Garip Çoban Divanı....45.... Engin Demirci

Engin Demirci
946

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Garip Çoban Divanı....45.... Engin Demirci

Cömertlik Okul'u...

Kul olarak sınandığımız andır dünya, kalplemi dillemi gelin şimdi ya kuddus diyerek, gönül kapılarından girebilmek için, buyrun dua'ya. Ruhun karanlıkta kalmasın, duyguların gölge olmaması, ya selamla bahar neşesi gelsin diye sevgilere, buyrun dua'ya. İbadet ve taatleri çoğalmak için dünya kırıntılarından kurtulup, aşk lokmasının rahmetine ermek, miracına erdirmek için ruhları kainatın efendisine ümmet olmak, gönülde sevgisini diri tutmak için, buyrun dua'ya. Feyz ve bereketine nail olmak, sevginin sadakasını zikirle ödemek, gönül dostlarıyla olmak için, buyrun dua'ya. İnananların kardeş olduğuna inanarak, arş titremeden kalpleri titreterek hediyeleşmek sıla-i rahimi sadaka bilmek zordur, gönülleri tavaf ederek, buyrun dua'ya. Mümin kul rahmet ikliminde olgunlaşır, meyve verir huzur ve huşuya ulaşmak için insanın insaniliğini ortaya çıkarmak, haddini bilmek başkaları için yaşamakla mis kokular yaymak için, buyrun dua'ya. Abdestli bulunanlar uzun yaşarlar, yarış meydanına çıkanlar gül mevsiminde hangi yoldan gitmeli birisine, bunun altında hangi sır gizlıdir, ateşe daha yakın olan, daha çok yanar, eğer ibrahimiysen, buyrun dua'ya. Ben ona aşık oldum, başkası hatırıma gelmez diyenler, dünya neye benzer bilmezler, ey efendi biz zindandayız diyenlere mahrem olansın. Siz orada olsaydınız yusuf yüreğiyle koksaydı her an, kavuşmak isteyenler bir ses işitti, an'da yananlardan sevgiye kananlardan olmak için buyrun aşk ile dem dem dua'ya.

Kanaat sınıfı...

Düşünenler yepyeni bir okumayla baş başa şems vakti buyurdu Şahım. İnsandaki boşluğun hasadı tövbe suyuyla arınanlarda isyan biter dünyaya dedi Pirim. Başka yere bakakalmak için savrulsun içindeki gölgeyle dedi Mirim. İnsan sevdiği zaman çok şey hatırlar, dağılır sonsuzluğa anlatamaz bu hali cümleler dedi Hırkasız Derviş. Bir arayışın sonucunda her şey bir merak duygusu uyandırır keşfedilen gönül diliyle dedi Zahit. O boşluk engin kıyılara bir demle geldikçe kelebek misali her aşk gibi yarım kalır, suskun gecelerde s/öz acılarla sınandıkça dedi Garip Çoban. O tür bir aitlik hissedebileceğim bir yer aşk, ne maddi ne manevi olarak mevcut olmadı hiçbir zaman insan insanda dedi Miskin. Nasıl tanımlamak gerekir? Bir kuyu yeterince derinse, içinde bütün bir hayatı gizleyebiliyormuşsun, böyle hissetmişse insan yusufi'dir yüreği dedi Meczup. Önce dilsiz olanlar üzerinde duralım, bu hali sevgili kılanın dilinin özelliği ne? dedi Fakir. Peki, bu dil ne dili? Sessizlikte konuşulan dilden söz eden çığlık çığlığa bir dilin nezaketiyle iyi ki koşuyor yağmur dedi Aklı Kıt Adam. Vefalı olanlar var elbet, gözyaşları toprağa değmesede, hiçbir şey eksilmemiş gibi çok şükür aminlerde dedi Deliler Şeyhi. Tanıdığımız ölüler yaşayanlardan çok vefalı, sesi ve sesinin değdiği bize uzakları dost kılıyor dedi İhtiyar Bilge. Bizi birbirimizden haberdar kılanlar aşka bizi bağlıyor dedi Seyyah

Miracın basamağı dua........

Z/ordayken o zaman olmayı yaşamıştım büyük bir heyecanla açtım kapıyı. Bir süre sonra ya alışıyor, ya da yadırgamaz oluyorsunuz. Elbette her yeni dua kapısı açıldıkça bana heyecan veriyor, dört gözle bekliyorum. Kucaklamak gibi, öyle bir heyecan hiçbir şey olacaksınız. Ortada ve boşlukta kalmamak için,daha hareketli kendime daha uygun buluyorum aşk ateşini. Gördük, duyduk,hissettiklerim ve yaşadıklarımı yazmak beni mutlu ediyor. Kuyumcu titizliğiyle ince ince işlemek gerekiyor sevgiyle her sözcüğün farkettirdikleri gönül reçetesidir. Ben öyle hissediyorum inşaa ettiklerimle aynı safa geçtikçe. Merhametsiz gibi değil vefalı uçsuz bucaksız bir ovada at koşturuyormuş gibi samimi hissetme duygusu vardır. Hiç karlar erimiyor, yürekleri efkarlı, duyguları karlı adı da arada işte o an. En önemli kişi olduğunu hatırla, kurallarını azalt ihmal etme duygularını. Suçluluk duymayın aranızla ilişkiniz bozulmasın diye iğneyle kuyu kazar gibi hayatta kendine teşekkür etmeyi öğrenmelisin. Size siz taraf olmayın, kader var büyük beklentiler içinde olma bazı davranışlarına göz yummalısın. Kendinle iletişim kurmak için unutulmaz günlerin olsun. Bir cümleyle anlat uzun yolculukta seni bana. Olumlu düşünmeyi ve davranmayı anlat sevgine. Aslında gül kokusu gibi bir başı ve bir sonu yok şems vaktinin. Sıkmadan farklı bir yolculuk sunuyor anlatılan, adını koyduğum kapı açılsın diye geldim rabıtana. Böylelikle bir hz insanın yaşayan belliği olur, dar zamanlarda sözünü düşündüğümüzde aşkın.

Aşk b/aşka bir şey demiyor...

Kanatlar lazım karmaşık günümüz dünyasında mutlu olmak için. Çoğu sebat etmiyor sevgiye, kaybolup gidiyor yalnızlıkta. Tefekkürden öğreniyoruz ki önce küçük kainat insanla anlaşmalı, tanışmalı, sevmeli, sıyrıldığında kaçıp gidebiliyor la havle çekip devam etmekle oluyor makamı ibrahim. Yeniden iştahlanmak takdire şayan sevgiliye, aşkı kazanabilmek için tekrar ve tekrar çalışmamız gerekir seherlerde. Erdeme ermek için duyguların üslubu aşka dayanan bir tekrar içermeli. Yan yana, göz göze, ruhen, yanak yanağa sessiz ağlayanlarda bir iç derinlik dem demse. Miraca çıkmak için gariplerin izini izliyor gecenin çobanları. Tek bir duyguya odaklanmış, bir sır ifşa edilecek diye fakir arayanlar bir zanaatkar gibi duruyor teheccüd vakti. El hak ikliminde her an mucize yaşanır kıskanır yağmur gözyaşlarını. İçimi hala acıtan bir anım da var diyor güzel aşıklar. Kendimle uğraştığım hızırla tanıştığım günlerdi, o demleri duymam içte, dem dem kahkalara dışta gülümsemelere dönüştüğünde oldu sessizce. Bir süre misafir ettiğim feryatlardaki sırlarla bir kargaşa yaşasakda, bense geri verdiğimi hatırlıyordum sevgileri. Esip gürleyen hayatta öyle serinkanlı ki marifet, sorular soracakmış vız gelirdi ihlaslılara. Şirk hiç kopmadan süslüyor hala, sevgiliye basiretleri bağlı insancıklarda. Kimi ayrıntıların bırbirleriyle ilişki ve çelişkilerini hiç gözden kaçırmazdı. Dualara gömülen engin yürekliler her gün önemini artırıyor, duyuyoruz, duyacağız. Ne yazık ki artık ulaşamayacağız yalnızlığa, kim yaptı bunu?

Hepsi bu...

Hal ve gidiş kulluk için ademden senin sesine değinceye kadar, biz ile gönülleşen gönüllerle söyleşiriz şems vakti. Gel yine gel ağır aksak olsada inleyen bu halimi azad etme, ah efendim. Bizi birbirimizden haberdar kılıyor, bizi bağlıyor geceler gibi kalbime düşüp parçalandığımız sözcüklerden ayrılamasakta, ne desin şad olmuş dilim, ah efendim. Biz herkes sevgiliyle yaşasın diye en çok vakitsiz kendinden gidenlerde donup kalıyoruz beni sen sandığımda, bana o kadar yakınsın ki dualar arasında, seni ben sandım, ah efendim. Sen mi bensin, ben mi senin şaşırdım kaldım huu'lar huu'lara karıştığında orada hepimizin yüzüne keskin bır ışık vuruyor, yarım bırakılmış bakışlarda beni sen sandım, ah efendim. İnsanlardan geceye sızan keskin, kederli bir ışıktaki nedir bu handeler karıştıkça yağmur tanelerine işveler, gecenin çobanları hizaya sokmayı sürdürüyor bizi, elimizi koyacak bir yer aminler kaldı, ah efendim. Gülmezse yüzünler gülenler sana gonca olur mu, gülüşümüze kalbimizinden kan ağlayan damlalarla bahçe buluyoruz seni gülerken görürsek, meşk etse acılarını taşıyan kelimeler cümlelerimde, harmanlansa bülbül gibi geriye sağlam izlerden, biz kalsak, ah efendim. Hayat bu çarpıcı ağıtların içinde, kalmışsın kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde. Ah ah yorgunluğunun hayali gülşen olur du, b/akarken süpürdükçe her vakit ruşen olurdu, aşkımı gizleyemem sabret diyemem, ah efendim.

Gönül mahallelerinde bir gezinti...

Ve şimdi dert dinleme zamanı buyurdu Şahım. Evet, onda güzel her yer, düşündürüyor seyreledikçe isim, mekan ve zaman da yok dedi Pirim. Ve bu kez olduğu gibi içelim, nazlı şems vaktinde dedi Mirim. Tüm olan bitenleri tutan gönül defterlerinde açıklıyor, O dedi Zahit. Aslında tek kahramanlı bir metin bu yaşam, okunan her hikaye sevgisiz bir bozulmanın işareti dedi İhtiyar Bilge. Bir çok figür aslında insancıklar, naif, akıllı, iyi niyetli gecenin çobanları biraz da parçaları birleştiriyor tüm duyguları dedi Seyyah. Tepetaklak olan duyguların durumları, dünyada suretperest ilişkilerle meşguliyette çıkarcı ilişkilerde her türlü kötülük var dedi Hırkasız Derviş. O çaresizliği yenmek zorunda insan, bir ağıt belki de uzun bir sessizliğin sonrasında dedi Aklı Kıt Adam. Ne hissediyorsunuz? Bakıyorum da bir beklentisi varmış benden aşkın, teheccüd vakti bunu hissettiğim anda beni bir heyecan panik aldı dedi Garip Çoban. Belirsizlik içindeki ilişkilerde sevgisiz, modellenen gündemler çok zaman alıyor dedi Deliler Şeyhi. İlk okuyan engin gönlünü senindir, onu çok iyi anlamıştır, dünyaya bakışın değiştiyse, müthiş bir korku içindedir yalnızlık duaların arttıkça üşürsen dedi Miskin. Ama şükür gerek, okuyanlar gelip bize sordukça umut kapısı açılmış gibidir aşka dedi Meczup. Süs ve süsleme motifi olanlar neyi zikreder, bu kadar kabul gören surette, lale kadar değerli mi?

Ve daha bir çok şeysin..

Farklılıklara uyum sağlamak için farketmesi lazım insanın insanı. Bu bedende can senindir diyebilmek için gönüllerin değmesi lazım sensizlikte. Kara bulutlar sessizlik verir gönül dağlarına, kuru ve temizken gece. Nefesi daralanlara nefes olup damarlarda dolaşanların özelliği ozon gibidir. Geceleri laleyle gül arasında aşkla halden halle altmışaltıya bağlanır gecenin çobanları. Aykırılığın simgesi ters laleyle temaşa edenlerin bu sevgisi nerden kaynaklanıyor. Kara toprağa gömülüp damlalarla buluştukça açan rengarenk sessiz ve sözsüz konuşanlar, neye tefekkür ederler. Hayranlık uyandıran ışığa açılmış içten renkler köküne ne kadar sadık. Tabiattan aldıklarıyla mütefekkir olanların, mezhebidir aşk. Duygu ve düşünce dünyasına sevgiyi işlemiş olanlar yaratanın kudretinden ders alarak ders verirler. Cam zelvin mutluluk aydınlığında herkesi ağlatır. Saklasın ısterse gönüller sevgiyi, bizim isteğimiz yeniden canlandırmak sevgiliyi. Zevksiz ve ruhsuz insanlar doluyor dörtduvar aralarında. Bizim elimizde laleler, gönül örtüsü aldında gül kokusu sunar şems vakti. Ekilmezse laleler, güller, akşam sefaları, sümbüller sinedeki yaraların kanaması dururmu hiç. Tecelli eden hakikat yeşillenir kübrasıyla buluştukça, gönül odalarında kutsal. Bu daha başlangıç erbain için, özgür akan bir nehire dönüşen aşıklıkta ne çıkıyor ortaya. Halvet hali her şeyi özetliyor artık vazgeçecek değil aşk.

İlk cümlesin...

Kurtuluş ama kimin kurtuluşu buyurdu Şahım. Ne cevap vereceğimi bilmiyor nefsin, ne düşünürsün görmek, okumak gerek, dedi Pirim. Ve insan üzerinde sınırsız egemenlik kurma yolunda, aklı sürekli kullanan suretperestlere sadakat duyan olma dedi Mirim. Gerçek ötesi bu sadakatin ölümü elbette, şimdiki insanlar zamanın dışına itiliyor dedi Meczup. Her şeye rağmen itaate karşı itiraz edenler hazan olacakları halde kendisini meşrulaştırma şansına sahip değil dedi Zahid. Ve gittikçe taşlaşıyor soylu insan, bir hamleyle alaşağı edilen sevgi, zamanın büyük bir yanılgısı olacak ilişkiler dedi Miskin. Muhammedi nefesler şuur veriyor, aşk emzirirken gecede maşuklarını dedi Fakir. Bir çeşit yaratıcılık, bir çareye sarılmak o çaresizliğe yenilmemekle yabancılaşmamasına izin vermıyor gecenin çobanları dedi İhtiyar Bilge. Heveslenerek, taklitle olmuyor çünkü o nefret doğuruyor, sevgiye umut yok ne olduğunu bilmiyoruz daha yüreğimize, samimiyet, vefayla seninimin ne olduğunu bilmiyoruz daha dedi Deliler Şeyhi. Her şeyi bilerek, tanıyarak, hissederek yaşayanlar kimdir peki? dedi Hırkasız Derviş. Sonra tanıştık bir sohbet için, isterim sevgili nasıl yazılır bilmiyorum dedim, merak etme, ben sana öğretirim diye cevap verdi Seyyah. İşte gönül işbirliğimiz, bu çok istediğim olağan bir duygu, bunu biz mi yazdık şems vakti engin gönüllere dedi Garip Çoban. Söyleyebilirsiniz, sırf sabır ve sükûnet değildir aşk

Sebebi sizsiniz...

Ve onun sevgilisi üzerine kuruludur sevgi. Gönüllerde kendini gösteriyor seherdeki dua alışverişleri yapanlarda. Yeni bir boyut katıyor engin yüreklere, hem dönüşüyor hem de birikiyor, büyüyor çağladıkça huu'lar dem dem. Sevginin omurgası olan özlemlerde bu başlangıç. Sonrasında akışı değişiyor kim olduğunun. Zamanı bölümden bölüme keşfettikçe bir başlangıca ihtiyacın var. Kim oldugunu bile bilmiyorum, yazarken ortaya çıkıyor. Ve ne kadarı sevgi bir b/aşka yer açan yanınla evrildıkçe uykusuzluğun artıyor. İçinde kendine yer açtıkça, sevgili gibi tanımlayabilir miyiz? Ve aynı zamanda yön ve hedefe ulaşıyor umdukların. Aslında her seyahat bir serüven makamında. Ve hikayeni yüreğine seyahat ettikçe keşfetmek istiyorum. Akla ilk gelen şeylerden bir sınırsızlık çiziyor her dem. Ve göç bambaşka kendinden bu kadar önemli. Sınır ve sınırları aşmak önem kazanıyor. Gönlünün kurduğu yakınlığı nasıl tarif edersiniz? Bak sen daha iyi anlatıyorsun benden beni diyen yanınla konuştukça, bağınız nasıl sürüyor bağlandığım yanında. Bütün vaktine sahip çıkan vakitlerimde hissediyorum iç savaşlarını. Artık kendimi daha çok sevgili hissetmeye çalışıyorum. Sevmek insanın varoluşudur, karşılığını nasıl alıyorsunuz onuda farklı yönlerini tanıdıkça bir varoluş yaşayıp hiçliklerin doluyor. Bir tamlaşma yaşıyorsun hissettiklerinle, gerek yok ki dünyaya zaten aşksın benimlesin

Kesekâğıdı dipli dünya....

Emanetler dünyasında hala büluğ çağına erememiş insanlar bir yer tutuyor. İlişkileriyle nereye dönse, hayat yetersizliğini yüzüne vurduğu suretperestler her alanda hissedilmeye başlandı. Bir yaşamın kıyısında dolanıp, arkasına sığındıkları gözden düşen yanları. Deyimm yerindeyse makûs talihi sevgisiz bir noktada kesişmiş. Sancılı geceler giderek irili ufaklı yalanlar hayatının zerresiyle süslemekten geri kalmaz. Ve bir hayli heyecanlı hali giyinmiş. Kapıyı üstüne kapatmış, kendi sesini duymamak için keyfi iyice yerine gelmiş. En sevdiği renk kırmızı, bu nedenle sahip olduğu en değerli şey yalnızlığı. Başınız kendinizle dertte galiba! Keşke yardım edebilseydim, ama huyum kurusun, aşktan hiç anlamam. Beninle yarışı kim kazanıyor, güzergâh nasıl oluşuyor şems vaktine, yolda gecenin çobanlarının başına neler geliyor size anlatacak değiliz. Tekrar tekrar bakarken aynana kapı açılıverir engin yüreğine, sen git! Ben burada geceye bakmaya devam edeceğim. Biliyorsun bu işi seviyorum, dem dem uykuyu uyutmak bir başka güzel duygu. Herkes her şeyi sevmek zorunda değil. Ve unutuyorum beni, sevdiğim bir şeyi yaparken, diğer sevdiğimi seherlerde azıcık unutmaya hakkım vardır. Çünkü döndüğümde seni hep içimde buluyorum. Geceyi azıcık unutup tekrar dalıyorum seni düşünmeye. Aşk için de zaman kaybetmeden dalmanız dileğiyle, bu nedenle seni senden çok seviyorum tozu dumana katarak.

Günümüzdeki bir portre insan...

Düşünce değişmeden davranışlar değişmiyor buyurdu Şahım. Kendini önemse ki, şükrün artsın şikayetlerin azalsın dedi Pirim. Ben davranışlarımı kontrol edebiliyorum dediklerin sessiz tekrar ediyor cümleni dedi Mirim. Dışındakiyle içindeki arasında tazelenmeli ev sahibi halin dedi Meczup. Mecburiyetlerin arttıkça birşey'in değişir üşengeç yanlarında itaatlerin dedi Zahid. Muhabbete çevir en çok canının yandıklarını ki, keşfeden sen olabilesin dedi Fakir. Benzersiz bir aşk yoludur, engin gönüllerden sevgiye doğru akıp gidenlerin inanıp çocukluğa büyümeye özlem duyanları sahip edinmek için bahaneniz dilekleriniz olabilir dedi Hırkasız Derviş. Bu noktada mucize bekliyorsanız insandan yanılıyorsunuz, sizi ispatlayacak olan küçük hayal kırıklarından sonra büyük bir sevgi patlaması yaşamak dedi Garip Çoban. Taklidi kelimelere bürünmüş insan kalabalıkları var karşımızda yalnızlığa eşlik eden sihirli ilgi duydukları dünyalarıyla dedi Aklı Kıt Adam. Huysuz suret yığınları suretperest sevgisiz yaşamakta son derece başarılılar dedi Seyyah. Sizi kentlerin gidip gelen koşuşturmacasına şems vaktine serpiştirdiği nefesiyle aşka dahil edivermiş olan gecenin çobanlarıdır dedi İhtiyar Bilge. Ve en efsunlu mesele aşksa, söyleşen maşuksa sevginin kalbine yolculuk yapmalı hz insan olmak için dedi Deliler Şeyhi. Dokunan öyküler vardır insanın geleceğine, neredeysen kucaklaş içimdeki sesimle. y.ed.

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 9.8.2014 23:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şems-i Mevlana Divan-ı Güneşin doğuşuna hiç şahit olmayanlar, batışını 'romantizm' sanırlar. Nietzsche

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Engin Demirci