Ben hüzünlerle sevdim şiirleri
Ben hüzünlerle büyüttüm kendimi
Küçükken gamzelerim vardı benim
Büyüdükçe hüzne sattım hepsini...
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
basit bir çağrışım .
Kısa öz fakat çok şeyler anlatıyor
Yüreğinize sağlık
zamanın karşıkonulmaz etkisini adeta hissettirmiş, somutlaştırmış şair..
**Hanlı Dakikalar
Sende, bende sevmeyi sevdikBedirhan
Ne ağıtlar,türkülerle yandık.....han
Belki aynı türküleri,şarkıları sevmiştik
'Rüzgar söylüyor bizim eski şarkımızı'
Bedirhan zigon sehbada unuttukların hala orda mı?
Türkü gözlünü hatrından çıkardın mı?
1993 yılından bu yana ne çok şiirler söyledik
Ne engameler,ne badireler atlatdık.
Vurdum duymaza aymazlara sitem etmedik mi?
Hangimiz dibe vurup çıkmadık,
Hayatın çarklarına,oyunlarına
Biz yenilmedik,buradayız demedik mi?
Hayatın bize biçtiği rolü oynamadık mı.
Gözyaşlarımızı içimize akıtmadık mı
Kaç sanatçının yüreğinin güzelliğini keşfetdik
Kaçını kaybettik,Cem Karaca'ları,Barış Manço'ları
Yavuz Bülent'le 'Cebeci istasyonu'na gitmedik mi?
Faruk Nafız Çamlıbel'le 'Han duvarları'nda
Türkiye'mizi Anadolu'yu gezdik.
Yollarımız kesişti duygu yolunda
Aynı 'beklentiler bulvarı'nda dolaştık.
Acı,sessiz çığlıklarımızı duyurduk mu?
Mahzuni şerif'i,Aşık Sefai'yi unuttuk mu?
Ümit Yaşar'ın 'Acılar denizi'nde durulduk.
Cemal Safi'yle 'Tek hece aşk'deyip,
Mevlana'yı döndürdük,Yunus gibi pişdik.
Sevgi neydi? Aşk neydi? Sadakat neydi?
Binlerce kez tahlil,analiz etmedik mi?
Yahya Kemal'in 'Sessiz gemisi'yle ölümü hatırladık,
Abdurrahim Karakoç'la lambada alevi titretmedik mi?
Bahattin Karakoç'la 'ıhlamurlar çiçek açarken gel' demedik mi
Hayırsızın biriydi fikrimce dedik,sonra 'Bir gün anlarsın'
Necip Fazıl'ın diliyle 'Gelme artık neye yarar'
Ahmet Arif'ten 'Uy havar sevmişim,ben seni'
Yusuf Hayaloğlu'yla 'İstanbul ey İstanbul acılar kraliçesi'
Deyip sesimize ses olup seslenmedik mi?
Kutlu gecelerde birlikte Allah'a yalvarmadık mı.
Ayyıldızlı bayrağımıza laf söylettik mi
Savaşlara dur deyip,barışa çağırmadık mı
Vatan şehidlerine sahip çıkmadık mı,
Gazilerimize değer verip onları anmadık mı.
Cem Karaca'da 'Allah yar, Allah yar 'dedi,
Barış Manço ile 'senden öte senden ziyade'.
Tevekkül eyledik,aynı frekansta buluştuk.
Helal olsun sana, kulakların çınlasın
Selam olsun, hanların hanına...
Tirmizin...
2006-07
Zehra Çelik
Kurşun
Kurşun bulutlar sarmış, dört yanını.
Yersin hüzün,içersin hüzün, gezersin hüzün
Sözünde hüzün, yüzünde hüzün
Başında kelimelerin sarhoşluğu.
İçinde bir okyanus boşluğu
Boşluğun altında ezilir bedenin.
Dağların, en yükseğinden düşersin.
Sözün en acısı sana dokunur.
Ayakların kayıp, avuçların uyuşur.
Dünyayı da sallamazsın ya,
Nedir bu ürküntü, nedir bu keder?
Ezik yüreklere bu yoldaşlık,
Bu, kendini gereksiz görme.
Yunus musun, kime topraksın?
Kendini ağırdan almalar.
Kime yaşatırsın o bedeni?
Sebepsiz ve gereksiz tasalar,
Ezilen bir yürek, çürüyen bir ruh.
Bu telaşsız gönül, nedir?
Sen ki,
Mazlumlara sığınaktı, kolun, kanadın.
Kartallarla uçar, şahinlerle konardın.
Oysa,
Ne çok işin var, bir uyanıversen…
İhanet çemberinde, neyin varsa.
Tanzimat çomarları geri dönmüş,
Mahvetmiş maarifi, kefereler için.
Kapitülasyoncular geri gelmiş.
Kurşun parası yaptığın alışveriş.
Herkes az üretir çok tüketir olmuş.
Borçlandır yut düsturunda,
Osmanlıya ettikleri yetmemiş,
Düşürmüşler kardeşi, kardeşe.
Kime benzersen ondan olursun ya,
Şimdi a.b. çıkmaz sokağında,
Köşe başlarını kiliseler tutmuş.
Aliler Mehmetler gözlerini yummuş,
Kimliğin,mazin, geleceğin makasta,
Topraklarımız İncil’le takasta.
Kriterler,şanlı Osmanlıyı yıkan kriterler,
Gavur tüccara kapılar açan kriterler.
Mustafa Kemal’in kovaladığı,
Kuzu postundaki zebaniler,
Yine mektepleriniz sionlar silsilesi.
Ruhban casuslarının yoldadır hepisi.
Kıbrıs’ı, Karabağ’a yoldaş çağırırlar,
Koynunda beslediğin dönme bozuntular.
Unutmuş, dünyadaki şu kadar öz kardeşi,
Yetmiş milyon “düşünen adam ”heykeli.
Akbabalar semanda görmez misin?
Agoplar el oğuşturur parlamentolarda
Yüreğini yemiş, Sebatay Seviler.
Yorgolar, son hamlesini hazılamakta.
Saddamın havlucuları, dişlerini biler.
Şehitler mirası, bu namus tarlan,
Bir daha, hasta adam olmadan,
Silkin artık silkin, sıyır şu ölü toprağını.
Bu fasit daireyi, önce beyninde kırmalısın!
Silahın mı yok, kurşunun mu bitti?
Yumruklarınla bu çemberi yarmalısın!
Utanmazlara, kalkan etmezsen gövdeni,
Ne ceddin affedecek,ne de Allah seni,beni!
.. . .Hüseyin Celep
böyle günün şiiri mi olurmuş ya, nedir bu? yazık, çok yazık.
dünya edebiyatından birileri koyun ya da ne bilieyim eskilerden 7 meşalecilerden,5 hececilerden, serveti fünunculardan.Daha yenileri söylemiyorum.Bunun şiir diye buraya konulmasını kınıyorum.
Bedirhan yorumcudur,
şair değildir bunu kendiside der,
Ama bu şair adaylaraı gibi şiir karalamasına engel değildir. Buna şiir dersek bildik manadaki şairlere ve şiirlere ihanet etmiş oluruz. Ki, sahibininde asla böyle bir niyeti yoktur.
Bu arada,
antoloinin günün şiiri bölümüne verdiği değeri şiddetle kınıyorum. Temcit plavı gibi, yılların her günü aynı şiir,
Benim oğlan bina okur,
döner döner yine okur.
Üye düşüncelerin hiç önemsenmediği bir alanda olmak bir üye olarak beni herzaman rahatsız eder.
Tepkisiz kalmak ise daha çok.
Tepki için burdaydım,
Yoksa istisnalar dışında burada şiir yok...
Sade bir şiir; fena değil bence... Ama günün şiirinde bence edebi değeri yüksek şiirlere yer verilmeli...
Saygılarımla...
(Bir gün gelecek bir gün kalacak...)
Büyüdük gamzeler gitti.Güzel olmuş
bedirhan abi seni çok seviyorum Harika bir insansın bir şiirim var seslendirilmiş bir siirim dinleyip yorumlarsan beni çok mutlu edersin Mutlaka dinle olur mu
canım bedirhan abi iyi ki varsın sevgilerimle
Ölümcül Son Hediye
Git…
Ne denir hiç bilmem ki
Gidenin ardından
Ben bir filmlerde, romanlarda
Olur sanırdım
Ölümcül ayrılıkları
Nerden bilirdim seninde benden
Bir kuru yaprak misali
Sonbaharda bir rüzgara
Kapılıp gidercesine
Beni benden edercesine
Yüreğimi sökercesine
Acımasızca öldürürcesine
AYRILACAĞINI
Nerden bilirdim
Git…
Gitme derim ama gülünç olsa gerek
Sen bir kere ayrılığı düşünerek
İhanet ettin en temiz duygularımıza
Durma hadi git…
Seni bekliyor kapılar, yollar,yolculuklar
Hiçbir şeyini bırakma bana
Al sıkıştır çantana ya da bavuluna
İçinde biz olan o mutlu zamanları
Dönmen için bir sebep kalmasın arkanda
Git….
Yakışırdı şimdi sana şöyle fiyakalı bir elveda
Ama şimdi diyemem inanmam ki ayrılığa
Hem dedim ya ne denir gidene bilmem amma
Yüreğimden yaralı yorgun çarpan dudaklarıma
Uğrama artık ne dünyama ne de rüyama
Git…
Bil ki sen şu odadan çıktığın anda
İçimde sana aşık biri kalmayacak
Sanma ki sana vurgun, sana deli divane olan
Gözlerim buğulanıp kahırdan ağlayacak
Sen şu kapının önünde durduğunda
Sana dair bütün duyguların katili olacak
Bir eski tanıdık kalacak ardında
Git…
Dur hemen gitme bekle bir zahmet
Bekle de o sana aşık yüreğimle
Göz bebeklerine bir beddua
Saçlarının her teline bir bela
Ve bütün vücuduna koca bir lanet
Bırakayım son bir defa
Gittiğin yerlerde söylersin herkese
Bunlar, ölümsüz bir aşktan kalan
Ölümcül son hediyeler diye….
Git…
Artık vazgeçsen de benden uzaklaştın bir kere
Sana kal dersem yüzüme hatıralar tükürsün
İnan ki bu ayrılığa ben değil, üzülecekse
Sensiz kalan boynu bükük mazimiz üzülsün
Murat CEYLAN
şiiri buradan dinleye bilirisin
http://www.antoloji.com/siir/multimedya/redir.asp?multi=20132
[email protected]
Bu şiir ile ilgili 56 tane yorum bulunmakta