Doğu ve Güneydoğu'nun sorun çözülmedikçe,
İnsanca yaşam, hakça bölüşüm sağlanmadıkça,
Mes'elelere sathi ve popülistçe yaklaşıldıkça,
Biz, Avrupa Birliği masalı ile avutmasınlar,
Avrupa birliğine gireceğiz diye avuturlar laf ile,
Bir ağır mihman bekliyordum, Almanya'dan,
Geç vakit kapıdan içeri girdi, uyanmadan,
Zira hem yol geldi, uyuyordu öte yandan,
Nasıl karşıladık? Bu ağır konuğu, candan,
Bu aziz konuk, torunum küçük Selman idi,
Anlatamam, Ali'nin bilmem bilimselliğini,
Atalarımdan böyle öğrendim faziletini,
Bu inancımdır, tartışamam kerametini,
On iki İmamların atasıdır Ali.
Ali'dir, iki cihan Serverinin Müsahibi,
Zamanın birinde bir çiftçi yaşarmış,
Kendine göre bazı işlerde başarmış,
Aklı ile Fikri ise,
Tembellikten dedikodu yapmaya,
Yek diğerini horlamaya başlamış,
Netice de iş,
Belki anlaşılmaz garibin meramı,
Hakk eksik etmesin üzerinde keremi,
Kapınıza uğratmasıni derdi, veremi,
Sağlıklı ve mutlu büyü Süheylam,
Basma kalıp gibi gelebilir sözlerim,
Vaktiye şehrin birinde,
Bir marangoz yaşarmış,
Keseri elinde,
O zamanlar,
Şimdiki gibi değilmiş,
Elektrik,
Gözün karadır, siyahtır saçın,
Devamlı kaçarsın benden, niçin?
Gel biraz insaf et, başın için,
Kırma kalbimi kem söz ile.
Bak, sinem parça parça paralandı,
Dinleyin, çocukluğumla ilgili bu sözleri,
Köyümüzü anlatayim, bilgilendireyim sizleri,
Bu anlatacaklarım belki değildir Hakk'a reva,
İnşallah faydası olur, hasretinize olur deva.
Yıl Bindokuzyüz otuzdokuz, Yirmi beş Mart,
Duayen aşık göçtü, yücelerden engine,
Bir Masuni Şerif demiş idi kendisine,
Boyanmıştı, çok gül ve çiçeklerin rengine,
Elbistan'dan yetişen Aşık Masuni.
Bir nesil, elediği hölük ile belendi,
Bir sabah, bir seher gelirim dedin,
Gözledim yolunu gelmedin, niye?
Yoluna güller, çiçekler sereyim diye,
Yolunmadık gül bırakmadım, canan.
Kem gözlerden sakınırdım seni,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!