GAZİ ŞİİRLERİ

GAZİ ŞİİRLERİ

Turan Yükseloğlu


Uyandım ki; yapayalnız, dermansız,
Alaca karanlık, ortam ıssız, sessiz,
Vurulmuşum, sanki ağrısız, sızısız,
İlk aklıma gelen, ailem kalırsa bensiz,
Uzaktan gözüken fersiz ışık hüzmesi,
Köpek havlaması, baykuş ötmesi,
..

Devamını Oku
Gülhan Özkara

Irkımın şerefi
Irkımın şanı
Doğunun fatihi
Gazi Osman Paşa
Kamplarını bir bir ele geçirdi
Daha iş bitmedi
Gazi Osman Paşa
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Karanlık
Karanlık
Karanlık...

Gecelik korkardı
Gecelerden
Üste alınmaz olurdu da
..

Devamını Oku
Ömer Ekinci Micingirt

Yalancı falsolar büyüyor her an
Bosna İdlip Mısır Doğu Türkistan
Asrın hakikati fillerin devran
Aklı bütünlere kalk diyor zaman

Susmak mes'uliyet gayret asildir
Buğzun ötesi mevt tezgah nasıldır
..

Devamını Oku
Mahmut Edip Kuğucak

Şu dünyanın dönen,dönemecinde,
Her kez imkanında,her kez gücünde,
Ay yıldızı taşırken,baş tacında,
Erler şehit,Ordu gazi olacak.
Vatan Şanlı,Tarih’de yer alacak.

Anlına vururken,nişan turası
..

Devamını Oku
Niyazi Sakar

Oldukça saftır hiç bir suçla ilgisi alakası yok
Canı kendinin değil olsada kalbinde ok
Sıcak kanlıdır ama çevresi buzdan da soğuk
Ne şehittir,ne de gazi kurunun yangınındakiler...


Koşar etrafına hiç bir mefaati olmadan ortadadır
..

Devamını Oku
Gülten Ertürk

Düşman pusu kurmuş dıştan destekli
Havadan ateşi açan köstekli
Bilmiyorlar ki et tırnağa ekli
Ülkem için gazi ya da şehidiz
Ölümden korkmayan tek milletiz biz

Kandırmışlar yirmilik erimizi
..

Devamını Oku
Yaşar Çiçekoğlu

Gazi Mustafa Kemal
Samsundan doğan bayrak
Rengini kanımdan al
Barış getirsin bize uzattığınız her dal
Cumhuriyet Korosu İstiklal Marşını çal
Sönmeyen bir ışıksın
Gazi Mustafa Kemal! ...
..

Devamını Oku
Fevzi Günenç

ATATÜRK Diyor ki: “Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler. En eski çağlardan beri tarihi Türk yurtlarında, Türklüğün yüksek varlığını kahramanlıkla tespit etmiş olanlarla şahsen beraber olduğumu beyan etmekten duyduğum zevk ve saadet yücedir.”
“Benim Güzel Gazianteplilerim”in başına almayı düşündüğüm bu yazımda Sevgili Atamızın özgeçmişini yazacak değilim elbette ki. Doğal olarak onun kentimizle, hemşeriliğimizle ilgili yaşadıklarına yer verilmesi önemlidir elbette.
Ancak Mareşal Gazi Kemal Atatürk’ün yaşamının satırbaşlarından söz etmeyi gerekli gördüğümün de bilinmesini istiyorum burada. Ata’mız 1881 yılında Selanik’te Türk oğlu Türk bir ailenin ikinci evlâdı olarak dünyaya geldi. Annesi Zübeyde Hanımdır. Babası Ali Rıza Bey Selanik Milli Askeriye Taburunda üsteğmen olarak görev yapmaktayken, sağlık nedeniyle ordudan ayrılmak durumunda kalmış asker kökenli bir Türk’tü. Ali Rıza Bey, ordudan ayrıldıktan bir süre sonra yaşama veda etmiştir. Atatürk’ün kendisinden önce dünyaya gelen ablası ise Makbule hanımdır.
Ön adı Mustafa olan Atatürk, babası gibi asker olmak istiyordu. Bunun için de Selanik Askeri Ortaokuluna girdi. Başarılı bir öğrenci olarak kendini gösteren Mustafa’ya Matematik öğretmeni Mustafa Bey, Vatan Şairi Namık Kemal’den esinle Kemal adını verdi. M. Kemal Askeri Ortaokulu bitirdikten sonra İstanbul’a giderek 1899’da Harp Okulu’na yazıldı. O düz bir örenci değildi. Başarılı öğrenciliğinin yanı sıra edebiyatla ve siyasetle de ilgileniyor, bol bol okuyarak kendini bilgilerle donatıyordu.
Harbiye’yi bitirince 1902 yılında Harp Akademisine girdi. Buradan Kurmay Yüzbaşısı olarak 1905’te mezun oldu.
M. Kemal Osmanlı’yı yönetenlerin yanlış görüş ve tutum içinde olduklarını görmekteydi. Karanlık bir geleceğe “dur” demek gerekiyordu. Bu amaçla bir kaç arkadaşı ile birlikte Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdu. Artık kuşkulu kişi sayıldığından payitahttan uzak tutulmasına özen gösteriliyordu. Bu nedenle de ataması Şam’daki 5. Ordu’ya yapıldı. Burada davet yönetimindeki bozukluğa, ordunun eksikliklerine ve halkın ezilişine daha yakından tanık oldu.
Halkın kendini yönetme ilkesine dayanan yeni bir düzen yaratmak amacıyla 1906’da Vatan ve “Hürriyet Cemiyeti”ni kurdu. Öte yandan görevini başarıyla sürdürmesi sonucu Kıdemli Yüzbaşı olarak Şam 5. Ordu kurmay heyetine atandı.
..

Devamını Oku
Selim Altıner 2

Düşman girdi topraklarımıza
Süngüler takıldı silahlara
O mavi gözlü dev adam
O gazi Mustafa kemal paşa

Yirmi üç nisan armağan edildi çocuklara
Her yerde neşe bayraklar havada
..

Devamını Oku
Cahit Öztelli

Tuna nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanlı Gazi Osman Paşa
Pilevne'den çıkmam diyor

Tuna nehri akar gider
Etrafını yıkar gider
..

Devamını Oku
Nebi Ünler

SUÇLU PARALEL YAPI

Yakında çıkıverir, ampulcü bir yalaka
Şah’a yaranmak için, bir tarih yazıverir…
Adem’e haram meyve, yedirenle alaka,
Kurup, paralel yapı, Hizmet’tir gazı verir.

..

Devamını Oku
Hasan Sancak

Vatansever bir kişi-eşsiz deha irade
Mısralar anlatamaz-aciz kalır ifade
Hep destanlar yazıldı-geçmişten geleceğe
Bayrak yere düşmedi-son verdi yüzsüzlüğe
Plevne Kahramanı-O Gazi Osman Paşa
Yüzüncü yıl dönümle -yüzyıllar boyu yaşa
O'nun komutasında-Türk'ün sesi duyuldu
..

Devamını Oku
Nebi Ünler

GAZİ'DEN GERİSİ
(Ayhan Dosta...)

Zaman zaman düşer aklıma, sızlar,
'Sol kolumda iki kurşun yarası... '
Çoğumuzdan 'YARIN' çaldı hırsızlar
'GAZİ' den gerisi... Çok yüzkarası.
..

Devamını Oku
Galip Kemali Günay

Taka Nuri................. Bu sana kalıtım dır................. ilerde................ çok sıkılırsan............................................................................................................................................................................Yaşıyorsun Gazi Mustafa Kemal Atatürk.......Hitabenle aklımızda..............gönlümüzde...................... Yaşıyorsun.............. paşa paşa......................
..

Devamını Oku
Abdullah Konuksever

Yıllar önce Hogeschool van Alkmaar’da talebe idim. Amsterdam’dan trenle okula gidecektim ama trenin kalkmasına biraz daha zaman vardı. Kompartımanda otururken şuursuzca dışarıyı seyrediyordum. Gözüme çarpan şeyler arasında raylar, küflü demir direkler, istasyon binasının duvarındaki kararmış tuğlalar... Küflü demir yığınları ve kararmış tuğlalar arasında bir ağaç dikkatimi çekti. Bir ağacın pırıl pırıl parlayan yaprakları ile adeta göz kamaştırıcı güzelliğinin ilk kez farkına varmıştım. Rabbimin yarattığı bir ağaç, insanların üretmiş oldukları eşyalar yanında karşılaştırılmayacak kadar güzelliğe sahipti... Geçenlerde yol kenarındaki ağaçlar çok farklı bir açıdan dikkatimi çekti.

Cuma günü sabah otobüsle işe giderken kitap okuyordum. İş haftasının son günü olması ve gürültülü bir ortamda kitap okumaktan biraz yorulmuştum. Zaten bir durak sonra otobüsten inecektim. Kitabı kapatıp çevreyi seyre daldım. Karanlık bir tünelden çıktık, gözüme ilk çarpanlar arasında: yol, ilerideki köprü ve yol kenarındaki devasa inşaat makineleriydi. Daha ileride apartmanlar vardı ve yol ile apartmanlar arasında sıra ağaçlar dikiliydi. Zihnimde ağaçlar ile insanların yaptıkları yol, köprü, makineler arasında gidip gelmeye başladım. Bu sefer ağaçların güzel olmaları yanı sıra birden fazla faydalı işler yaptıkları dikkatimi çekti. Evet, insanların yaptıkları mesela köprü sadece karşıda karşıya geçmeye yarayan bir yapıttır. İnşaat makineleri içinde aşağı yukarı aynı şeyler söylenebilir; ya kazıyıcıdır, ya çekicidir ya da taşıyıcıdır...

Ya ağaçlar? Ağaçların çok sayıda işi birden yapabildiklerini fark ettim, bunlardan bazıları:

1) Bitkiler havayı karbondioksit gazından arındırlar. Havadaki karbondioksiti bitkiler içine çekip bünyelerinde bu gazı büyümeleri veya yaşamaları için gerekli olan hidrokarbonlara dönüştürürler. Kendilerine lazım olan gıdanın (hidrokarbonlar) yanı sıra oksijen gazı da oluşur. Kısacası, bitkiler havadan aldıkları karbondioksit gazı yerine oksijen gazı soluklarlar. Ancak, bitkiler ışık olmadığı zamanlarda insanlar gibi oksijen alıp karbondioksit soluklarlar. Fakat, bitkilerin çoğunluğu sadece yazın canlı olduklarından ve yaz aylarında gündüzün geceden daha uzun olduğundan bitkiler nefes alıp vermeleriyle hiç bir zaman havayı kirletmezler. Gecenin uzun gündüzün ise kısa olduğu zamanlarda da zaten bitkilerin çoğunluğu kış uykusundadır.
..

Devamını Oku
Ahmet Karataş

...........Son Söz.........
Ey İslâm ümmeti mahsun olma!
Onların ölüsü leş kalanı kalleş
Senin can verenin Şehit
Yaralın Gazi kalanın mert

Ey Müslüman evladı hüzünlenme!
..

Devamını Oku
Oktay Doğan

Ak tütün karakolunda hain pusuda kahramanca çarpışırken ayaklarından yaralanan J.Tğm.Deniz CİVELEK'e ithafımdır.Yigit tegmenin gözün arkada kalmasın intikamın alınacak.Sana ALLAH'dan acil şifalar dilerim

Deniz Teğmenim henüz yirmi üç yaşında
Kavak yelleri eserken akranlarının başında
O iz bıraktı Ak tütünün toprağında-taşında
Kalkın gazim geliyor, saygı ile durun önünde
Vatanı için yaptıklarına bakın dönünde……
..

Devamını Oku
Hüseyin Kılbaş

ZİNCİRLEME ŞİİR


Seccadeler alnından öpsün seni bu gece
Merhamet diyarından boşanırken ırmaklar
Melekler şahit olsun, dökülsün tüm günahlar
Tesbih tanelerinde gezinirken parmaklar. -- Gazi
..

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

Sevdanın mevsimi yoktur; iklimleri vardır. Ve bu iklimler hep yanlış zamanlıdır. En sıcak dakikaları arzuladığın zamanlarda iklim soğuktur yarda. İçini serinletecek dost olsun istediğinde; meltem sıcağı dokunur boynuna... Sıralı sistem tüplü otomobil gibi işlemiyor vesselam.. Ya gazı kesilir duyguların ya da benzin gibi uçup tükenirsin. Dizele bağlayamadık bir türlü sevmeleri. Ekonomik sevemiyoruz işte..
..

Devamını Oku