına dökerdim.

korkunun sıvı olmuş hali, damarlarımda dolaşırken
ölebilecek bir yükseklikte, ihtimal haliyim
desem ki!
hiç bir düşüş, beşiğimden kovuluş kadar acıtmadı:
-kırkayakların kervanına katilip,eceli bekleyebilirdim
-ciğerlerime tibet yalnızlığı üfleyebilirdim
-narçiçeğine konup, çingenelerle sabaha kadar dans edebilirdim
-bir post bulup alnımı öpüşlere uzatabilirdim
ve şeytanı kandırıp sana secde ettirebilirdim.

şimdi iki değil, dört yanım parantez mahkumiyetinde
sahipsiz oklar, tanrı evinde
kuru bir ıslık dilimin hemen ucunda
aynada tagorenin papağanı gülümsüyor
mutluluk zehirliyor beni, bu gecelerde...
üşüyen heryanım kahramanlığa kalkıyor
piyano tuşlarına basarken, tuzağa düşüyorum
ve günahlarımdan cehennem ağacına asılıyorum
sana eğdirdiğim şeytan
beni beyazlıklarımdan avliyor.

beni anlamadığını biliyorum sevgili!
ve inan buna üzülmüyorum
en zoru değilmi, olduğun gibi olabilmek,
bilmezken ne olduğunu.

keder taşlarım vardır sevgili!
yusuf kuyusuna atıp dalgalarını izlediğim
yayılır yayılır, bilalin göbeğinde ses verir
daphne güzelliğine bürünüp,başlarda taç edilir.

keder taşlarım vardır sevgili!
sana dalgaları hiç ulaşmayan
başına taç olmayan...

ey tanrıyı omuzlayan kelimeler!
ve sen çığlığından utanan kadın!
işte daphe
işte tagorenin gülen papağanı
işte kanım
bunlarda ömür mağarasında biriktirdiğim
acemi uçuşlarım.

şu gördükleriniz
gökyüzüne tersten bakan
cehennem ağacına asılan yarasalar.

onlar; babam
yanı gebe erkekler.
üzümün tadını bilmez, tibeti soluklamaz
güneşi gece doğduğunda sever
ayı avuçlarına sığdıramazlar...

onlar babam
yani gebe erkekler.
savaş meydanlarında sahipsiz okların sahibi
hani tanrı evine saldıran
narçiçeğini ayakları altında ezen
testere dostu, peygamber düşmanı
dirseğimi kırıp, ağzıma veren

bahçemdeki kuş cesetlerini ifşa eden
post avcısı, kan içici yarasalar...

duyuyormusun ah sevgili!
susayan cellatların, yemin seslerini
öyle çok susamışlar ki
avcuna bıraktiğim son gözyaşını içecekler
oysa ki
yarasa dudakları beyazı öpemeyecek kadar kanlı..

kanma sevgili!
tüm mezar taşları bize bakıyor…

Arzu Ulut
Kayıt Tarihi : 8.11.2006 11:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Esra Kaya
    Esra Kaya

    ayakta alkışlıyorum bu şiiri mükemmelsin dondum kaldım sevgiler

    Cevap Yaz
  • Suat Seymen
    Suat Seymen

    şiir!

    içten tebrikler...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Arzu Ulut