“Bir gün asra bedel” sözü nasıl da tecelli edermiş, bir daha bütün Türkiye gönül alkışlarıyla tarihi bir günü, yazılan bir büyük destanı yaşadı. Türkiye, Avrupa Şampiyonasında, ‘olmazları’ başardı. Bab-ı Âli’nin sadece manşetleri değil, ‘ruhu’da değişti!
Avrupa Şampiyonası’nın ilk maçında, ‘Bern boğazını’ geçtik! İkinci maç bizlere o kadar keyf verdi ki, bir his bizlere bugün şampiyonluğun, ‘Çek’ini kestik dedirtti.
Gecenin ortasında, “Yüreğimi geri ver, Yeşil Tuna” diye ne kadar içten haykırdığımı bir bilseniz. Elbette, “Kur, Aras coştukça, Tuna, Volga taştıkça/ Benim şarkılarım okunacak, türkülerim söylenecek” Avrupa semalarında, yıllarca ‘garip’ ve ‘gurbetçi’ diye anılan Türk’ün heybetiyle birlikte ay-yıldızlar dalgalanıyordu. “Dalgalan sende şafaklar gibi Ey nazlı hilal” demek ne kadar temiz bir duygu değil mi?
Türkiye-Çek maçında, ‘Arda’ ‘Nihat’ ve sahanın ‘on bir yıldızı’ bana neyi hatırlattı biliyor musunuz, Avrupa’yı derinden sarsan, yürekleri ağızlarına getiren, ‘akıncı beyleri’ni; Hacı İlbeyleri, Gazi Evrenosları hatırlattı. Arda’yı maç sonunda dinledikçe, ‘bu ses taa Anadolu’nun bağrından kopup gelen’ 70 milyonu bir yürek yapan sestir!
..
Fenerbahçe Cumhuriyeti bindokuz yüzyedi de kuruldu
O tarihten bu yana,gönüllerde taht kurdu
Sarı lacivert renkler,insana bir haz verir
Bu hazzı yaşayanlara Fenerbahçeli denir
Tüm spor branşlarında daima faaliyettedir
Bu branşlarda lider, yine Fenerbahçe dir
İşgal kuvvetleriyle karşılaştı ve yendi
..
Söyleyemediğim kelimelerin,
en hicivli ve en anlamlı
çümlelerinin noktasını seninle koydum,
beynimin ve ruhumun birleştiği yerde.
Okadar iç içe geçmiştiki gelecekle geçmiş.
Sanki hiç bitmemiş yada hiç başlamamış,
..
Değerli Müslümanlar,
Futbolcu ile futbol sever aynı manaya gelmediği gibi,
İslamı yaşayan Müslüman’la, Müslümanların yaşadığı bir ülkede, Müslüman anabadan dünyaya geldiği ve Müslüman ismi taşıdığı için kendisini Müslüman zannedenlerin Müslümanlığı İslam esaslarına göre tartışılabilir.
Müslüman’sak artık tartışmaya kapı açmadan Müslüman’ca yaşamaya karar verelim. Allah’ın emirlerini yerine getirmeye hassasiyetle gayret gösterelim.
İslam Kur-ansız olamayacağı gibi,
..
Bu kadar yorgunluk, cana yetiyor
Yüz yetmiş şarkımız, bizce yeterli
Konserler şahittir, sanatımıza
Daha fazla koşmak, çok gelir bize…
Kimse beklemesin, yeni besteler
Dağ gibi yığılmış, güzel güfteler
..
Futbolcu ile,
Futbol sever aynı manaya gelmediğine göre!
İslam’ı yaşayan ile
sadece Müslüman’ım demekle yetinen bir olurmu?
Hele İslam’a ve Müslüman’a ihanet sayılabilecek,
..
Islık çalmadım
Gitmedi elim ağzıma
Futbol oynamadım
Ne bir kadınla yattım
Ne de bir erkekle
Temizim melekler gibi
Annem gibi
..
Yıktın beni
fener aslan bir birirni kovalar
bizim kartal aldı derin yaralar
ben giymeyim kimler giysin karalar
ah kartalım yıktın beni bu sene
fener nerede biz neredeyiz
..
ne futbol oynamış ne pota görmüş
tenise fransız denize câhil
orta yaş gelmeden defteri dürmüş
kahveye müdâvim kumara mâil
kof öksürük teni soluk göz fersiz
ülkeden dünyadan kopuk habersiz
..
ESKİCİ
O yıllar, eskicinin iki eli ve iki eski bisiklet tekerinin taşıdığı arabasında çinko taslar, sahanlar bulunuyordu. Daha sonra çinkoların yanında alüminyum tas, tabak, hamur ve çamaşır leğenleri görülmeye başladı.
Eskici:
'- Taslar, tabaklar, leğenler! ' diye duyulduğunda kadınlar, ellerindeki işlerini bırakır, daha önceden hazırladığı süvarilikli (dizleri ve kıçı yamalı) hatta yırtık bir pantolonu, ceketi, gömleği, ya da kalaylanması gereken bakır bir kap-kacağı koltuğunun altına sıkıştırır, eskicinin arabasının başında toplanırdı.
Mutfaktaki kap-kacağını yenilemek isteyen kadınların arasından biz sümüklüler başımızı uzatır, kenarlarında mavi ya da siyah çizgisi olan beyaz çinko sahanların ortasındaki sedef gibi parlayan, başımızı aşağı-yukarı hareket ettirdikçe renkleri değişen gözalıcı altıgen süse bakardık. Henüz oksitlenmemiş alüminyum leğenlerde de tekdüze renkler değişirdi ama çinko sahanların ortasındaki kadar albenisi olmazdı.
Bası-kesi, çelik-çomak, yazı-tura, kütük, beştaş, yakantop, kaçak-polis, hatta çaput bir topla futbol oynayan çocuklar bile oyunlarını bırakır, eskiciyle analarının ya da komşu teyzelerin yapacağı değiş-tokuşa tek tek odaklanırdı.
..
Şu yaşanmaz dünyamda,
Yaşatandır hayallerim.
Parasız beni,rüyamda,
Patron yapan hayallerim.
Belalardan uzaktayım,
Sevdiğim yanındayım,
..
Ağırtıyor başımı, İstanbul`un basını
Üç büyükten habere,ayırır sayfasını
Görmek istemez asla,Trabzon fırtınasını
Asparagas haberle,doldurur kasasını
Transfer mevsimlerinde,patlatır bombasını
Bu yıl yedi Istanbul,Trabzon`un sopasını
Yener Trabzon`um bu yıl,yedeğini asını
..
Çok vaadlerle geldin,sen başkan Hacıosman!
Ne yakıştı,ne şıktı,Kazlıçeşme'ye koşman
Söz verdin gelecekti,bir ay içinde kupa?
Ya verdiğin sözü tut, ya da çeneni kapa
Verdiğin zararları, vermedi hiçbir düşman
Seni seçtiğimize, pişmanız bin bir pişman
İki maçta yedi gol, attı bize Akhisar
..
Geçip giderken gözlerimizin önünden en masum yıllarımız
Bir futbol maçı izler edasıyla
Tribünden seyrediyoruz hayatı
Görüyoruz önümüzdeki çukurları
Ve düşüşlerimizi seyrediyoruz seninle
Sonra ayağa kalkıyor
Ve tekrar düşülecek dost çukurlar buluyoruz kendimize
..
Ah bir bilsen;
Doğacak güneşi bekler gibi bekledim seni,
Bir adres gibi aradım seni duraksız,
Bir meczub,aç bir avcı gibi koştum sana,
Sana ilk bakışım bir şahin gibi keskin,
Nefesinin ritmi bir terane kulaklarımda,
Susuz bir bedevi gibi sana ilk dokunmak isteyişim,
..
Uyuya kalmışım parkta
Futbol oynayan cocuklar uyandırdı
Birinin elinde eldiven
Diğerinin elinde kırmızı top
Gülerek; ağabey şuradaki çekirdek pisliklerini temizlesene
Bu ilk değildi başıma gelen
Karşılaştığım manzarayı önceden anneme anlatmıştım
..
Hani bütün çocuklar eşit doğardı?
Peki suçu ne savaş çocuklarının?
Neden uçurtmalar yerine,
Bombalar uçuyor göklerinde.?
Neden futbol topu yerine,
El bombalarını kavrıyor minicik parmakları? ..
Yaşamın adı onlar için;
..
Çocuktum,
Anlamsız duruşlarım vardı. Ellerim nerede olması gerektiğinin farkında olmayan... ve bacaklarım çarpık.. Gereksiz bir çizgi film karakterine bürünesi vardı aptal sırıtışlarımın.. Ne yandan ayrılası vardı saçlarımın, ne ortadan...öylesine dağınık.... Gülmeler ve ağlamaların tam ortasında duruyordu dudaklarım.. ve yüzümde anlaşılmaz bir tereddüt..Kim olması gerektiğini bilmeyen beynimin acaip zonklamaları...
Küçüktüm.
Olaylar iz bırakıyordu vücudumun garip yerlerinde ve kocaman insanlar buna yürek diyordu.. Tanımıyordum ince kırılmaları...Konuşmalarımın ne büyük anlamları vardı ne de duyduklarımın büyük yansımaları..Gelip geçiyordu rüzgardan savrulan,incecik kurumuş kum taneleri gibi...
Yabancıydım..
..
Gazze'ye dün gece bombalar yağıyordu,
Almanya-Brezilya ile futbol oynuyordu,
Çarkıfelek yaşlı bir kadın için dönüyordu,
Davullar eşliğinde halaylar çekiliyordu.
Almanya-Brezilya'yı inanılmaz bir skorla yeniyordu,
Çarkıfelek'teki yaşlı kadın neşeyle gülüyordu,
..
ÖZLEDİM GÜZEL GÜNLERİ
Sivride Çalda Dolandırdığım Davarları
Bağ Düzünde Kiseciklinin Suyundan
Otlatıp Getirdigim Köyümün Sığırlarını
Geçirdigim Eski Güzel Günleri Özledim
..