Galip Gelen Duyguların Yeşermesi İçin

Açık deniz ve ben,
Kıç yelkenleri dünyayı geçerken saatler,
Galip şeyhe yaklaşıyorum,
Mum ve ateşten bir adam,
Dalgalardan ilham alarak.

Denizi saran mukavva bir çocukluk,
Akşam mora dönen ölü kuş,
Judas Nehri'nde zamanı döndürür,
Tomurcuk yıkayan afiyet için nevruz giyer?

Kara karanfil lodosları yağmura çevirir,
Davul ve zurnalarla güneşi çağırır,
Şarkısız maceralara, aşka,
Bir ayna tutan boyalı mevsimlerde.

Son ışıklar gözlerimizde,
Gönlümüzde mesire yeri anlamı,
Hızır ve sen,
Kapalı bir yarayı ateşe verince.

Baharda güle güle oynaya gel,
Sümbül kokusunda isagül'ü uyandırır,
Beyaz güvercin kara gülü öptüğünde,
Ölümsüz fecr'e aşina türkülerde gölgeler kanun olur.

Benim tütsülüğüm gibi,
Baskın duygularla,
Tomurcuğu işgal eden muzaffer rüyalara,
Bir insan ne yapabilir?

İki beyit ölelim dudaklarında,
Çekilmiş bir ah kılıcıyla,
Dünyayı seven kaç kişi var?
Kaç fetih?

Hüseyni'nin makamında,
Güle güle koltuk durakları,
Ben irfan
Mevsimsiz oynak,
Nar çiçeği ile,
Adını en tenha yüreklere yazarım.

Yavaşça, cenneti kırık kalplere okudum,
Gönül kalesinden kanayan aşkla bakanlara,
O kutsal atmosfer ateş sunar,
Gökyüzünü zehirden ayırmadan.

Manzara nerede gülden daha yüksek,
Her derde deva peygamber sevgisi,
Mübarek bir sabah ağlıyor,
Dağlar kıpırdamadan duyguları okurken.

Bakır yürekli delikanlılara,
Gül kanar bülbül,
Yanan bir bardak ateşte,
Gözlerini kaybedenler için.

Ebucehil karpuzu suyu karlı mı,
Öfkesi değişen İsmet'in karşısında,
Ben okurum, gözlerim sözleri yazar,
Bülbülün kanat uçlarıyla.

Bilge bir neşe muzaffer mavi çağırır,
Beni Çin sahilinden al,
Ölü çocuk gözlerinde,
Şu kirli sessizliğe bak.

Zatu'nun suveri İbrahim peygamber,
Kırmızı manzara soluyor,
Eşsiz rüyalarda,
Huş ağacı kaburgası sonbaharda çiçek açıyor.

Ahir zaman kıyılarım,
Karanlık avuçlarımda,
Kırılgan sevinç,
İki cesedi okuyabildiği kadar okur,
Mesneviden mesneviye aşk örer gibi.

Hayret ve ben birbirimize neden,
Baharı ve aşkı uzatmayalım,
Galip gelen duyguların yeşermesi için.