FUTBOL ŞİİRLERİ

FUTBOL ŞİİRLERİ

Hüseyin Sırrı Talay

içimde yanan aşk ateşini
sensin bana yaktıran
gerisi boş hepsi yalan.
seninle doğdum inan
senden öncede yaşıyordum,
bu şehirde.
şimdi....
..

Devamını Oku
Yakup Başar

Bir geçmişimiz var bizim
Yetmişli yıllara dayanır
Arkadaşlığımız dostluğumuz var
Ama içimizde bir kaybımız var bizim

Karaçor Ahmet Arabadan inmez idi
Yola gitti mi gelmesini bilmezdi
..

Devamını Oku
Emre Öğüt

Bak güneş doğuyor yine ve doğmadan bitiyor umutlarım
Neden? Neden? Artık aradığım hayatı bulamıyorum.
Gidiyorum hiç bilinmeyen diyarlara gidiyorum
Arkama bakmadan usulca, sessizce gidiyorum

Biliyorum bu gidişler bir gün son bulacak
Benimde dünyama bir gün güneş doğacak.
..

Devamını Oku
Leyla Gülsüren

Merhaba. Bazen geniş bir dairede yaşanan olayları anlamak için küçük bir daireden yola çıkabiliriz.

Mesela bir İnsanın hastalığını ya da kan gurubunu teşhis etmek, anlamak için birkaç damla kanın numune olarak alınıp bakılması gibi…

İşte kendi bakış açımla geniş bir alanda yaşanan bir durumu, daha küçük bir alanda hayalen anlamaya çalıştım.

Bu hayali tecrübeyi kısa bir yazıyla sizinle paylaşmak istedim.
..

Devamını Oku
Osman Şahin

Ey gidi çocukluğum-1

40 yıl önceki köyüm şimdiki köyüm değil
Elektriği suyu yok,yoluda asfalt değil
Ama şimdiki gibi çocuklar mutsuz değil
Ey gidi çocukluğum neredesin gençliğim.

..

Devamını Oku
Cemal Aydoğan

Çocukluğumdan anılar
Aydınlatırdı idare lambası
Kör bir ışık verirdi kör olası
Evleri sarardı dumanı pası
Çocukluğumun eski hatırası
*********************
Yemek pişilir di gaz ocağında
..

Devamını Oku
Fuat Eriçok

evimizin en önemli yerini işgal eden
sesli resimli şu 'reklâm' cihazı var ya
hani canım
reha muhtar nam yiğidin
amerikan türkçesi ile futbol yorumladığı

manken-sunucu hatunların
..

Devamını Oku
Salman Cigdem

Kayapınarı seyran eyledim başladım gülmeye
Sanayiden başladım gezmeye temaşa etmeye
Yürüye yürüye geldim çarşı camiye
Kıldım cemaatla namazımı huzur içinde

Başladım barab caddesini seyrusefer eylemeye
Ziraat bankası dükkanlar dükkanlar sıra sıra
..

Devamını Oku
Ümit Demir

bir çocuk tanımıştım
cihan'dı adı
galatasaraylı futbolcu
tugay'ın hayranı
ne zaman görsem
o sevimli dişsiz gülümsemesi
ve önünde tartı
..

Devamını Oku
Ahmet Salı

AĞITNAME
Dışarıda karakış;
Manasız bakışlar fırlatır
kapkara gözbebekleri
yaşama tutunma peşindedir yorgun elleri
Yargı bağımsızlığından sözeder
kara cübbeli bir yargıç.
..

Devamını Oku
Hüseyin Fevzi Bir

ve sonra
11 milyona
aldığın hazırlık ingilizcesinin
vardıkça yılların sonuna
kültür mozayiğinde
bir dinar depremi
küllenen akşam namazı
..

Devamını Oku
Durdu Mehmet Dalkanat

Sevdim yağız atların koşularını...
Parlayan tüylerinden okşadım.
Büyüdüklerinde...
Yerinde duramayışlarını sevdim.
Ve öptüm,
Rüzgara karşı duran,
dimdik yelelerinden...
..

Devamını Oku
Fırat Çandır

Özledim...

Bir türlü kazanamadığım misketi
Uğruna üstümü başımı batırıpta
Annemden dayak yediğim futbolu
Patlattığım ilk futbol topumu
Kendimize bile bakamazken
..

Devamını Oku
Ertuğrul Alboğa

Selam söyle,

Nakarat::

caddelerde eğlenceye,
sahillerde eğlenceye,
diskolarda eğlenceye,
..

Devamını Oku
Orhan Turhan

Uzun zaman hasretle boğuştum.
Daha ekmeğe kolot derken yuvadan uçtum.
Annemin “Orak ayıydı, yaylaya yeni göçmüştük”
Deyişinden biliyorum bir yaz mevsiminde doğduğumu.
Yazın memleketimden aldığım güneşli meltemle
Kışın, kuruttum gurbetteki çocukluk yıllarımı
Bir de kara lastiklerimizle aşındırdığımız
..

Devamını Oku
Üzeyir Bayram

+Ayağıma dikiş atan doktoru çağırır mısınız hemşire bey?
-Bey mi?
+Evet beybi..
-Kan kaybı beyninizi bu kadar etkilemiş olamaz ama neyse.. Çağırıyorum. (dedi ve çıktı hemşire)
+Doktoooooor.! Doktooooor.!
-Ne bağırıyosun, noldu? (diyerek koştu geldi doktor)
+Otursana konuşalım biraz. Hemşire bey bize iki çay getirsin. Sen şekersiz iç, ben kıtlama.
..

Devamını Oku
Ahmet Söyler

Kapatın telefonu,satın cep leri,
Milletin başında kırın copları.
İçelim hep beraber,eroinli hapları,
Kısa yoldan çağdaş olur Türkiye'm.

Açılsın,boyansın,kadınlar kızlar,
Elvan çeşit zamla,yolunsun kazlar.
..

Devamını Oku
Muhammet Ali Yağız

Ankara’ya geleli birkaç gün olmuştu. Bir yada iki bahçeye dalmışız.Hasılat muhtelif; kayısı.çağla,can eriği,yeşil soğan. Tombik Fiko dan daha dayak da yememiştik soğanlar için. Kirli havasına,klorlu suyuna,yukarı mahalle ile taş savaşına,ilik oynamaya yeni alışıyordum. Birkaç sokak dışında fena halde devrimciydi Ak tepe. Ben duvarların yalancısıyım, çocukları ilgilendirmez sağcısı solcusu

Okullar açılmış,öğrenciler hep bir ağızdan bağırıyor“Türküm.... çalışkanım”.. ama ben ikisi de değilim.Epey bir süre iki göz iki çeşme kaçıp eve geliyorum.Hem okulu sevmiyorum üstelik sabahçıyım.Leblebi tozu ve rulo pişmaniye okuldaki ilk samimi arkadaşlarım.Bir seferde yemezdim pişmaniyemi,zerresini ziyan etmeden tadını çıkararak.Öyle ki yemesi dakikalar sürerdi bir dirhem şeyin...Leblebi tozu ise veremli gibi öksürtürdü. Pisuvar ile lavaboyu ilk kez okulda görmüş ve ilk kez orda ayırt edemeyip lavaboyu tercih etmiştim.Kolay olduğunu düşünmeyin zor iştir,yedi yaşında, boyunuzun hizasında bir çanağa işemek.

Şampiyonluklar yaşadığım yıldı; sınıflar arası bilgi yarışması sonrası kazandığımız ödül olan çorap ve t-shirt’ü sosyal bilgiler öğretmeninden alıp doğruca maça koşuyorum.İki yada üçüncü maçımız,final oynuyoruz, kaleciyim. Torpilim kaleye yetiyor,her maçta top bir kez geliyor kaleme ve ben her maçta bir gol yiyorum.Ve dünya futbol tarihine geçebilecek olan olay gerçekleşiyor, öğretmenimiz kupa almayı unutuyor,bir nevi taçsız-kupasız kral oluyoruz.O yılın üçüncü ve son şampiyonluk mücadelesi; bir unvan maçı, rakip M. Ali. Muhammet Ali Clay değil sünnetçi Mehmet ali,”sen bunu kızlara hiç göstermedin mi yahu” demişti.İnsan sevdiği kadına öyle şeyler yapmaz demiştim kendi kendime.Göğsümde gururla taşıdığım maşallahım, ağzıma lokum basılarak kazandığım erkeklik unvanım, elimde dünyayı kaymaklı bisküviye çevirecek asam, arabayla sünnet konvoyundayım,maymun edilmişim,hem ortaokul ikinci sınıfta okuyorum,üstelik aşığım sınıfın en hanım kızına.

Sabah akşam sokağının başında nöbetteyim,kim bilir belki görebilirim.Sokağın okula yakın tarafındayım,lahmacuncunun hemen yanında. Tanımıyorum sokağın öte yanında ki hayatları, aşıkta değilim kızlarına, olmak gibi de bir niyetim yok. Evlenseler,çocukları olsa, sonra bende karışsam çoluk çocuğa ve tıpkı yeni yetme aşıklar gibi kaynasa kanım,aha yazıyorum şuraya bu sokağın kızları bir daha aşık edemez beni kendine! Fakat itiraf ediyorum, bu ilk aşkım değildi. Aslında nasıl söyleyeceğim bilemiyorum ama benim ilk aşkım, daha doğrusu en birinci aşkım, dünyanın en platonik aşkı- dünyanın en güzel kadını-dünyanın en bilgili kadını- dünyanın en her şeyi ilkokul öğretmenim.
..

Devamını Oku
Serdar Ahmet Güzel

Yılbaşı geldi, yine bir senenin sonu
Giden ömürden,
Değişmez kaderin yazgısı
Eskiden bizim evdede yılbaşı vardı
Amcamlar gelir teyzemler gelirdi
Amca kızları, amca oğulları
Ne güzeldi
..

Devamını Oku
Selim Akman

Ne kadar içtenlikle seversen sev,
Gördüğünde nefes alamaz zorlanırsın,
Kendine ondan ters gelen ne varsa,
Tiksinti duysan da,zamanla bağlanırsın,
Günlerce düşünür uyuyamazsın,
İfade edemezsin duygularını,
Anlatmak istersin arzularını,
..

Devamını Oku