Gayri Resmi Evlendim Şiiri - Mahmut Buğrul

Mahmut Buğrul
76

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Gayri Resmi Evlendim

Daha küçük yaşlarda adını sık sık duymaya başladığım biriydi.İsmi herkes tarafından biliniyordu.Ailemden de onu şahsen tanıyanlar vardı.Yaşadığım şehirde değildi onu hiç görmemiştim,yinede hakkında çok şey biliyordum. Ben onunla birgün karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim ama adınıda yine duymaya devam edeceğimden emindim.Yaşım ilerledikce ona yaklaşıyor olduğumu çok sonraları öğrenecektim.

Bazen büyüklerimizin sohbetine konu,bazen de bizim meraklı sorularımızın cevabı oluyordu.Hakkında çok yazılar,şiirler ve şarkılar yazılmış fakat hiçbirisinde de olumlu yada güzel şeyler yoktu. Hep ona karşı sitem hatta ah ediliyordu.Buna rağmen ondan vazgeçilmiyordu çoğu zaman.Tılsımlı bir çekiciliği olması lazım ki; tanıyanlar ondan şikayetçi oldukları halde onu terkedemiyorlardı.

Onun kesin belirli bir mekanı yoktu, uğramadıgı tek yer benim yaşadığım yerdi.Onu buraya sadece yabancılar getirebiliyordu ancak o zamanda ben onu göremiyordum.Onsekiz yaşında iken mersinde gördüm ve azda olsa marmariste tanıdım.Hakkında duyduklarımdan farklıydı,güzeldi,umut vericiydi yada genç olduğum için bana öyle görünmüştü.Zaten genelde gençlerin onun peşinden gittiğini biliyordum.Onunla geçirdiğim iki aylık kısa süre bile beni ona bağlamaya yetmişti. Ondan hoşlanmıştım ama ayrılmak zorundaydım kendi yaşadığım yere yani Gölbaşına döndüm.

Aradan iki yıl geçti,beni çagıracağını biliyordum ve beklediğim daveti aldım.Bu sefer biraz daha uzun bir birlikteliğimiz olacaktı.Buluşma yerimiz Afyonun Emirdağ ilçesiydi.Üç ay kadar orada kaldık ve Bilecikte tekrar buluşmak üzere on günlük bir ara verdik.Onu ilk tanıdığım çekiciliği yoktu fakat söz vermiştim, istemesemde Bilecikteki sınırlı beraberliği gerçekleştirmeliydim. Onbeş aylık zaman içerisinde ondan nefret etsemde bana çok şey ögrettiğinin farkındaydım.Nihayet bu gönülsüz beraberliği bitirmiş ve Gölbaşına gelmiştim.

Onu daha iyi tanımış ve pekte sevimli olmadığını gördügüm halde, onda beni çeken birşeyler olduğunu hissediyordum.Evet onu sevmiyordum ama bana gelecek için olumlu vaadlerde bulunuyordu. Bense onu unutmak ve kendi hayatıma devam etmek istiyordum...Yaşadığım yerde hayat zordu ve bu zorluğa dayanamayan bedenim birgün yorgun düştü hastalandım.Benden herzaman haberi olan o çekici varlık bu sefer farklı bir sebepten dolayı beni kollarına almıştı. İki ay boyunca mersinde tedavimi yaptırdı.Bedenen rahatsız olmama rağmen yanında ruhen çok rahattım.Bana göstermiş olduğu bu ilgi sayesinde ona tekrar ısınmaya başlamıstım(Bunda, yaşadığım yerdeki acizliğimin de payı büyük) .

Onun sayesinde iyileşmiş olmam, bana vaadettiği geleceğiminde teminatı olmuştu.Artık ona güveniyordum.Mersinde beraber yaşamak için bazı çabalarım olduysa da kısmet degilmiş ki; bu sefer istemeyerekte olsa ondan ayrıldım...

Yirmibeş yaşına geldiğimde hiç beklemediğim bir anda,daha uzak bir yerden ve daha büyük vaadlerle beni yine yanına çağırdı.Kararsızdım, ne yapacağımı bilmiyordum, çünki bu sefer ailemden çok daha uzun bir süre için ayrılacaktım.Bu süre belkide bir ömür sürecekti.Onun bana sunduğu şartlar ise hiçte hiçe sayılır değildi.Ailemin ve bazı yakınlarımın teşviki ile gitmeye karar verdim.

Hayatımdaki bu önemli değişiklik için bazı kısa yolculuklar yapmam gerekiyordu ve her yolculuğumda o da benimle beraberdi.Beni ya kendine yada ailemden ayrı kalmaya alıştırıyordu. Gölbaşının hemen dışında karşılanıyor, dönüşte ise aynı yerde uğurlanıyordum.Onu kendi yaşadığım yere getiremiyordum.İlginç olan şudur ki; onunla yaşamayi istememe rağmen onun tarafından karşılanmak acı, uğurlanmak guzeldi.

Beraber yaşayacaktık, bir nevi evlilik olacaktı.Onunla yaşamak istemiyordum ama asıl sevdiğimi alabileceğim güç onda mevcuttu(Büyük bir yanılgı) . İlk bakışta bu düşünce ne kadar nahoş olsa da o bunun bilincinde ve en az benim kadarda o istiyordu.Bana verdiği vaadlerin başında da bu vardı.

Bütün hazırlıklar tamamlanmış,onunla yaşayacağım yere gideceğim gün gelip çatmıştı.Beni almak için taa İtalyadan gelmiş fakat yine herzamanki gibi Gölbaşının çıkışında bekliyordu.Bu bir evlilikti, evet onunla evleniyordum, ancak sanki gelin olan benmişim gibi evinden ve ailesinden ayrılan bendim.Ailemle vedalaştım, ağladım,ağlattım ve hareket etmek üzere olan arabaya bindim.

Gölbaşının çıkışında beni bekleyenleri gözümdeki yaşlardan dolayı net göremesem de, kalabalık olduklarını anlamıştım.Anladığım bir şey daha vardı oda; şiir ve şarkılardaki sitemlerin hiçte gereksiz olmayışı idi.Üç günlük yolculuktan sonra onunla yaşayacağım yer olan İtalyaya gelmiştik.

Hiç bilmediğim bir yer,tanımadığım insanlar,apayrı bir kültür ve bambaşka! bir yaşayış biçimi.Benim için zor olduğu kadarda hayatımın fırsatı olan bu yer,onun vatanı idi.Resmi olmasada onunla ben evlenmiştik.Aradan onaltı ay geçti Hasret ve Özlem isimlerinde iki istenmeyen çocuk hayatıma girdi.Aslında çocuklar en başından vardı ve ona aitti.

Ben küçükken bu isimleride duymuştum ama bir gün hayatıma gireceklerini hiç düşünmemiştim.Büyük umutlarla geldiğim bu yerde bana vaadedilenlerin hiçbiri olmadı.Şimdi elimde sadece sonradan babası olduğum iki çocuk ve bana büyük vaatlerde bulunan eşim var.Bu çocukları hiç sevemedim hatta nefret ettim.Onlar olmasaydı annelerine katlanabilirdim.Neyazık ki onlarsız olmuyormuş.Hasret ve Özlemi hayatımdan çıkartmak için benim gayri resmi eşimden yani GURBETten boşanmam gerekiyor...

13.01.2007
La Spezia

Mahmut Buğrul
Kayıt Tarihi : 1.2.2007 17:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Erkenekli
    Mustafa Erkenekli

    Çoğu zaman karşı çıkma şansımız olmuyor bu tür zorunlu evliliğe.
    İşin ikginç tarafı bizi çağırırken tatlı dil, güleryüz de göstermiyor. Buna rağmen bu evliliğe 'Hayır!' diyemiyoruz.
    Umarım tez zamanda boşanırsın Mahmut.
    Ve umarım ki bir daha Gubet ile evlenmek zorunda kalmazsın.
    Gölbaşı'ndan, yani bekar olduğun yerden kucak dolusu selam ve saygılar...

    Cevap Yaz
  • Rıfat Gürsoy
    Rıfat Gürsoy

    Farklı bir hikaye.bizim buraların kine çok benzemeyen..ama bu hikayeyi almanyada bizzat yaiayanlardan dinledim ve çaresizliklerine şahit oldum dost.kendilerine ithal damat diyor ve eşleri tarafından bazen horlanıyorlerdı.Hatta içlerinden arabada yatanlarını gördüm aslında.bir oturum alsalar son vereceklerdiya bu esarete geriye parçalanmış ve mutsuz aileler.gitsen olmuyor kalsan olmuyor.Sanırım onların en az üç çocukları vardı özlem,hasret ve nefret gibi..söylenecek çok şey var ama neyse..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Mahmut Buğrul