Yok gardaşım yok
Nasıl etsek olmuyor
Yırtık çorap, çatlak ayak olmuyor
Bir başka özlüyoruz hayatı
Unutuyoruz da namertçe yaşayamamışlığımızı.
Olmuyor gardaşım
Nasıl edek,
Unutuyoruz sivası
Unutuyoruz on üç yaşındaki uğuru
Yine de olmuyor
Rüyalarımızda ağlıyor uğur,
Anamıza sövse yeridir.
Gözlerimizin bebeğine tükürüyor,
Sivasta cayır cayır yananlar.
Nasıl edek gardaşım;
Uyusak sessizlik...
Uyansak seksenden beri ayıp.
Onların ki ayıp olmasına ayıp;
Ama seninki bildiğin namertlik.
Öldürsünler acısız en güzeli.
Delikanlı gibi sıksınlar alnına adamın.
Ama işkence yok mu, o karanlık yok mu!
O! adamı adamlığından eden işkence.
İşte kandığın sarıldığın da o, korktuğun da....
Gardaş bugün açtım ağzımı yumdum gözümü.
Gerisini sen sorma zaten,
Ben de senin orda olmayışını biliim
Ama şunu unutma gardaş
Ben kefeni
Senden adam olduğum için giyiim! ! !
Emanet ol inandığın kimin serüveniyse gardaş
Ben bildiğin öliim.
Kayıt Tarihi : 12.5.2009 22:53:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Oktay Yüksel](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/05/12/gardasima-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!