Yürüyorum, karanlık bir gece
Ay bulutların koynunda
Derin mi derin bir uykuda
Bir ben
Bir de yerde yatan bir evsiz
Hava soğuk mu soğuk
Buzdan yıldızlar düşüyor
Soğuktan çatlamış ellerine.
Torbadan bir yastık
Yamalı bir battaniyesi
Yattığı soğuk yer
Sarıya boyalı bir arnavut kaldırım
Evi, neşesi ve de özlemleri
Alacağı son nefesi
Ölünce “beni buraya gömün” der gibi.
Başında kirli beyaz bir şapka
Soruyorum adını
“Garip” diyor
Dünyada garip, ölünce kral!
Sevdalarını, umutlarını
Parça parça yüreğini saklamış kirli şapkasına
Özgürlük heykelinin hemen yanında
Meydan okuyor tüm dünyaya.
“Ben sığmam ki dört duvara
Kalabalık meydanlara, yedi köşe mezarlara
Kanat olur, göklerde gezerim
Balık olup denizlerde yüzerim
Ateş olan gönüllere düşerim
Deniz benim, Şems benim
Yüreklerin hissedemediği aşkın dili benim” diyor.
Belli ki garip doğmuş, garip ölecek
Bütün istediği bir tek
Sonsuzluğa gömüleceği şefkat dolu bir yürek.
Kayıt Tarihi : 14.1.2021 06:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!