Aç kilidi gardiyan ruhum nefes almıyor
Dolup taşırdım bugün boş ne etsem dolmuyor
Bir başkayım bu gece ızdırap çekiyorum
Ayrılık azap oldu yaşamdan bıkıyorum
Haps oldum gözlerine dünyayı görmüyorum
Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Devamını Oku
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
yazan yüreğin susmasın hatice hanım
İnsan kendi mahpushanesini kendi yapıyor, başına gardiyan diye yine kendini dikiyor..
Bir kaçış, kurtuluş hikayesi sanki.. O kaçışa neden olanlar, huzur bulduklarını sanmıyorlardır eminim..
Kutlarım şiiri ve değerli şaireyi..
PARMAKLIKLAR ARDıNDA
Bir kolumda kelepçe diğerinde gardiyan
Ne bana bir gülen var ne de beni ağlayan
Karşılıyor kapıda beni urbalı biri
Ne musalla taşıdır,ne tabut,nede diri
Verdiler boş odaya ne gelen var ne giden
Düşünceler çetrefil benim ile didinen,
Pencereme vururken güneşten iki hüzme
Hücremde saldırıyor parmaklıklar yüzüme.
On adımlık merdiven,iki metrelik hücre,
Yalnızlık hissiyatım demir atıyor fecre.
Mademki ayrılığa hüküm giydi bu yürek,
Yarına ölmek için bugün yaşamam gerek.
Alnımızda suçluluk boynumuzdaki yafta,
Vuran ile vurulan zindanda aynı safta.
Muebbet kefenine sığmaz otuzbeş sene,
Kefene sığmayan yıl az geliyor cepkene.
Kazırken duvarlara otuz beş yıllık devi,
Ben devi korkuturum otuz yıllık dev beni.
Pas tutan demirlere uzanırken ellerim,
Ayaklarımda zincir kalkarken sendelerim.
Nerde yatacak bir şey, ne hasırdan mitiller,
Bir ömre demir atmış parmaklıklar kilitler.
Kaderime tutsağım istiyorum hürriyet,
Yaşayan bir ölüyüm ve sadece kemmiyet.
Git gel...malta beş adım işler ömür törpüsü,
Özgürlükle aramda bitmez sırat köprüsü.
Getirir meydancılar içerken fişek çaydan,
Dakikalar düşelim otuzbeş yıllık paydan.
Tesbihimin ritmine adımlarım uyarken,
Sigaram beni içer ben onu yudumlarken.
Hapçılar,jiletçiler ortada boğuşuyor,
İnsanlık rafa kalkmış ihanetler coşuyor.
Muebbetler kesiyor bu mekanın tapusun,
Parmaklıklar ardında anladımki mahpusum.
Günleri duvarlara çizerken nakış nakış,
Nezaketim yok oldu nerde o masum bakış
Saat dolmak üzere,yat zili çalınacak
Yosun tutmuş duvarlar tenime sarılacak
Bir ihanet ordusu intikama susuyor,
Akıllar zor içinde eller ölüm kusuyor.
Açılırken kapılar bir ziyaret gününde,
Hırçınlığım diz çöker acziyetim önünde.
Ne göğün mavisi var nede yeşil bir yaprak,
Nerdesiniz ağaçlar neredesin ey toprak?
Akşamın karanlığı döverken koğuşları,
Çatılar baykuş bekler,baykuşlar çatıları.
Ne ağasın ne paşa nede burada muhtarsın,
Bekleyen var bizleri haydi Allah kurtarsın!
Ayhan Bayram/13/11/2010/GÜMÜŞHANE
Yüreğinize sağlık şiirinizdeki emeğinizi duygu ve düşüncelerinizi yüreğinizi ve yürek sesinizi yansıtan kaleminizi candan kutlarım.Saygı ve sevgilerimle.
çok dokunaklı karacakız çok...çok duygulu...karacakız sonsuz huzuru seçti....sözün bittiği yer...kutluyorum tam puanala ant...sonsuz saygılar..
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta