Garabetler! Şiiri - Cihat Şahin

Beşer şaşar demişler, olduk şaşkın sürüsü
Çok şerliler, ne yazık; linç ediyor dürüsü.

Fazla şaşmak felaket, pirim verme şu işe!
Harp açarak şerlere, son ve yanlış gidişe!

Tarih oldu utanmak, arsızlara gün doğdu(!)
Arlıların arını, ar hırsızı dün boğdu(!)

Azdırınca hürriyet, moda(!) oldu dayatma
Madem özgür bir kulum, yanlışını dayatma!

Bir branşın uzmanı, her sahada konuşur(!)
Dalkavuklar adama; her işini danışır(!)

Uymaz kitap, sünnete, ehl-i bidat hocalar!
Bunu gören avamlar, inancında bocalar.

Muallimlik demode(!) oldu onlar öğretmen(!)
Taallümken görevler, kimler diyor; “öğretmen! ”

Madem elzem bir olay, bilgi için danışma
Söylesene kapıya, niye yazdın; ”danışma”?

Hırsızların gözünden, gizlenirde para, pul
İş namusa gelince; sergi eder(!) kula kul.

Altını ve akçayı, bohçalara dürerler!
Ama ırzı, namusu, plajlara sererler(!)

Paketleme yaptırır, ciğer alsa kediye!
En yasaklı yerleri, ifşa eder ne diye?

Ben özgürüm(!) diyerek, resti çeker hepsine
Esir kalır şeytana, hayat boyu hep sine.

Sanma yalnız Huda’dan, cüda olmak hürriyet!
Kalp köleyken nefise, mümkün değil hür niyet.

Asılırsa bacaktan, birçok koyun meydana?
Haram olur yaşamak, o, çevrede bil sana!

Dökülünce kurtçuklar, leşe dönen dokudan
Geçemezsin oradan, o, müstekreh kokudan!

Yanlışları çoğaltır; nemelazım, bana ne!
Halifeyken şu arzda, görev olan sana ne?

Hoşgörüyle koy verme, yalan ile yılanı!
Hasım kılmış sana Hak, resmen yılan, yalanı.

Saymak ile tükenmez, şu ülkemde garabet!
Nerde görsen yanlışı, ya tashih ya harap et!

Cihat ŞAHİN
15.08.2010-İZMİR