Eyy galaktik dostlar,
öte gezegen komşuları!
Nerede saklı kaldı sesiniz;
hangi boşlukta titreşti adınız?
Binlerce yıl öteden
uzanan taş yazıtlarda
gölgeniz var, iziniz var;
bir sır gibi duran hatıranız.
Eyy Annunakiler,
Eyy Enkiler…
Derin kozmosun
kadim yolcuları!
Hiç dokunmadıysanız
dünyamıza,
o halde kim kazıdı
göklerin hikâyesini?
Hepsi hayal miydi?
Yoksa unutulmuş bir ziyaretin
soluk yankısı mı?
Şu kaydedilen ışıklar…
Bu göğe saplanan
metalimsi siluetler…
Hepsi birer masal mı;
yoksa görmekten korktuğumuz
hakikat mi?
Bitsin artık
bu kozmik körebe!
Gelin yeniden,
mavi, kırmızı, yeşil ışıklar saçan
gemilerinizle.
Konuk olun dünyaya;
bu yorgun sahneye.
Belki de aynı hikâyenin
iki farklı oyuncusuyuz.
Kurulsun
galaktik barışın sofrası.
Gezegenler kardeş olsun
sonsuz boşlukta.
Konuşalım ister telepatiyle,
ister sessiz bir kalp diliyle;
çünkü hangi dil olursa olsun,
öz birdir:
Sevgi, barış
Ve varlığın bütünlüğü.
Irklar fark etmesin;
gezegenler fark etmesin.
Hepimiz aynı sonsuzluğun
canlı nefesleriyiz.
Yok etmek için değil,
var etmek için doğduk.
Birleştiğimizde
karanlık bile
ışığa boyun eğer.
Ve bu yaşlı dünya…
Ve bu dipsiz evren…
Artık yalnız olmadığımızı bilelim;
ve bilerek yaşayalım
sınırlı ömrümüzü.
Sonsuzluğa
selam veren
bir umutla.
Mesut Yüksel
Kayıt Tarihi : 6.12.2025 00:12:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!