Garip ölüm Şiiri - İsa Yıldıran

İsa Yıldıran
502

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Garip ölüm

Hiç güldürmedi hayat, güzel yüzünü.
Garip, ölümde bulurmuş hayat düzünü.
Bir polis kapattı açık gözünü.
Bir başkası üstüne gazete çekti.

Biliyor muydu son anını simit satarken?
Elinde simit tezgahını tutarken,
Gün akşama dönüp güneş batarken.
Rüyası helal kazançla eve dönmekti.

Kadir bilmezlerin çekti tafrasını,
Şerbet bildi içte hayat safrasını,
Her öğün açardı gam sofrasını,
Keder çeşit çeşit gözyaşı sekti.

''Taşı toprağı altın değilmiş'' demek.
Bilse gelir miydi? Bilmedi demek.
İstanbul'un sillesini yedi pek ama pek.
Yaşlanmış bedeni sürüklemek yekti.

Siyah saç kalmadı ağardı tek tek,
Doyamadı başkası gibi, olmadı sırtı pek.
Küçük kızına alamadı bir küçük etek.
Yoksulluk manzarası ölüme denkti.

Koştu geldi küçük kız canlar yakan kazaya,
Açtı gazeteyi son kez baktı mevtaya.
''Köye dönecektik'' dedi haftaya.
İçine düştü bir kor, cehenneme denkti.

Tutamadı daha fazla hıçkırığa boğuldu.
Acı ağır geldi omuzları eğildi.
Yürekler yakan baba ölümü değildi.
Fakirlik isyanı Gökkubbeyi inletti.

Yıkıldı hayaller, dağı devrildi.
Ümitler birer birer acıya evrildi.
Tutamadı kendini babasına eğildi.
Bir öpücük kondurdu, acı inletti.

Acı anıları beynine dizip.
Başını iki eliyle adeta ezip.
Çaresizlik içinde yüzünü çizip
''Kader'' diyebildi, göz yaşı döktü.

İSA YILDIRAN

İsa Yıldıran
Kayıt Tarihi : 3.12.2015 16:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsa Yıldıran