dün
bir eskicinin tezgahında gördüm
aşkımı
sevgimi
gönlümü satmışsın
sana emanet ettiğim aklımı
bu aralar hep suskunum
soluğum kesik
sesim kayıp sanki
hassas bir nakarat dahi seni hatırlatır
ve sana benzer diye notalar
söyleyemiyorum
balıkların gözyaşlarındaki tuzu bilemezsin sen
çünkü
sadece denizlerin tuzunu tattın
kızıla çalan bir ufkun
harelerle yansıması vururken gölgene
mevsimler astım yokluğundaki her gece
göz yaşlarımla yıkanan
doğmayan güneşlere
ömrümde yaşamadım
kış ile yaz arasındaki mevsimi
keşke bir balık olsaydım
şu kahpeliklerle dolu dünyada
bu savaşlar içinde
kalleşler, hainler, şerefsizler, onursuzlar dünyasında
aç köpeklerin
nefsi doymak bilmeyenlerin
biz seninle ikimiz
bu hayat senfonisi'nde
iki enstrumandık sadece
sıramızı bekledik
yaşam denen bestenin
güzel notalarını tam çalacaktık ki
ben en çok maviyi severim
deniz mavi
gökler mavi
ırmaklar mavi
çaylar mavi
giydiklerim mavi
sönmüş küllerini döker yüreğime yağmurlar
başımda bir ateş yanar
sağalmış sıcaklıklardan
düşler getirir uykularıma
benim için bir düş kurar mısın?
yine bir bahar geldi sensizliğe inat
ve yine aşk havası soluyor yürekler
yakamozlara tutunuyor yeni sevdalar
ve yeni gönüllere akıyor
oysa ben birkez daha sensizim
yıllar geçse de eski aşkların üzerinden
eski bir çul gibi atamazsın ki
Aşk
pazarda satılan
ucuz bir mal değil
üç kuruşa satamazsın ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!