Garipti,
Kendince garip.
Oluşturduğu mizanına ne sevgiden yana birşey koyabilmişti
Ne de nefretten yana...
Mutlu zannetti kendini bir zaman.
Sonra yavaş yavaş keder fidanları yeşermeye başladı.
Bunu aynaya baktığında ilk gözlerinde
Sonra ağladığında yüreğinde hissetti.
Ve birgün isyan bayraklarını çekti kendince
Şu hoyrat dünyanın yıkılmaz surlarına.
Mumlaşmış gönlü hasret ateşiyle yanmaya başladı
Kıskandı,
Yağmur damlacıkları cömertçe buse kondururken biçimsiz çakıltaşlara
Bir gün ah etti
Hayatın dişlileri arasına sıkışınca
Ancak kimse dönüp bakmadı
Rahman'ı gücendirmek pahasına...
Garipti,
Kendince garip.
Zaman zaman sevgi diyarına, dost kapılara yönelmişti
Ancak içinden gelen o pörsümüş nağmeleri dinleyerek
Geri dönmüştü eşiklerden.
Ve bu dönüşleride mutluluk saymıştı kendince.
Düşünmek istedi, düşünemedi.
Ağlayamadı,
Konuşamadı kifayetsiz kelimeleri bile.
Yağmurlar toprakla buluşurken o tenha yerlere kaçıp
Hayallerini koşturdu yüreğinin dulda köşelerinde.
Ve hoyrat bir sevdaya yelken açtı kendince...
Garipti
Kendince garip.
Hiç göremedi geleni
Gidenin arkasından baktığı için.
Çiçekler yeşertti kendince yalancı bahara kanıp.
Ve her defasında ayazın hışmına uğradı.
Dayanamadı en sonunda,
Buhrana gark oldu.
Bütün duygularını üryan bıraktı, kış mevsimini yaşarken.
Garipti Garip,
Ama kendince..!
Her şeye rağmen yine de yaşıyordu.
Bir gün utandı gökyüzünü seyrederken.
Ve gülümsedi,
Ardına bile bakmadan sessizce çekip gitti.
Kayıt Tarihi : 22.11.2008 23:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Mehmet YUSUFLAR
TÜM YORUMLAR (1)