Yine derin bir sessizlik. Yine umutsuz bir gece nöbetinde, rüzgârın eşliğiyle yollarda gözlerim. Yine seni bekledim ve sen yine gelmedin. Sen, aşkı ellerinle bitirdin, beni yıktın geçtin...
Bir sigara yaktım bu gece. Bu soğuk gecede içimi ısıtsın diye... Yeterince yanıyor zaten hasretinle. Şimdi alevler sardı bedenimi, gece nemi düştü üzerime... Dumanlar sardı ciğerimi. Ciğerim isyanlarda, 'o kahpe için çürütme beni'... diyerek boğulmuştu hıçkırıklara...
Bambaşka bir yerim olsun istemiştim sende. Sen beni de sıkıştırdın, herkesin olduğu o kalbine... Ne farkım kaldı ki ellerden şimdi. Tek farkımı ben söyledim sana, 'sevdim seni'... Ölümüne sevdim, bu yaralı yüreğimden delice sevdim...! Sözlerim gülüyor mu halâ yüzüne. Kalbin alışabiliyor mu bensizliğe...
Bir yaşam kavgam var şu günlerde. Anlamsızca kendimle mücadelem... Kendime ceza mı yoksa ödül mü bunlar bilemiyorum ve ben halâ arkandan kara yas tutuyorum. Elbet gelirsin diye bekliyorum... Elbet gelirsin...
Şimdi yaralı umutlarım tükeniyor. Artık zaman su gibi akıp geçiyor. İlk başlarda bir dakika bin yıla bedeldi bende. İnsan zamanla alışıyor, zor da olsa kabulleniyor. Kabullendim gittiğini, beni ellere değiştiğini... Şimdi ben bekliyorum acılarla, sen hergün bir başkasıyla zevkte sefada. Gül, o güzel gülüşün solmasın hiç. Sana en çok o yakışıyor, kahpelikten sonra...
Üstünü örtmeye çalışıyorum acılarımın. Her bir sözde, her bir şarkıda ya da her bir esmerde seni bulmak, acınası bir durum yaratıyor bende. Aşkın ahını almış bu garip gönlüm, belli...! Yoksa kim kıyabilir bir cana böyle acımasızca. Sen bile olsan bu, bi yere kadar! Sende de vicdan var... Gururunun olmadığı kadar...
Bu nasıl bir çile böyle?
Bir bitmedi bu sensizlik.
Bak aklıma geldin yine,
Çöktü içime sessizlik...
Canımı istedin de vermedim mi?
Geceler vardı; soğuk, sessiz. En zifirisinden karanlıktı. Bir aşkın vardı, en yalanındandı. Seni bir seven vardı, en yüreklisindendi. Senden hala vazgeçemedi. Halâ umutsuzca bekleyişlerde. Belki birgün gelirsin diye. Gelmeyecektin tabi de bekliyor o yine ümitsizce...
Aylar geçti. Yıl geçti. Bu aşkımdan zerre azalmadı. Bu gönül hiç değişmedi. Sendeydi, öyle kaldı. Yeni bir şey aramadı, geçmişte kaldı. Senden sonra bu yürek soldu karardı...
Aşkın ahını almış gibi yaralı yüreğim, sevdikçe sızlıyor içim. Gördükçe özlüyorum geçmişi. Hayallerin, geçmişin, şimdilerdeki tesellim. Sızlanıp ağlamam ise gurursuzluğun simgesi belki de. Canımı yakan yalan aşkın ise şerefsizliğin tek adı şimdilerde. Gerçekler de yalana dönüştü birdenbire. Tek gerçeğim, tek yalanımmış bilememişim. Sitem ediyorum şimdi geçmişe. Ya da beni sana kiralayan alçak kadere...!
Bugün de bitti dün gibi. Yarın da bitecek bugün gibi. Günler geçiyor sensiz, sessiz sessiz... Halime bakmadan, aldırmadan, yaralarımı saramadan, vakitlice... Bak bugün de batıyor güneş hüzünlüce. Bizsiz, anlamsızca... Her batan güneş canımı yakıyor cayır cayır. Son buluyorum aşkın alevlerinde...
Yanıyor içim, sen bilmezsin. Sızlıyor kalbim, benden habersizsin. Ölüyorum, sen nerdesin? Kimin kalbindesin güzelim... Biliyorum, umrunda değilim. Tamam benim değilsin, ama ellerin de olamazsın. Bırakmaz bu can seni. Ne desem boş ona. Anlamaz... Güneş batıyor aşkım, izlemeye doyamadığımız manzara son buluyor. Doya doya yaşayamadığımız o anlar son buluyor... Güneşin batışıydı aşkımız, hergün mutlaka olan, kıyametle son bulacak olandı... Sen yoksun şimdi, kıyamet mi koptu ki. Aldattın beni, güneş mi batttı ki gönlünde...
Unuttum diyorum soranlara, yalan söylüyorum onlara. Dostlarıma... Her unuttum deyişimde bile katlanıyordu aşkım sana. Her unuttum deyişim bile bi ümitle bekleyişti uğrunda. Ümitler, çareler tükendi yollarında. Çıkmaz bir sokakta, sessiz karanlıklarda, her atışı sana olan kalbim, son buldu o anda. Çareler tükendi... Güneş batıyor aşkım...
Ellerimden kayıp giden bir gurur var sayende. Gidişine özenmiş olsa gerek, duymuyor hıçkırıklarımı...
Bir suç varsa ortada işlenmiş, günahı benim olsun. Bir bedeli varsa aşkın çekilecek, yükle tüm bedeli, senin yerine cehennemde yanmaya hazırım. Senin yerine bin bir kez ölmeye razıyım. Al, herşeyimle senin bu canım. Sen benim için ne yaparsın? Aşkı ihanete karıştırırsın, can yakarsın. Birşey demeden çekip gidersin yüreksizce. Bu kalbim hâlâ atıyor merak etme...
Beni böyle terkedeceğine, bırakıp bir başıma gideceğine. Ya bir kurşun sıkmalıydın kalbime. Ya da karşıma çıkıp, sevmiyorum diyecektin yüreklice... Üstüne basa basa söyleyecektin herşeyin bir yalandan ibaret olduğunu. Aşka değil zevke taptığını. Mutluluğu kalpte değil bedende aradığını.
Havalar yine soğudu... Yine bir sohbahar; aşk ağacı, döküyor kalan son yapraklarını... O gün de soğuktu böyle. Bittiğini yüzüme vura vura söylediğin gün de böyle soğuktu işte...
Şimdi ben ne yapayım ki? Zaten uğruna öldüm defalarca, zaten yalvardım aylarca, ben daha ne yapayım ki... Sen diyemezsin 'savaşmadın bu aşk için' diye. Sen diyemezsin 'beni hiç sevmedin' diye. Sen diyemezsin 'seni çok sevdim' diye... Aslında bu yalanı da söylersin. Sen zaten aşkı yalanlarınla beslemiştin. Bir tek doğrun vardı kendince, o da gitmen gerektiğiydi, sebepsizce...
Aslında hazırlamıştım ben kendimi. Süpriz olmadı gidişin, ama böylesini beklememiştim... Şimdi ne desem boş biliyorum. O yüzden artık susuyorum. Ben artık bir sokak öteden yukarı gidemiyorum...
Oysa ne çok şey yaşanmış,
Ne çok şey yaşanmalıymış.
Yarım kalmamalıymış sevda,
Sonuna kadar yaşanmalıymış...
Bensiz kim bilir ne yaparsın,
Nefesi soluğu kesildi, bu aşkın. Herşey bitti, yarım bıraktın. Ağzımı açmaya cesaretim yok. Adını anmaktan korkuyorum. Seni görmeye tahammülüm yok, silahın ucunda son kurşun. Hayır.., ölmekten korkmuyorum. Aksine sen gibi istiyorum... Ama 'değmez' diyorum. Ve ben yine... Ven ben yine bekliyorum, gelmeyeceğini bile bile...
Sonuna kadar gideceğim bu aşkın, ölüme kadar yolu var sevdanın. Ben sana kadar, hiç ağlamazdım. Tenim hiç tatmamıştı gözyaşı tanelerinin ıslaklığını. Gözlerim hiç böyle kızarmamıştı. Titremezdi ellerim, korkmazdım aşktan... Ömrün sonu var, sensizliğin sonu yok. Silâhın ucunda son kurşun, vur beni...
Yardım et ALLAH'ım. Bir çıkar yol göster ya da al beni yanına... Kahrolası aşkın günahları sırtımda, aldığı her haram nefeste çöküyorum yarınlara... Şimdilerde sahteliğin örtmüş kahpeliğini. Aşk diye sarıldıkların, aslında benim... Bir damla gözyaşı döktüğün, çaresizliğinim...
Mevsimlerden ayrılık baharı, aylardan yaz aşkları dönemi, günlerden terkedilişertesiymiş, nerden bilebilirdim. Hatta o ara ellerinmişsin...
O zamanlar haftada bir kere, üç hafta üstüste, aynı rüya gecelerimde. Bir sevdiğim var canımdan öte, çalıyorlar onu benden. Söküp almak istiyorlar. Her seferinde kurtarsam da onu, çabalarım boşa... Çaldılar onu... Senmişsin o. O kadar çabam el aşkından kurtarmak içinmiş seni, ama bir yere kadar işte. İstedin ve gittin...
Hiç mi düşünmedin beni. Ne yapar, ne eder... Ne hallare düşer, kime yanar derdini diye. Hiç mi aklına gelmedim. Hiç mi sızlamadı için. O hallerimi zaten görmemeliydin. Kendinden nefret ederdin, şimdi senden nefret ettiğim gibi. Belki de güler geçerdin, senden beklerim... Beni hiç olmayacak bir hayale sürükledin, olmayacak duaya amin dedirttin. Seni canımdan çok sevdim ama şerefsizsin; aşkı sevgiyi nerden bileceksin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!