GAZİ ŞİİRLERİ

GAZİ ŞİİRLERİ

Hasan Sancak

O doğruyu söylerdi-konuştu açık açık
Yalandan nefret eder-bayrağına O âşık
Yenilik gelişmeyi-anlatıp açıklardı
Eksik yönler kalmışsa-hemen gidip yoklardı
İnim inim inlerken-çıktı haykırdı bir Türk
Bağımsız millet yaptı-Gazi Kemal Atatürk
'Onuncu Yıl Nutku'nda'-seslendi milletine
..

Devamını Oku
Hasan Sancak

Bayramların büyüğü-19 Mayıs bugün
Öyle bir mücadele-Atam uğraş verdi dün
Anlamı çok önemli-Atatürk’ümü Anma
Yolu şaşırır isek-o zaman olur yanma
Tarih buna şahittir-O’dur yurdu kuran Türk
Esaretten kurtardı-Gazi Kemal Atatürk
Millet yetiştirdiği-canlarıyla övünür
..

Devamını Oku
Sedat Demirkaya

Anadolu Aslanı Gazi Mustafa KEMAL

Gazi, Türk milletinin ruhudur, harcıdır, çimentosudur. O, hem olağanüstü bir insan, hem adam gibi adamdır. Dilimizdir, gençliğimizdir, geçmişimiz ve aynı zamanda geleceğimizdir.

O, bir fırtına kuşudur zorluklara göğüs geren ve sıkıntılı anlarımızda bize yol gösteren.Onurumuzu çelikleştiren, gururlu yaşatandır. Ortak aklımız ve cesaretimizdir Çanakkale'de, Sakarya'da, Büyük Taarruzda...Şimdi her birimiz bir Mustafa KEMAL'iz Tandoğan'da, Çağlayan'da, İzmir Gündoğdu meydanında, Manisa'da, Samsun'da, Diyarbakır meydanında...

Bir dağın yüksekliğini üzerinde yaşayanlar değil, ona uzaktan bakanlar bilebilirmiş.Türkiye'nin büyük bir lideri var. Zengin bir coğrafyası var. Birbirinden yiğit ve becerikli insanları var. Biz ne güzel helvalar yaparız hemşerim, herkesin aklı şaşar.
..

Devamını Oku
Ali Tırnaksız

Ey Türk oğlu kızı,
Unutma bu gazini
Sakın çevirme bana yüzünü
Unutma Türk’ün: “Ya vatan ya bu can! ” Sözünü

İndirtme bu bayrağı, koru bu vatanı
Hatırla, toprakta kefensiz yatanı
..

Devamını Oku
Muzaffer Taşdemir

Yüz yirmi dokuzlardan sonra ne zaman geldi imanın şartı altı,
Osman gazi, Orhan Gazi Sultanlar, Hoca Edebali ve Osmanlı
Tarih, kutlu vakti kaydetmiştir Kuruluşla, Bin iki yüz doksan altı
Mekke, Karahan, Malazgirt, İstanbul, Çanakkale Bahtı,
Yıkıldı bütün Firavunların ve bütün avanelerinin zulüm tahtı
Hazreti Muhammed Mustafa’nın muştusuyla insanlığın zaferi,
Aşk, dua ve cihadıyla yok olmuştur şeytan ve tabilerinin hileleri
..

Devamını Oku
Caner Kara

Hiç olmakmış şehit olmak, gazi olmak, hiç olmak,
Meğer mesele sadece ağaç olmakmış, ağaç olmak!
..

Devamını Oku
Sinan Karakaş

Ya gazi ya da şehit, olmaktır tek arzumuz,
Bir sınav ile geçti, yaşanan Temmuzumuz
..

Devamını Oku
Yusuf Tuna

Er kişi,yiğit olan insan demektir.Herkesi kendisi gibi gören,özü sözü bir olan,birlikte rahmet bulan,yüreği havada uçmayan,gönlünü toprakla beraber eyleyen,Hak'ka ram olmuş,Alp Eren niteliklerine sahip,ötelerin ötesinde gözü olan,sırr-ı suretten aldığı karakter yapısını şanlı Peygamber ocağında şekillendiren bir ruh hali ile hayat yolunda giden cefakar kimselere verilen ünvandır.
Erlik,benlik duygusundan uzak durmaktır.İnsanları Cenabı Allah'ın(C.C.) bir emaneti kabul ederek,Yunus Emre gibi Hak sevgisini gönüllere nakşedip dokuyan ve Hak sevgisiyle şiirler okuyan,Mecnun misali çöllerde Mevlasına kavuşma arzusudur.Mevlana Hazretleri gibi bütün insanlığı sevgi ile kucaklayıp,Hacı Bektaş-ı Veli misali Hak'tan aldığını halka vermektir.Ahmet Yesevi ocağında pişen gönül erleri ile Alp Erenlik vasfına mazhar olan ak sakallıların dualarında yerini bulan Allah(C.C.) dostu olmak demektir.
Kür Şad ile kırk yiğidi gibi koca Çin sarayını basacak cesareti göstermek er kişinin vasfı olmalıdır.Karahanlı Sultanı Abdulkerim Satuk Buğra Han atamız gibi İslama gönül verip onu yaşamak ve yaşatmak er kişinin hayat tarzını oluşturmalıdır.Malazgirt ovasında Selçuklu Sultanı Alp Arslan Gazi gibi vakur olmak erliğin özelliğidir.İstanbul'u fethedip yeni bir çağ açan Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet Han misali karakter sahibi olmak er kişilerin özelliğidir.Çaldıranda zafer kazanan ve Mısır seferiyle İslam sancağı ile halifeliği Türk milletine getiren cihan padişahı Yavuz Sultan Selim Han gibi Hak yolunda sefer kılmak er kişilerin görevi olmalıdır.Zigetvar'da Kanuni Sultan Süleyman gibi Türk-İslam mefküresi idealiyle hareket etmek er kişinin mizacını oluşturmalıdır.Türk-İslam ülküsüne gönül vermiş, Rızayı Bari için İlayı Kelimetullah uğruna Kızıl Elma ülküsü ile Allah(C.C.) rızası için İslama bayraktarlık yapmak er olan kişinin esas amacıdır.Söğüt'ten Ertuğrul ve Osman Gazi ile üç kıtaya yükselen ulu bir çınar gibi yükselmek er kişinin sanatı,at tırnaklarıyla Anadoluya Türk-İslam mührünü vuran yiğitler ise erliğin gereğini yapan fedailerdir.,Bir çok peygambere mekan ve yurt olmuş,evliya,eren ve Allah(C.C.) dostlarının bulunduğu,Cennet ırmaklarının dünyadaki uzantısı Fırat ile Dicle nehirlerinin suladığı kutsal vatanımız Anadolu topraklarını korumak ta er kişiye düşen tarihi mirastır.
Er olmak kolay, er kişi olmak zordur.Kişi anasından er doğar lakin hüner gösterip Bayındır Han oğlu Boğaç Han gibi yiğitliği ile Dede Korkut'tan ad alması er kişiliği kazanması demektir.Kişilik hakkı olarak erlik Alplik demektir.Alplik erenlik olmadan işe yaramaz.Ruhsuz bedene benzer.Alp Erenlik vasfını kazanmak er kişiliği hak etmek demektir.İnsanın hayatta değer bulması,can ile dünyada şan alması bu kutlu ülkü ile mümkündür.
Ülkü ve ideali olmayan,İslam potasında eriyip benlik duygusunu kıramayan kişilerde er kişi vasfı oluşmaz.Hayat nizamına yön verip yaşanmayan dava ile sonuca ulaşılmaz.Şu fani dünyada kişiliği şekil almış ve köklü temellere oturmuş olan ülkü,inanç ve idealleri çağlar ötesini aşan,yiğitliği ile topluma örnek olan bir Fatih,bir Yavuz,bir Alparslan misali er kişi olanlara ve onların yolunda yürüyenlere ne mutlu.
Selam Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa'yı(s.a.v.) örnek alana,
Selam Allah'a(C.c.) inanıp onun yolunda Kuran ile bahtiyar olana.
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Tabiri caizse Ata; ateşi eli ile tutmuştu. Kendisi açısından olup biten, yoğun bir stres kaynağıydı. Kişilik ve menfaatler çatışması gibi hissileşmelere götürülecek bir yüklenişti. Eleştirelliğine açıkça vurulacak, yumuşak karın noktasını oluşturacaktı. Yine de Gazi’nin tercihi, ufuk alınıştaki devlet adamı olmanın sanatçı (yaratan) kimliği idi.

Bunları şimdi bile okuyup görünce, Gazi aleyhine vahameti anlamamak, dinamizmi sıradan bir vaka gibi değerlendirmek olurdu. Bunlar insan doğasının bizi yanıltan bir tutumudur. Bu yüzden de kendi küçüklüğümüzle; ” Atatürk olmasa idi bile, başka Atatürkler olurdu” deme banalliğine düşerdik. Zaten Atatürkler olsa idi, Atatürk olmazdı! Yani bu durumlara da Atatürkler sayesinde düşülmemiş olurdu! Atatürk’te iyi bir zabitan olarak kalırdı. Zaten günün zemini de; eğer Atatürkler varsa idi de, zaman ve zemin diğer Atatürklerin içinde, zamana ve zemine en dek düşeni, etkiyip etkilenen cevap olaraktan(tepki) , seçilecekti. Oysa koşul, bildiğimiz, bu ATATÜRK'Ü seçmişti! Demek ki Atatürkler yokmuş. Bu söylem bir yanlış anlama da olmayıp, hatta fikir de olmayan, bir fikir özgürlüğü de olmayan; “Atatürk olmasa idi bugün aynı düzeyde ve daha iyi olurduk” deme gaflet ve mantık absürtlüğüdür! Bunun cevabı mümkün mü? Deli saçması bir anlama ve anlatımdır.

Sorgulamak yanlış değil. Burayı görmeden sorgulamak olguyu görmeyip, hayaller var edip, hayallerde yaşamaktır. Halamın bıyığı olsa, halam amcamdı, der gibi bir şey. Ne yazık ki halanız amcanız değil. Amcanız olmadığı içinde, halanızdır! Bunu değiştiremezsiniz. Siz de halanıza amcanıza davranır gibi değil, halanız olarak davranıyorsunuzdur! Gerçek bu. Realite bu. Hayatta olaylar yaşanıyor, sonra onun düşüncesini öğrenmek üzerine devam ediyor. Yani MUSTAFA KEMAL olarak Kurtuluş Savaşına giriyor, bu biçimi yaşıyor, ATATÜRK olarak sürece dahil olup, zaman ve zemini etkileyip değiştiriyordu. Savaş öncesinin Mustafa Kemal'i bu süreci yaşamasa idi, süreç sonrası hem yoktu, hem de süreç sonrasını yaşayamazdı. Mekanik savaşın öncesi Mustafa Kemal vardır. Savaş sonrası bambaşka, aynı fiziki görünümlü, ama ATATÜRK olarak etkileyip, etkilenen; olay ve olguları başlatıp, süreçleşen; yol alıp, yol veren; Atatürk vardır. Bu aynı zamanda farklı bir önderlik sürecidir de.

Şimdi konunun genel değinme açılımından sonra, Mustafa Kemal'in içinde bulunduğu bir toplumsal ulusun şaha kalktığı sürece, sanat yaratan bir olgunlaştırma ile nasıl yaklaştığına kendimce değineyim. Eylemleriyle yer yer sanat oluşa yönelir. Ve yer yer de; sanatın maharetçi temasında bulunan Gazi’nin anlam ve anlatımları sanatken, benzer istiklal savaşı yapmış olanlardan, yine benzer eylemli, benzer andırışçı kişilerin dahi, bizim devrimlerden ayrışır olan yanlarını, belirtmeye gayret edeyim.
..

Devamını Oku
Abdullah Kılavuz

Bir düş gördüm dün gece, gündüz gibi gerçek
Ben, Samsa, Akçakoca, Aydoğdu ve Osman Gazi
Koyun Hisar’dan yalın kılıç ve oklarımızla geçerek
Arıyorduk Bursa sırtlarında muştulanan izi
Bir düş gördüm dün gece, gündüz gibi gerçek

İki bin tane Bizanslı, ufukta belirmişti
..

Devamını Oku
Tahsin Koç

Türkiye’ye bir lider geldi
Kemal gibi
Mustafa Kemal gibi
Gazi Mustafa Kemal gibi
Kısaca;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi

..

Devamını Oku
Mehmet Gözükara

Darende İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Darende Kültür ve Sanat Derneği işbirliğinde düzenlenen ve 21 Haziran 2012 tarihinde beşincisi yapılan “Şair Öğretmenler ve Şiir Dinletisi”ne davet edilenler arasında bendeniz de vardı. 21 Haziran öğleden sonra saat ikide dört şair arkadaşla -Kahramanmaraş’tan Mustafa Okumuş, Göksun’dan Mahir Başpınar, Afşin’den Haşim Kalender, Elbistan’dan Hanifi Kara- birlikte programa katılmak üzere Haşim Kalenderin kullandığı arabayla yola çıktık.
Daha kısa olması hasebiyle Büyük Yapalak üzerinden Darende’ye varmamız uzun sürmedi.
Şiir dinletisinin ev sahipliğini İlçe Milli Eğitim müdürü Necati Tarak Bey yapmaktaydı. Kendisi de bir şair olan Necati Bey, ilçeye geldiğimizi haber alınca, makamına davet ederek hepimizle ayrı ayrı ilgilendi. Program gereği protokol ziyareti yapılacağından, şair arkadaşlarla birlikte belediye başkanlığına geçtik.
Belediye başkanı İsa Özkan tarafından oldukça sıcak karşılandık. Tanışma faslında Elbistan’dan geldiğimizi söyleyince söz haliyle -7 Haziran’da vefat eden- Abdurrahim Karakoç’a intikal etti. Kendisinin de cenazeye katıldığından ve başbakanlık müsteşarı ile vekilimiz Mahir Ünal’ın ilgi ve alakasından bahsetti. Çaylardan sonra, birer de kahve içmeden bırakmayacağını söyleyen başkanın bu ikramını da kabul ettikten sonra müsaade isteyerek, kaymakam beyi ziyaret etmek üzere belediyeden ayrıldık.
Hükümet konağına vardığımızda kaymakam Mehmet Aktaş Bey’i, biz şairleri bekler bulduk. Aktaş’ın şaire ve şiire dair yaptığı güzel yorumlardan ve karşılıklı mütalaalarla geçen hoş sohbetten sonra izin alarak, Necati Bey’in görmemizi istediği Tohma çayı istikametine yöneldik. Havasından mıdır, suyundan mıdır bilemem, Darende’de her karşılaştığımız insan Yunus yüzlü, derviş gönüllü geldi bana.
Kanyonun bittiği köprü tarafından girdiğimiz Tohma çayı, ilk defa gören şairleri büyülemişti. Yaz-kış 22 C˚ sıcaklığındaki üç kudret havuzunun sıralanmış tahliye oluklarından akan su adeta Tohma çayına ha gayret diyordu… Çokça fotoğraf çektirip, uyandırdığı intibaı birbirimizle paylaşarak Somuncu Baba külliyesinin oradan çıktık. Tohma gezimiz böylece son buldu. Yanlış söyledim galiba, son bulan gezi değil, sadece bu bölümdü. Sağolsunlar, Necati Bey’in rehberliğinde “Hasan Gazi türbesi”ni/“Şehitlik abidesi”ni gezmek için arabalara bindiğimizde, Haşim Kalender “İkindi namazını kılsak da geziye öyle devam etsek! ..” dedi. “Az sabır hepsinin üstesinden gelir” sözüme rağmen, Kalender’in memnuniyetsizliği yüzünden okunuyordu.
Darende’ye hakim, “Şehitlik tepesi” denilen bir tepede inşa edilmiş olan Hasan Gazi türbesine/Şehitlik abidesine vardığımızda, çevresinin ismine yakışır bir şekilde düzenlenmiş olduğunu ve iki bayrak direğinin üzerinde kocaman iki bayrağın dalgalandığını gördük. Necati Bey’in anlattığına göre, Seyit Hasan Gazi; Hz. Peygamber’in torunlarından Hüseyin Gazi’nin kardeşi, Seyyit Battal Gazi’nin amcası ve kayınpederi olup Abbasiler döneminde Zengibar kalesinin kuşatılması sırasında şehit olmuştur (Miladi 830) .
..

Devamını Oku
Urungu Şad

O ki Kostantiniye’yi kutlu Türk’e bağışlayan;
Osman Gazi oğlu,
Orhan Gazi oğlu,
Murad Hüdavendigar oğlu,
Yıldırım Beyazid oğlu,
Mehmed Çelebi oğlu,
İkinci Murad oğlu
..

Devamını Oku
Nilgün Budak

Kuruluşunda Cumhuriyetin,
Şehitler kadar, gazileri de vardı elbet canlarını ortaya koymuş,
Bir kısmı, kısmen bedenlerinden olmuş.

Zaferle döndüğünde cephelerden, Gazi demişler Atam sana da.
Liderliğinle seyre dalmak seni bir yana,
Hissedebilmek lazım şimşek bakışlarının altındaki Mustafa'yı,
..

Devamını Oku
Ramazan Mutlu Doğaner

Sokak aralarından geçerken
Belki de yüreğine dur diyemez
Utanır toplumun çürümüşlüğünden

Ancak
Unutur mu gazi
Bayrakları bayrak yapan
..

Devamını Oku
Arapgirli Haşim Koç

Hak aşığı mekanı
Erenlerin durağı
Kahramanlar otağı
TÜRKİYE M ANADOLU M
GAZİ KAHRAMAN YURDUM...

MEVLANA YUNUS sende
..

Devamını Oku
Erol Başçı

Vatan için kan döktün
Canından can verdin gazi..
Atan için,
Can döktün, kanından kan verdin
Elin medeniyetten apartılmış mayınına
Yataklık yaparken, vatan dediğin arazi?
Baş verdin, kol verdin, ayak verdin gazi! !
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

17]Bu tür fevri ve hissi anlayışlar, güncel devlet olmanın, güncel devlete değin kurumlaşma kurallarını bilgi olarak tam ikmal edememenin, bütün yanılgılarını taşımaktadır. Bu yanılgı kişileri inanç ayrımcı olmanın içinde tutar. Bu yüzden kişilerini düz mantık çıkartışlı yapmıştır. Hâlbuki siz, böylesi bir inakçı anlayışla, Kurtuluş Savaşı hareketinin oluşturulması esnasındaki, din adamı alimlerinin olumlu vaazını hiç dinlememiş olup da, öz hareketin içine katılan; dinsiz ya da gayri Müslimlerin var bulunmalarını, bunların bu mücadeleye katılma hareketini, bu tür din eksenli düz mantığınızla, asıl okuyacaksınız?

Bir kutsal hareketi, herkes baktığı yerden tutup anlar ve anlatırsa bu tarih bilinci olur mu? Halkın bir vatan sevgisi, bir kul olma Osmanlı tabiiyeti mantığı, ya da yurttaş olma bilinci tanzimat fermanlarıyla ve birinci ikinci meşrutiyetlerin estirdiği kimi rüzgarlarla ve milliyetçilik akımlarının doruklaşmaları gibi araçların etkilemesi ilen yurttaş olma özgür olma vatandaş olma gibi duymalar ve benimsemeler hiç yok mu da, din alimleri olmasa bu iş kotarılamazdı denmeye getirilmektedir? Din alimleri de, sonuçta yükümlülüğü olan bir yurttaş değiller mi?

Din alimlerinin de bilinçli bir toplum ve bilinçli millet aidiyetliği yok muydu da böle söylenir? Halkımız müslüman olmadan önceki yaşantısı için de yurt savunması bilinci çoktan oluşturmuş, kendi yurtlarını savunmuş, bir çok devletler kurmuştur. Aksine dini inançlar, halkımızın var olan bu bilincinin üzerine oturmuş ve gelişmiş devinmiştir. Yani yurt sevgimiz inancımızdan dolayı değildir. Aksine inançlar zaten var olan yurt sevgimiz üzerine konumlaştırılmıştır.

20 Nisan 1920 günü Temsil heyetinin bildirgesi 'devlet otoritesi olmanın bilincinde olan' herkesin manen olumlaması gereken bir haldir. Bu bildirge; en tabii, en gerçekçi ve kontrolsüz gücü, kontrol altına alan, kitleleri kazanmak için bir sosyolojik yaklaşımdır. Orada şaşa kalacak bir tavır yoktur. Ve orada, ülkenin gelecekteki inşasına katılacak olan bir inşa olur denli ufacık bir katılma malzemesi de yoktur.
..

Devamını Oku
Nevzat Bilgiç

Edirne ' de bin çeşme,
...
Hamidiye caddesi,
Kaleiçi...
Kartlara konu olmuş.
Kırkpınar Sarayiçi;
Tutuklu nice Ata,
..

Devamını Oku
Nevzat Bilgiç

' Gazilerimizin Tümüne minnet ve şükranla...'

Nereye bu yolculuk, Murat doğumlu Banaz! ...
Yazıp çizerim ama, sanma derdim senden az! ...
Sızlamakta bu akşam, onca Gazi Yarası,
Bir başka ağlamakta, nice Şehîd Anası...

..

Devamını Oku