GAZİ ŞİİRLERİ

GAZİ ŞİİRLERİ

Adem Şenay

Şehitler Yurduna

Kurak ovalar,karlı dağlar,yurdumuz olmuş
Ahmetler,Mehmetler gidip ordumuz olmuş
Vatan için can vermek, borcumuz olmuş
Can demek,kan demek,vatan demek

..

Devamını Oku
Mehmet Cengiz 2

Kan inceldi bozuldu soy
Renk verdiler uzadı boy
birde kendini yerime koy
verdiler gazı aldılar oy

saçları yukarı bıyık hok
selam vermez karnı tok
..

Devamını Oku
Abdurrahman Topel

Yazgım deyip tuşa geldim
Uzun yoldan boşa geldim
Ara gazı çoşa geldim
Affet beni gül kokulum


Metaneti attım rafa
..

Devamını Oku
Mehmet Cengiz 2

Millet tutturmuş bölücülük
Her ağızda bir düdük
Kaldıramazsın ağır yük
Ne sağa ne sola bük

Bak önüne işte terazi
Yalan dolana etme nazi
..

Devamını Oku
Turan Uçkun

Vatan bugün yine 10 şehit verdi,
Kimisi nişanlı kimisi evli,
Hiç kimsede yoktur böyle bir sevgi
Uyan Ey Milletim gün kardeşlik günüdür!

Vatan borcumuzdur bizim askerlik,
Kadınıyla erkeğiyle daima birlik,
..

Devamını Oku
Ertugrul Aydogan

haykırarak saldırıyor, yol verin ona
Allah Allah seslerini duymadınız mı?
kalleş mayınıyla şehit, bulandı kana
sizin için sehit oldu gormediniz mi?

bilirim bası dumanlım, sende üzgünsün
hainlere mesken oldun, gözü yaşlısın
..

Devamını Oku
İzzettin Bilgin

Doğduğum köy çok güzel,
Uçarak gitmek istiyorum doğduğum köye,
Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar,
Köyümün dağında yuvarlanmalar.
Bayramdan bayrama gitmek isterim doğduğum köye,
Çam gazi barajın suyu akar kanaldan,
Balık tutmak istiyorum oradan,
..

Devamını Oku
Muhtar Gazi Topal

GELİNCİK DAĞININ HİKAYESİ

Pamuk ipliğinden daha ince bir hayalle başladı dünyaya gelişim. Daha dün gibi hatırlıyorum anne karnında geçen günlerimi.Babamın sinirli halini, bağırıp çağırmalarını sağır olan kulaklarımı, oynatamadığım ellerimi, dizlerim karnımda büyümelerimi,gözlerim yeşilini tamamlamadan kırmızı ağlamalarımı, doğduğum zaman büyüyeceğimi zannederken çocuk aklımla iyice küçüleceğimi, unutarak bir anlık bir hareketle sıçradım dünyaya.
İlk duyduğum ses susturun şunu! diye bir bağırma olmuştu.Susarak büyüdüm susarak okula başladım, gençliğim susmuştu.Suskun suskun bir çiçek kopardığımı hatırlıyorum, başka bir bahçeden bahçeme dikip de suskunluğumdan sevemediğim, onunla gülüp oynayamadığım, hep kavgalı olduğum günlerde suskun ruh halimle iki fidan daha dikip,yetiştirme hevesini bile alamamıştım. Üstüne üstlük bir de getirdiğim çiçeğin o fidanları da alarak beni nasıl yalnızlığa terk ettiklerini hiç mi hiç aklımdan çıkaramam.
Ama hayat bu bazısına hep güler, bazısını da ağlatıp boyun büktürürmüş.Onun için boynum hiç düzelmedi hep eğri gezdim. Kendi halimden hiç haberim olmadı.Unuttuğum gönül bağım hep susuz ve kıraç kaldı.Sonunda kendimi o kıraç topraklara hapsettim.Kıraç da olsa yarılan topraklar arasından çıkan böcekler bana can veriyorlardı.
Derken ufak bir tepe beliriverdi bağımın tam ortasında.Sevindim bir yoldaş bir arkadaş olur diye, kazma vurup dağıtamadım biraz öyle kalsın, sonra iki kazma darbesiyle düzeltirim dedim.Dalmışım irkildiğim de bir de ne göreyim! tepe büyüyen bir dağ heybetiyle karşımda duruyor.Artık ne kazma ne kepçe ne de dozer yıkamayacak hale gelmiş, oturabilecek ve kalacak bir yer bırakmamış.Büyümüş de büyümüş bana tepesinde sadece bir çiçeklik yer bırakmış ve orada da bir çiçek açmıştı. Yaklaştım dikkatlice baktım,narin mi narin, yeşil yaprağı dikkatlice baktığın zaman içinde sanki bir dünya gizliyormuş gibi,kırmızısında siyahı sanki yastaydı. Kıyamadım sökmeye elimdeki kazmayı fırlatıp attım, bağırdım ne yapıyorsun aptalllll! o sana bir yoldaş,o sana bir arkadaş, o yaralı sen yaralı, bari sen ölmeden sar onun yarasını diyerek söylenip durdum kendi kendime.Biraz sakinleşince dağa isim aramaya başladım sonunda karar verdim: dağım gelincik dağı olsun diye.Tüm sırlarımı onunla paylaştım, onunla yaşadım tüm güzellikleri. Şimdi bir de türbe yaptım gelincik türbesi her gün her saat her saniye oradayım.
Eyyyyy! ! Bütün gelincikler bendeki gelinciğimi soruyorsunuz? İşte bendeki gelincik sevgisi bu budur işte. Gelincik sevdamdaki bir tek gelincik sevdası.Sakın öldürmeyin beni: öldürürseniz de gelincik dağımdaki,gelincik türbesinin içine yatırın beni, toprak örtmeyin üstüme toprak olduğumda gelincik çiçeği açsın sevdalı bedenimde.
..

Devamını Oku
Erden Ülgen

Seksen yedi yıl geçti üzerinden unutamadık,
Bak bir 30 Ağustos'u yine sensiz kutladık,
Hepimiz birer Atatürk olduk yine yetmedik,
Yüz milyonlar bir araya gelse de yetmeyecektik,

Atam sensizliğe alışamadık, alışamayacağız,
Bir fazla sen olmak için daha çok çalışacağız,
..

Devamını Oku
Işıl Koçoğlu

Bilmek istiyorum
görebilmek hislerini
kafandan geçen düşünceleri
seviyor sevmiyor bilmecesinde
papatyamın son yaprağını
kopartmadan önce
üzülmek istemiyorum
..

Devamını Oku
Kadir Soytürk

Arkalarda cehennem, ileride cennet var
Gerilerde kalırsan, uzay bile olur dar!

Ya şehidsin,ya da gazi
Geri kalma,ileri git!
Mevla olsun,senden razı
Geri kalma,ileri git!
..

Devamını Oku
Hüseyin Kılbaş

SAKAT UYGULAMALAR YA DA ÖZÜRLÜ İNSANLAR.

Bu hafta dünya engelliler günüydü. Resmi verilere göre Türkiye nüfusunun azımsanmayacak bir kısmı engellilerden oluşuyor. 8,5 milyon civarında engellisi olan bir toplumun gündeminde hiç yer almayan, maalesef gündem dışı kalmış bir konu bu.

Herkes bedenen de fikren de tamamen sağlam olmayı ister. Evladının doğumunu bekleyen ana-babalara sorulduğunda “ Çocuğunuzun kız mı, yoksa erkek mi olmasını istersiniz? ” sorusuna verilen ortak cevap hep şu olmuştur: “Eli, ayağı, tüm azaları sağlam olsun da kız erkek farketmez, hayırlı bir evlat olsun” İnşallah cümlemizin evlatları hayırlı olur.

Yüce Yaradan pek çoğumuza düşünebilmek, yürüyebilmek, işitebilmek, görebilmek, dokunabilmek, tutabilmek, konuşabilmek vs gibi nimetleri doğarken eksiksiz vermiş. Bu nimetlerin bazılarını kimimizden doğarken, bazılarını ise ilerleyen yaşlarda değişik sebepler ve şekillerde almış. Mutlaka her felaket ve musibette bilemediğimiz, anlayamadığımız gizli bir takdir vardır. Yaradan, belki kullarına baki bir makam kazandırmak için de böyle irade etmiş olabilir. Çünkü her şey Halık’ ındır. Her şey O’ nun bilgisi dairesinde gerçekleşiyor. Herkes engelli adayı ve engelli ailesi adayıdır. Yarım saat sonra başımıza nelerin gelebileceğini Allah’tan başka kim bilebilir. Bunun idrak edip, engellilik konusuna böyle bakmak gerekir.
..

Devamını Oku
Metin Korkmaz

Yıl 1915,
Güzel Çanakkale'mde,
Sömürgeci ruhlar,
Bir karabulut gibi gelmekte.
Mehmedim bekler siperlerinde,
Lâkin hesaplayamadıkları düşmanın,
Vatan aşkı, ölürsem şehit,
..

Devamını Oku
Fatih Gülsen

karpuz kavun
Kendini savun

Soğan sarımsak
Otursak kalksak

Domates biber
..

Devamını Oku
Ramazan Eyigün

Ata evladına bırakır eser
Birine verse de öteki küser
Oğlu cellat olmuş Atayı keser
Böylesine idam ver hakim bey


Canım Türkiye de ne yolsuz çıktı
..

Devamını Oku
Özgür Yeşil

Destanlara sığmaz bizim aşkımız
Göklerde dalgalanır bayrağımız
Uğruna şehit oldu canlarımız
Şimdi ne olduda ayrı gayrıyız

Kalplerimiz ayyıldızla mühürlenmiş
Kanlı kurşunlara göğüs germiş
..

Devamını Oku
İrfan Kayagil

Atam derdi vatan gençliğe emanet
Güçlü olsa bile hıyanet
Şaşarım kim satacaktır vatanı
Hatırla, binlerce kefensiz yatanı,

Her bir şehit sanki boşa öldü
Torunları borca gömüldü,
..

Devamını Oku
Vedat Dağlıoğlu

Asker karda kışta vatan beklersin
Düşmana göğsünü siper edersin
Uygun adımınla yer gök inlesin
Dünya türkün sesini dinlesin

Vermeyiz bir karış torağımızı
Uğrunda feda ederiz canımızı
..

Devamını Oku
Esad Keşşafoğlu

Müslümanın gönlü HAK rızasında
Oldukça gerçekten müteselsildir
İşlerinin sonu akim kaksa da
sabreder zira ki, mütevekkildir.

Sebebe güvenmez, sebepsiz kalmaz
Gelen musibetler yazgısındandır
..

Devamını Oku
Turgay Kurtuluş

Beyaz duvar ışıldıyor,
Mavi gökyüzü bir baska renk katıyor
Yesil bahçe imrendiriyor,
Lacivert sular göz kamaştırıyor
Sarı sıcak güneş isıtıyor

Renklerin kardesligi elele tutusmus
..

Devamını Oku