Geçenlerde bir televizyon programında;ismi lazım değil, bir antrenör demeç veriyor basın mensuplarına... ’’Maç çok güzel gidiyordu, hatta kazanabilirdik de, ama futbolun ilahları, galip gelmemizi istemedi’’. Ne kadar ilginç ve bir o kadar da düşündürücü cümleler. Şimdi buradan esinlenerek, başka spor dallarında ki, başka sporcularda şöyle demeçler verseler mesela... ’’Ben Ciridi var gücümle yüzyirmi metreye atmak için çok çaba sarf ettim ama gel gör ki ciridin ilahları buna engel oldu’’. ya da bir başkası ’’Çinliler ile masa tenisi maçı yapıyorduk, onların ilahları bizim masa tenisi ilahlarından daha kuvvetliydi, bu yüzden yenildik’’. Bu örnekleri bütün spor dalları için istediğiniz kadar çoğaltabiliriz.
Ne sporda ne sanatta ne de ticaret hayatında, öyle ilah filan yoktur. Biz inanan insanlar olarak bir tek ilah biliriz O da Rahman ve Rahim olan, her yerde hazır ve de nazır Rabbımız Allah’dır... Göz önünde olan kişilerin konuşurken azami derecede dikkat etmeleri gerekir ağızlarından çıkacak kelimelere...
Allah muhafaza saçma sapan böyle bir cümle kurduğunuz zaman imanınızı bile kaybedebilirsiniz. Oh ne âla, sen takımını iyi çalıştırma, iyi antrenman yaptırma, yenilince de yok efendim futbolun ilahları bizim galip gelmemizi istemedi, diye saçma sapan cümleler kur, işin içinden sıyrılmaya bak. Yok öğle yağma...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta