Tepelerden aşağı inin bakalım biraz
Görün artık garibanın neler çektiğini
Gelinde birlikte gözyaşı dökelim biraz
Görün artık garibanın neler çektiğini
Kuru ekmek, bir baş soğan, et girmez evine
Hep ağlar bir damla mutluluk gelmez yüzüne
Bir gün gelir de davul çalmaz dengi dengine
Görün artık garibanın neler çektiğini
Çalışır da hep taştan çıkarır ekmeğini
Kemerini sıkar boşa sarf etmez emeğini
Biri kapıya gelse paylaşır yemeğini
Görün artık garibanın neler çektiğini
Kapı açılır içeri çaresizlik girer
Dertler girer karanlık odaya birer birer
Belki odun kömürü yok soğukta titrer
Görün artık garibanın neler çektiğini
Yokluklar eksilmez yine de tenceresinden
Başı yok sonu yok çıkış yönü neresinden
Bakın gecekondunun camsız penceresinden
Görün artık garibanın neler çektiğini
Garibanın zamanı sanki gider geriye
Kötüye yönelmez kendini çeker beriye
Alın çoban armağanı girin içeriye
Görün artık garibanın neler çektiğini
Garip mazlum da olsa elbet vardır düşleri
Ağlar yine de düşlere dökülür yaşları
Yeter artık bırakın da şu bomboş işleri
Görün artık garibanın neler çektiğini
Kayıt Tarihi : 6.3.2007 16:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!