SEYFİ KARACA FUTBOL ŞİİRLERİ

SEYFİ KARACA FUTBOL ŞİİRLERİ

Seyfi Karaca

Hal böyle böyle böyleden böyleykene, yok motor reklam diye ortalama tüketim yüklü insana ayar tutturacagina yemin icip giderayakliliga otur kalk talimi ögretirmismis, yok yerinde durmayip siddetli oynakliklara firildaklik eden bogunuk bulanik karmakarisik gürültülü trübün herbtürlü keyfibilirligin zevki sefasina dalip INSAN denen MADDEYLE maytaplik edip zirzivanaya eger bükermis….
Bütün inanüstü ve toplum ortak degerleriyle aklin vicdanin güttügü yol, tarttigi ölcü, ugradigi zihin, davrandigi düsünce, takip ettigi iz, kullandigi birikim, ögrendigi tutum, önemsedigi onur, güvendigi samimiyet, sigindigi yakinlik, bagandigi aidiyetlilik, inandigi hakkaninet, aliskanlik edindigi kültür, iletisim kurdugu sevgi, taniyip ögrendigi bilinc, kurumsallastigi hukuk ve anlayip anlasilir kildigi dil gibi saymakla bitmeyen birarada ve birlikte yasama dair emek-zahmetlerin harciyla yoran yoguran katan yahut kaynastiran kutsallarin tümünü ANA, TOPRAK ANA ve ANA VATAN kavramlarina hayati varligini adayan ölümsüzlüklerle anlamanip denge karsiligini bulan yasam kaynaklariydi..
Fakat gel de gör ki, bugünleri devletin en ufak acik ve zaafiyetini dahi kollanmis firsatciligin dibine kadar kemirip soyup sömürme istifade yeri olarak gören duyan yetisen bilen anlayan alglayan bilenenlerin haddini her türlü hukuksuz-haksizlik boyutundan asarak kendilerini tüm yalan dolan talan yanlis ve yikim cellatlari karakter kisiligiyle devlet yerine iradeli etkili ve yetkili kildiklari egrisi dogrusuna hinlik hainliginde, kasabasindan köyünden dagini bagini özünü itibarini cevresini iliskisii soyunu obasini sözünü sohbetini kimbilirin neresi nasildir CARPIK MÜTAAHiT ve MÜHENDIS YAPILI kentlerine akintisini konrol edemeyen kacislarla tasinip göctügü karmakarisik (talan vurgun yagma gasp rüsvet siddet alt yapili) basdöndürücü ve mide bulandirici dayali döseli düzeni bozuk tezgahlar carkin harac-mezat hurda viran edegeen toplumsal cözülüs bozulusla….
Dünyasi dörtbiryanindan kent yagmacilari tarafindan bile bile kivilcimi körüklenip tutusturulmus olan yanginlar ve sürgünler ortasinda insanliginin her hali ve hassasiyetini kl duman etme kastiyla kusatip saran sefil sogugu silik soluk sig ve soyut BETONARME ZiNDANLASMASI yalniz yaban ayazin kiyassiz kiyimina ugrayarak kendini nereye kyacagini bir türlü bilemeyen HSM HAYALLER kul kurbani nitelik vasfindaki sokaklara caddelere mahallere kailara evlre, tikildiklari iceriden, ölüp cürüyüp cöküp cer cöp ilikisizligine bütün insanligini cöllestirip tüketip harcanmadikca asla cikisi olmayan, kusursuzca kurgulanmis süslenmis AGIR-KAHIR duvarli bir mahrumluk mahkumiyetiydi ki…..
Orada …
Yani evinde sokaginda mhreminde kendi kendileriyle basbasa kalakaldiklarini zannettikleri sirada ve aulu otaliklar kent araliginda….
Kendiklerini kusursuz icat edilmis TÜKETIM kölesi ve serbest piyasa carsi-pazar kulu niyetiyle akil fikir vicdan sevgi ilgi kök bag tutum davranis düsünce ilim bilgi bilim özgürlük irade idrak zihin bilinc bellek insan degerliliginden mahrum be mahkumiyete sürükleyip sürgün eerek insanlik disi küresel kulluk köleligin Serbest Piyasasina esyalastirip tasiyanlar…
ÖNCE evin ANNESI´ni kundaklayip oluk oluk sizip sökünen REKLAM, DiZi, SCHOW, MUTFAK, MODA, FUTBOL,MÜZZIK vs. vs. cesit cesitliligiyle rezil rüsvaliklariyla beynini ve kalbini zehirleyip zikkima ceviren talan taciz ve tecavüzleri lanetleyip linc ettiler…
SONRA tozunu tüyünü insanligin bildigi tanidigi yasanip siginilan yer olmaktan söküp cikaran arsa-parsel maden mineral gasp yagma isgal ve tecavüzleriyle TOPRAK ANA´nin hayati varlligini zehir zikkim eden irzina hukuna namusuna gecip keyifleri nasil diliyorsa öyle böyle en pis en hin en hain en ac gözlp en kiiliksiz karaktersiz azgin sapkin ksnmasiz doyumsuzlukla talan taciz ve tecavüz ettiler…
Ve en son tüm bunlarin kuslar kelebekler sincaplar kertenkeleler kaplumbagalar navruzlar sümbüller ormanlar oglaklar kuzular cimenler daglar denizler dereler caylar tepelerle insanin ayrisiz gayrisiz yurt yuvalanip yerini yurdunu yuvasini TÜRKIYE CUMHURIYETi adi altinda ANA VATAN insanlik dünyasi bildigi ORTAK YASAM kutsalimizi her varligin hayatina ayni keyfibilirlikle ve ayni aynisinin hinlk hainlik aliskanlik yaklasimiyla talan, tarumar, taciz ve tecavüz ettiler….
..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Kapi girisi tam kapali hise
Kimligi belirsiz gözkarartmaci kapkaranligin
Kusburnularin nasil mavi renge bulanmasi gerektigi üzerek kann ve kin
Kargalari tilki haliyle kayik sandal sütliman vesaire
Gemicik gemicik gemicik gemicik
Ve villacuk
Ve villa cuk
Ve villa c ukkkkkkkkkkkkkk!
Mangirli bozuk para sesine varini yogunu tav eden sinyalizasyon mührüyle
Kayitdisi karanliklari bütün millete kapaginiz olsun gibi dayatip dayilanip
..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Insanlik ve zaman mekan büyüklügünde seyler
Seyler derken dertler sorunlar konular olaylar haller meydanlar
Bir sonsuz gelis gidisin felakete dönüsmeden evveli carki devrani
Konustuklari komsusuzluklar kadar sig
Bayat
Yüzeysel
Anlamsiz islevsiz iceriksiz bencil bunak
Devamli degiskenligin firil firildaginda daha dogusundan itibaren
Anne karni ceninken
Yenilmislik yetersizlik sucluluk eksiklik sancisiyla bagira cagira
..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Amedsportif sifir…..Karsiyaka bir. Play of play of play of play of of of of offfffffffff….
Hatirladigim kadariyla okulun kuyu tarafina bakan avlusu yetmedigi icin rahmetli Adanali`nin harmani en cok top oynanan yer idi. Kim kimin takiminda oldugunu bile bilmeden hemen herkesin biranda bal kovanina üsüsen arilar gibi cullanip rastgeleye ve kiran kirana camur cignarcasina spor dersini futbolla gecirmenin yanisira, ikidebir dikenli tarlalara kacan topun patlayan ic lastigine tas baglayarak cigerleri kökünden sökücü sisirme fasilli köylerarasi mac oynama cenkleri de burada yapilirdi genelde…
Onun disinda yine böyle bahar kis arasi cemre günlerinde birgün yine Adil…
Köyde cereyan yok piriz yok sarj yok dinamo yok ampul yok elektrik yokken, babasi her gelisinde tüm gurbetin yüklendigi hasret heybelerini akla gelebilecek hicbir eksige ihtimal vermeden getirenler gibi Mustafa emmi tutmus televizyon getirmisti. Günlerce dizinde topugunda kimbilir ne rica inceliklerine cocuklugun dokundukca azip artan zihniyapismis merak duygusunu köreltip doyurmak icin ne diller dökerek her firsatta pesini güden gölgeler gibi gezmistik Adilin ki, ne cins birseymis dünyayi icinde gösterip oynatan televizyon dedikleri sey bilelim ögrenelim diye. O` bizim bu ucsuz bucaksiz acligimizi daha kamcilayip kudurtmak `sesi de var, rengi de var, avratlar hemen dip yamacinda sennen beraber gibiler heriflere isderseng elleyip cimcikliyebiliyong amma sanga hic seslenmiyollar..` dierek vaziyete vaziet katiyordu.. böyle böyle günlerce sefil sersem gündelikcisi olduk Adil`in. Etme dedik. Yapma sen iyisin iyicesin nazlimsin uslusun biz neyiz ki filan…ne dediysek ne ettiysek ne süründüysek kar etmedi bir gün hic beklemedigimiz sicim sagnagi ve gök gürültülü bir günde` gelin` dedi aldi bizi sürükledigi odanin önündeki örtmelige toplanip bir hayli kalabalikla ip gibi topuguna dizildik. `iceri dolusmak yok dedi, burdan gafayi uzadip bahacahsigniz.` Zireyi acti. Minder hasir sedir yüklük dolap kurmali saat islengili kabama ve yastiklar süslemeli odanin en dip ucunda üstü özenle örtülmüs örtüyü acti, alet göründü. Sasirsak mi, ürksek mi, ürpersek mi….bir türlü ne oldugumuzu bilip anlamayan kocaman bir hayrete düsme derinligi icindeyken biz, `aha bahing, bahing gorüyonguz mu bahing bahing, isde size didigim telvizyon bu..` dedigi yere boynumuz koparcasina ve birbirimizin dizine pacasina tepeleyip basarak görmeye calistigimiz kahverengi kasanin önü cam, kenari dügme dolusu ivir zivir..`hani avratlar herifler nirde ` dedikce biz, `aha lan gormüyonguz mu oynoyor isde icinde`deyip bizim boz bulanik yagmur karisimi kapkara kapi isigindan televizyon camina düsen gölgelerimizi gösteriyordu….
Telvizyon, cereyani fisi pirizi elektirigi trafosu diregi motoru olan Kayseri`ye bile yillar sonra bir iki saatlik paket oynatmayla gelmisti…her yayindaysa macin son dakikalarinda nasil olsa mac bitti hesabi duvara tirmanip sivri kancalari asmaya gerek kalmadan stad bekcilerinin tüm kapilari ardina kadar actiklari Orduspor Kayserispor karsilasmasi mekik sarip makaraya takiliyordu. Kalede Rizgullah diye baslayip ileri ücte Kel Osman ve Deli Mustafa`nin ortak oynadigi bütün maclar tiklim tiklim igne atsan yere düsmeyecek karsilasmalara bilet keserken cekirdekciler, caman ekmekciler, simircilet, gazozcular zabita kacginligini saymazsak kisa günün kesesine bin bereket versin diyordu…ben de o gün herkese acilan kapidan zar zor ezile büzüle ve ilk defa kit kanaat de olsa mahseri kalabaligin omuz ucundan trübün ve stad ici gördügümde, Kel Osman dediler ortayi yapana, Deli Mustafa`da golü atanmis gürültü koptu sarsildi yikildi ugultulu insan kalabaligi mac bitti Kayseri Sampiyon olmustu…..
Sonra….?
Sonra kendi icinde sizlayip sanidikca yabana yitige derinlesip gitmelerin kiyasiya kasip kavurdugu perem percemlerde rüzgarin nefesini kesip topragi dagindan bagindan söken sürükleyen sehirlesme mahline, ordan televizyon kutusu kusatmali yüksek binalasmalara, ordan izine henüz ayak basilmamis nerde nasil eylenip duracagi bilinmedik zamansizliga, öteye, daha daha öteye hic bitmeyen göclerle birlikte…
Sonra kürtlerin ermenilerin romanlarin hicbir ayri gayriligi seytaninin aklina dahi getirmedigi Kayseri günlük hayatinda, Lüleburgaz Beykoz Altay Altinordu….artiz fotograflarinin birlikte destelendigi alt üst orta mi…oynadigimiz ve günlerce terzi dükkanlarinda okul giysisi provasina gidip geldigimiz mahleligin ic ice kaynasmisliginda plastik top zengini oynayip oyalanmalarimiz oldu. Derken Zeki….
Sonradan MENTESESPORUN zehir gibi kaleycisi olacak olan Zeki, hergün Kayseri Lisesi`nin potalarinda tek basina basket turnikesine cikmaktan bikmis olan Hamdi ile ellerinde mesin top ayaklarinda futbol cinsi ayakkabi, yaziya gidip yazidan geliyordu…Beni de alin dedim birgün. Ayagimdaki kördügüm bagli demir uclu cok yillar giyeyim diye pederin getirdigi fabrika ayakkabisina baktilar, `bu ayaggabiynan hic olmaz biyirimize deper mepersing ` mirin kirinindan sonra düsündüler ` galeyci olursang gop gel` dediler. O gün Rigullah gibi ucacaksin topa deikce kaldirip tasa topraga calmadik yerimi birakmadigim yara bere icinde gelmistim eve…
Böyle baslayip ve ölümsüz tadlarla yasanabilecek tüm kardeslik sevgisinde hic sinir tanimayip yillar sürecek olan Mustafa Kemal Pasa Bulvarinda Kayseri`nin bittigi tpiriket tarlalarini paramizin olmadigi günde yayan yapildak yürüyerek ARGINCIK KASABASINA gidip gelmelerimizin altinda ve üstünde, var yoklar arasinda yitirdigimiz kaybolmuslugun izinden yol yordam bulup iz sürerek yeniden köklerimizle bulusmak vardi, bahanesiyse top oynamakti…
..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Hicbir hakki hukuku yetkisi iliskisi iradesi olmadigi halde yetkisinin iradesinin hic olmadigi yurtlara ve topraklara korkunun kabusun karanligin kiyimin dehsetin vahsetin kokusmuslugun cürümenin nefretin sefaletin lincin lanetin ölümün zulümün yagmanin isgalin tecavüzün caresizigin zulümün en akilalmaz ve vicdan Kabul etmez boyutlarda esir aldigi insan kalabaliklarini yogun bakimli yerinden yurdundan edip salacasini kendi omzunda tasiyan cesetler halinde teslimiyete söküp sürgün etmek, gecmisin Engizisyon Kalipli, Hitler Soykirim mekanikli ve bugünkü her ikisinin karma-karisimindan zehri zikkimi damitilarak daha ezici etkinlige mahluklasan; ve canavarliligin kiskirtilip azdirilmis BOP bünyesinde kendine vucut bulan Serbest Piyasa Yeni Dünya Düzenegi`ne bagli insan hayatini cetvelle cebirleyerek belirlemeyi kendine zevk edinmis, düzkafa mantikli küresel isgal vampirliliginin muntazam esridir.
Bu denli insan dogasina aykiri yasam düzenegini dinc diri ve canli tutan bütün vazgecilmez kaynaklarini kökten kurutarak; siddetli, gerilimli, bunalimli, sorunlu, kuskulu, kirli, güvensiz, sevgisiz, paylasimsiz, acimasiz, kindar, dislayici, kücümseyici, asagilayici haktan hukuktan yoksun herbir degeri degersizlige modellenmis soyutluluga kisiligi ve karakteri olabilecek sayisiz olumsuzluklarla mumyalanmis kendi varliginin yabancisi yüzeyselinden kendine buzullasmis insan iliskisizligi soguklugundan sosyete saydamligindan bakan gösteris bagimliligi, istemleridisinda insanligini tedavülden kaldirip serbest rekabetci pazar piyasasinin ölüsünden bile kazanc elde etme carmih carkinin bir yerinde düzen hortlagini canlandiran, ama varolan katmanlasmis kabukta kalmaktan baska caresi olmadiginin yenilmis kazziklanmis tükenmisliginin kiskacindan kurtulacak degerlere dönemeyecek kadar kendinden coktan arayi acip uzaklasmis olan sapaklarin ve sapkinliklarin gözdesi olur. Bu yüzden modayi ruhunu bedeniyle birlikte teslim ederek beslemek zorunda olan herkesin hayati, acimasiz yaris ve cekismelerin kisiye kalipli allanmis pullanmis en cok etiket fiyati kadar deger bicen, baldir bacak figurlari ille verilmis ölcü kaliplarinda olmasi gereken soguk ve zamandan -mekandan ilgisiz alakasiz bölük pörcük duruslu vitrin esyasi gözüyle baktigi sebebiyle saklisiz gizlisiz meydan malidir. Tam da bu böyle oldugu icin, yani saklisi izlisi olmayan ve kendini herkesin yüzeysel bakip ve oradan delikdesik karistirip kurcalayan meydan mali yaklasimli yikimindan hemencecik tüketip zevki gectikten sonra derhal hayatin kullanim disi cöplügüne atma huy ve tabiatliligi, yasamin dogasini tamamen zevkisefasina göre sulayip topraklamaya kalkisan cehennem zebaniligini kamcilayip kiskirtir.
Kendince saklisi gizlisi olmayan atlarin arilarin dahi özgünlügü nispetinde yakinlik duymayacagi yasamlarda asla güven besleyip beklenen hizmet verimliligini göstermeyecegi (sadakati inceligi ilgisi sevgisi paylasimi samimiyeti emegi dogalligi olmayan sahtekarligi sirtindan atip bal kovanlamayacagi) gibi, onuru özgürlügü kültürü kökü soyu hukuku hakki toplumsalligi asosyalleserek insanlik disina cikarici `kimse yapmadan ben yapayim `kapismalarinnin yaris kölesi mükemmelciligini kendine kaliplayip ayar etmis yasam bicimi, evrilip cevrildigi piyasasi son derece serbest tutsaklikta mutlak surette icinde yalnizlasip yabancilastigi her saniye üstün derecelere varma yahut vardigi yerleri mümkün mertebe kimseye kaptirmama kabus korkulari icinde cirpinip kivranmalar kiyametini, sapkinlikla, siddetle,bunalimla, saldirganlikla ve sayisiz kisilik bozulmalariyla sonuclandirir. Bu cöllestiren girdaba bagli tüm bir toplum da ayni akibetin öldürücü ve kahredici kiskacinda bogulur.
Saklisi gizlisi olmayan kisilik bozukluguyla donanmis bir toplum, sosyal doku baglari lackalasmis cürümelerin hep herkesin birbiini asagilayip kücümsedigi ve günboyu hickimsenin kimseye sayginlik siniri koyamayacagi degerler yitiminde en basta özgürlügünü, özgünlügünü, özgüvenirliligini yitirerek; düsünceden kültüre hayatin her alaninda üretimsizlige hapsolur. Üretimsizlige hapsolan islevsizlikse kazanilmis yahut cagin genisleyip büyüdügü oraninda kazanilip büyütülmesi gereken akil, vicdan, bilgi, bilinc, bellek, hukuk, paylasim,,egitim, inanc, güven, saglik, spor, ulasim, fikir, sevgi, iletisim gibi tüm hayati gereklilikleri temin edip teminat altina alamaz. Teminat altina alamadigi hayati gereklerden yoksun saklisi gizlisi meydanda mahsur kisilik bozuklugu toplumu bütün gereksinimlerini hayal kirikliklariyla, siddetle, sehvetle, dehsetle, dedikoduyla veya derdi nederman bulunmas hastalikli hallerle yikilip yiginlasir. Bu nedenledir ki `biri bizi gözetliyor `durumlarina kuklalastirdigi insani kaybolan hakki hukukunun bin misli daha cok ilgi yakiliniyla dürtü uyandirma canavar caniligi, düzen ahmagi hesabina terbiyeledigi denegin kafeslenmis hayatina acidan, kaygidan, kederden. sefilden, sürgünden, savastan, nefretten,kinden, küskünlükten soygundan, vurgundan, ölümden, talandan ne yüklenilirse yüklenilsin niye ve nicin yaristigini bile bilmeden kendi agirligini dahi tasiyamayacak cesetlere cenazelik oluncaya kadar itirazsiz tepkisiz tasiyip hizmet etmeyi kendine onur saydigi agulasmaya zehirlenip gitmistir.
Onun icindir ki kendi salacasini sirtinda yük diye tasimaktan cani cikmis hayatini zehir zemberek siddetle neretle modalik mankenlik diyetinden ölüp üzülen küresel piyasanin serbest rekabet esiri insanligin bugünü, en cok ölüsü üzerinden kazanan Silah, Egitim, Müzik, Ulasim, Hizmet, Insaat, Sanayi,Uyusturucu, Spor, Turizm, Banka, Borsa, Mafya, Mutfak, Gida, Eglence, Iletisim….sektörleri arasinda en bastaki siralamaya kurulup avantasini kapmaya kilitlenip konuslanmis SAGLIK SEKTÖRÜ, varolan sömürü ve yagma düzeneginin gözdesi durumundadir.
Bütün günü birbirinin en son söz veya davranisindan kendini toparlayarak PiS DEDiKODU sarmalina yuvarlanip cukurlasmakla gecen kokusmus cürümüslükte, hayatra olmayanlar vaadedilir, gelisimislikten cogalmisliktan ve eskiyi yikip YENI diye baslayan herseyin ablukaya alinip kiyassiz bir BOZULMUSLUK kusatmasinin altinda cöküp kalan kavgali gürültülü muglaklik enkazini hicbirsey basarisi olarak cokca sözedilir. Yalan dolanlarin kaps kapis giden cokcaliginda herkes birdigerinin modellenmis DEDiKODU saklisiz gizlisizligini kendine onur payi bicer, huy ve hüner sahibi olur. Böylece düstügü kokusmus cürümüslpk cukuruna birbirini cekip cagiran toplum, tüm ana ve kilcal damarlarinda yasadigi hayati idare ve sevk eden YARGi, YASAMA, YÜRÜTME devletciligini kendi elleriyle darmaduman ederek birbirini tesvik edip özendiren DÜZEN MODA MODELI olmalardan yedigi yanilmis aldanmis zehir zikkimlariyla ve hep karsilikli birbirinin en son söz veya davranisini kendine kistas alan (yani hata yapmada dahi birbirinden hicbir özgün farki olmayan tektip ve tekseslilik servet saltanat avcisi yagma yikim enkazcilariyla) siyasetle, sanatla bankayla, borsayla, iletisimle, ilimle, basinabuyruklukla, ecirle, haramla, hukuksuzlukla, hileyle, hurdayla, baskiyla, sömürüyle, salginla, illetle, gerilimle, bunalimla yönetilip idare olmaya mutlak surette mahkum olur.
Hickimseye sevgi saygi hukuk anlayis hosgörü sevkat sadakat ilgi samimiyet ciddiyet olgunluk bilglik dostluk dayanisma paylasim cömertlik, mertlik fedakarlik akil fikir umut tutarlilik sorumluluk duygsallik duyarlilik verip göstermedigi halde herkesten cok ve hersey bekleyip ortaya cikan kendi kaderine terkedilmis sorunlar sarmali devasa heran her dokunusa yahut kiskirtmaya gerilimli patlamaya hazir enkaz yiginakli toplumsal iliskisizligi en gelismis düzeyli huzur donanimliligi sayan yalanli talanli haydut haramiligin kuskusuz ne inanani olacaktir, ne de güveneni. Cünkü herkesin ortak kazanimi olan ülkesel captaki gelir dagilimini özellikle toplum algisi üretmede olabilecek bütün kahpe-kaypakligin karakteriyle bulandirilmis bogulmus her ne pahasina olursa olsun karsiliginda eristigi güc ve iktidarlasmalarla nufusun en az olaninin en cok pay ve hisse sahibi servet saltanatlandigini Türkiye kosullarinda bogazici yaliseffasi manzaralara villalanip saraylayanlarla, nufusun en cok olanin ölüm zulüm sefalet bulantilarinda ecelleserek yokluk yoksulluk diyetine her türlü haksiz hukuksuzlugu dogduguyla öldügü arasindaki göz acip kapayincaya niteliginde hizli gecislerle hayatindan kesintisiz terkolanlarin sahip olaageldigi ve gününden gündeminden gün gecmsin ki siddetin, kavganin, catismanin, küslügün, bölünmenin, parcalanmanin kaniksanmis yasam haline odaklandigi cenderede varolan bütün sorunlariyla kimsiz kimsesize nispet artirmasin. Devamli hep yoksula kabaca ve cetvelle karalanip alti üstü cizilmis cileli hayat sahiplerinin firsat ve imkan esitligi olmayan sürgünlere kovulmasi,sömürü düzeninin e nana maddeselliginde olan pürtetik hektiklerde insan dogasina aykiri azgin ve amansiz yarislari en az iki katina köpürtüp körükleyerek (cünkü bütün eksikler icinde her türlü yasam yoksullugu kusatmasiyla dogan bir cocuk, anadan dogma kendi hayatinin yabancisi olarak kimsiz kimsesizligin ellerine terkedilmiscesine azat edilmis gibidir. Bu durumda her türlü yasam güvencelerine sahip olanlara denk ve ayar olabilmek icin ölümüne kendini hirsin, yarisin, kapismanin, catismanin korkulu kabuslu kol ve kucaklarina atarak kendi olmayan kendisiymis gibinin ölüm hücreli kilifina girecektir) yorulmanin, yipranmanin, tedirginligin, kuskunun, hastaligin, kovulmuslugun, ezilmenin, cürümenin had hudut sinir zaman ve mekan tanimayan esiri olacaktir. Herkesten hersey bekleyip hickimseyle hicbirsey paylasmayan bu durumun Türkce tarifi katiksiz zorba ve dikta dayatmasidir. Kendini sipsirinler evlasi olarak sunan bu BARBi DÜKKANCILIGINI en uyumlu ve istiktrarli geismislik namina adlandirmaya kalkisirsa, vahametin adresi devlet olma niteligini belki de hic tasimamis, ama dünyanin bütün ipsiz sapsiz yolsuz hukuksuz kanunsuz soygun yasavas yahut katmerli sömürü sabikaliligindan besenme büyüme medyalarini borsalarini bankalarini haramlarini hirsizliklarini vurgunlarini ve talanlarini altin yahut para cinsinden depolamaktan gecimini kazanan ISVICRE kumbara kasaciligi, bugün sayisiz hinli hainli haydutun banka ve borsacilik isini gücünü gördügü gibi, Gecmiste Hitler`in bile kirli ve kanli vampire yanini örten kuryecilik yapmisti…Buradaki demokrasi sevgi yahut insan haklari görünümlü palavranin POLYANNA alip satarak soydugu sömürdügü hayatinin yabancisi durumundaki her türlü yasam sürgünlerine cici BARBi DÜKKANCILIGI yaptigi haliyle hukukun hakla tecelli ettigine kim inanir…?
En basta kendileri inanmadigi icindir ki ülkedeki esit olmayan yabancililiga bütün insan dogalligi, hukuku,hakki, özgürlügü, özbenligi, idraki, kültürü, iradesi, onuru, dilli, iletisimi, itibari terkedilmek kaydiyla yurdunu topragini terkederek bir avuc huzur, bir yudum gelecek, bir damla güvence siginagi arayanlarin kan-ter emegiyle elde edilmis serbest piyasa düzeneginin digerlerine atbasi giderek lokomotif kodlamali ALMANYA örnegindeki gibi ülke gelirinin hepsine yakinini düzeni kurup yönetenlerin bankasina borsasina aktarip, aclik sefillik nafakasini da ölmeyecek kadar sömürü sefilinin sofrasina zehir dilimi niyetinde dograma makinasini yillarca isletme müdürü olarak calisan HELMUT KOHL tosuncugu, isi bitirilip cope atilirken RÜSVETLE ALMANYAYA SIPARIS aldigina dair iddalarla hakkinda acilan sorusturmayi, `eger beni sorgularsaniz, Almanya ekonomin ve siyasi olarak catlar catirdar güme gider (yani hicbir isini zahmetli ve sabikasi temiz yollardan görmedik demeye getirerek..) diyerek hakkindaki dosyayi belki arsivlerde bile tutulmayacak türden rafa kaldirtmisti…
Ayni türde `kanunsuz insan ülkeye sizdiriyorsun` Joska Fisher Yesiller Hippisini Helmut Sschöreder`in disisleri bakanliginda kerpetene almak isterlerklen, benzer manevradan ` ey millet beni manyak manyak söyletmeyin Alman devletinin gizli ajandasidir, Ukreyna`dan bir milyon kisiyi bile bile her türlü kanun aykiriligina ragmen gecis Soroz devrimleri altyapisina ve is piyasasi rekabetine malzeme olsunlar diye vize izni verip vatandas konumuna pozisyonlamasi `….gibi laflar etmisti…
Kendilerine Atom cevredari bisiklete binip mersedese binmezler pozunda kilif uydurarak Serbest Rekabetci Pazar Piyasa Küresel kiralik piyonlari rolünde hüküm etme figuranligi verilen Hippicik Model Modasindan Yesiller,boool bol sirket devletleri tarafindan sadece onlarin konustuklarini vitrinleyip ve sizin yerinize bütün sorunlarinizi temsilen bunlari konusturuyoruz diye GLOBAL MERCEKTEN markalastirarak system katologuna afislediklerini gercekten kendi kahramanliklari sanarak ATOM SANTRALERINE kafa atmaya kalkinca, düzen Patrontanrilari fena kizdi kükredi ve cevre bakani Tiritin`I eski dogu Almanya istihbrat ajani olmaktan tefinin dürülecegi tehdidiyle, aciktan aciga BARBi DEMOKRASI dükkaninin buzluguna koyarak adeta siyasi hayatini öldürdü bitirdi.
..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Fe
Üç fe
Efe, üfe, tüfe, küfe, büfe, kefe,
Baldıran......Mendireksiz gemi
Olmadı değil mi..?
Uymasın..
Tleopatranın atinadan iskenderiyeye marş basıp
Kobra pozisyonlu atılganlığıyla çok kostak
Yarı tanrıçlık modelistliğine
Taaa o günlerden ilmini almış çok oynaklılığın
..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Limonsu
Sararıp sararıp solmaların herhangi rengiyle ışıktan ayrılırcasına limonsu
Tat vermeyen yüzekşiliğin acılaşan boğuşumunca ne yaptığını bilmeden limonsu
Yolkıyısı tezgahlarında tükenmez çürükleriyle kendini pazarlayan ayazavaz çarşıların dibinden
Kaybolmuş bir dünyanın yerebatan külliyatıyla ancak simsiyah bir çığlığın ardına sığınarak
Tekdüze fiillerin milyonlarca ve milyarlarcasıyla
Ençok küçük bebelerin eline sükseli kelepçeler tutuşturup
En çok kadını ön duvara çekerek
Toplumun eldeğmemiş ve iğfal edilmemiş hiç kimsesini bırakmayan salgına sürüpgiden sirayet
Gidigidigidigidi...
..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Yoksunluk yitiklik yabancilasma yilginlik yipranmislik bezginlik bikkinlik cöküntü cürüme yozlasma ihmal kayitsizlik karamsarlik kararsizlik siddet kusku körlük karanlik korku kabus kiyim yikim sarmallari icerisinde bogulmus bunalmis soygun talan vurgun taciz kiskac sömürü ölüm zulüm carkina kusatilan kulluk kölelik kilitlenmisligi, kelepcesine kundaklandigi esareti özgürlük esitlik ve insan haklari olarak bilip görmenin afyon akintilariyla bilenir beslenirken, harami hirsizligi hukuksuzlugu haksizligi rezilligi onursuzlugu helal kilip din-imandan sayan sekilsel gösterisliligin MARKALASTIRDIGI bagnazliktan gecim kaynakli hüner, tezgah,kilif, örtü, paravan, maske marifetliligi SAHTEKARLANIR…
Bu sebepten dolayi nasilki VIYANA önlerinden geri dönen hizli cöküsün tüm altyapisinda mevcutlu yozlasma korku karanlik kirim desise entrika bencillik haram harami eskiyaligini neredeyse günübirlik PADISAH HANCERLEME suikastciligiyla dilediklari yagmayi ganimetciligi haksizligi bozgunu haydutlugu yoksullugu caresizligi adaletsizligi sefilligi itaati kullugu köleligi devamli ve daim kilan asiretler agalar beyler esraflar ayanlar umumlar hinlik hainlik ortakcikarcilari, eldeki `padsahim cok yasa ` harami helal saydirtan sorgusuz sualsiz dokunulmazlik zirhiyla adeta kendilerini erisilmezin en erisilmeszi yetki kullanim kutsiyetine TANRILASTIRMISCASINA ve osmanli diye diye….(sorun sarmalinin dibine inip kökünden halletmeye kalkisan yenilikci padisahlari bile diledikleri uygun ortam adami oldurtma hancerlemeleri sayesinde) Osmanli`nin mahfini hazirlayip sonunu getirdi…
Simdi….
Simdi hesabi kitabi seri sayisi belirsiz üretmeden tüketen ve egitim, güvenlik, sevgi, ahlak, onur, ilgi, ilim, bilim, inanc, özgürlük, paylasim, ulasim, imar, sanat, düsünce, fikir, huzur, aile, brey, toplum katinda inanilmasi güc büyük yikim yagma kokusma kirlilik ve cöküslerin yasandigi yere gecmisin bütün hazir yiyiciligini sürükleyip getiren ve bütün kanun nizam düzen korunakli dokunulmmazliklara ISTANBUL model BOGAZiCi sarayli villali kösklü yalili kayigi ve kaymagi kiyakliligi dengeleyip tartan MILYARDER sevicilik…
Sanat tarih kültür onur özgürlük huzur hak hukuk Türkiye Cumhuriyeti mirasini ADNAN MENDERES her mahallede bir milyoner yaratma hayranligiyla yagalayip yerle bir ede ede….
Demirel takma kafali her mahallede bir kücük amerika yapip yaratma vurgum sömürü gasp harami haydutlulugunu ekonomiklenip endüstrilestirmenin sürsavrum celsesinden evirip cevirerek…
Özal aile boyu halayikli usakli seyisli dalkavuklu yagci yalakaciligin havalandirip ucurdugu HANEDAN HEVESLILiLiGiNi (bütün bölgesel- küresel BOP isgalcilik sömürücülük basbayisi olma paha borcuna) Türkiye´ye imar ve iskan etti…
Simdi bu denli onursuz haysiyetsiz densiz dengesiz ihanet israfinda her türlü ülke, devlet, millet yikim yagmalarinin getiri karsiligina servetli sarayli malli mülklü saltanatli bosalarin bankalarin mafyalarin tarikatlarin etnik mezhepsel HEMSERICiLIK BÖLGECiLIK yüklü bagnaz-YOBAZ tüm kirli köhne karanlikli TOPLUMSAL bozulmuslugunu hak huzur hukuk özgürlük esitlik balgami olarak yedirip yutturup yalatip yerlesik sapkinliklarda yasataya calisan TÜRKIYE CUMHURIYETI özeli BOP yikim ihaleciligi…
Iftar vakti caddelere sokaklara salonlara mahlelere sigmayan masrafi devletten milletten sofralarini bir yozlastirma yobazlama ve bagnazlik kirli karanlikli piyasa pazari MARKASI olarak servisleyip sunan devri daimliligi kendine en kolayci sahtekarlilk kaynagi saymakta…
Bol pirimli bütün kültür fikir düsünce ve sanat Akil adamlilik tasinmaz malciligi yine ayni piyasaya ayni uyusturma etkinlikli MARKADAN…
..

Devamını Oku