Sigarasından anlaşılır garibin hali
Bir gün olsun yüzü gülse bari
İşini ne sen sor, ne o cevap versin
Fazla meşgul etme, bırak işine gitsin
Ekmek parası düşünür garip fukara
Bir köşede bayat ekmek yer, katıksız
Bulursa eğer acı bir kuru soğan
Garip garip düşünür, kendi kendine bir an:
“Evde çocuklarım aç, cebim parasız”
Çocuklarını düşünür garip fukara
Kalmamış babasından azıcık miras
On nüfuslu aileye yeter mi bir tas aş?
Artık ona durmak, tembellik yakışmaz
Devamlı çalışır, hiç durmaz, bıkmaz, usanmaz
Yetmişinde bile çalışır garip fukara
Bilemem Tanrı onu, ne zaman güldürecek
Hep yoklukla yaşayıp, yoklukla mı ölecek?
Bilin ki, onun tek isteği ancak şudur;
“Çocuklarını sevindirmek” tek mutluluğudur
Yüreği özlemle doludur garip fukara
01/02/1981-Amasya
Metin BaşolKayıt Tarihi : 29.8.2008 20:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Benim babam yüreği çok zengin, bir fukaraydı... Fakir doğup, fakir yaşadı ve fakirce öldü...Çok çalıştı, onuruyla, yüreğiyle, bedeniyle, alın teriyle... üvey anne elinde yaşadığı acılarla bir fiske bile vurduğunu anımsamam bizleri.. bağırmazdı.. kızmazdı... o görevi annem yapardı bizim evde... Bana bıraktığı tek mirası, yürek ve ruh zenginliğiydi..Bıraktığın mirasın için çok teşekkür ederim rahmetli babacığım. Şu anda çenemin titremesine, dudağımın büzülmesine bakıp sakın aldanma babacığım... Bu titreyiş ve ağlama öncesi burkulmalar, senin yaşadığın o yoksul hayatın ve birlikte yaşadığımız yoksunlukların zihnime düşen enstantenelerinden kaynaklanmıyor... Herşeye rağmen nasıl da gün ağarmadan erkenden kalkıp yola düşerdin, ya nasip diyerek... İyi ki, senin gibi yüreği zengin bir adamın oğlu olarak dünyaya getirilmişim... Bana sıgara ile ilgili nasıhatlarını,(ne yazık ki tutamadım, uzun yıllar delice içtim. ama şimdi 7 aydır kurtuldum. en azından gecikmeli de olsa seni dinledim babacığım) soğukkuyu lastikler ya da bir bayram sabahı bayramlıklar olarak alınan beyaz naylon sandaletlerin yaşattığı sevinci, ortaokula başlayacakken aldığın ilk epa marka kundura ayakkabıyı (ford kamyonlarının önüne benzeyen hani) , yelekli ilk takım elbiseyi ve koluma taktığımda kolumu daha bir gösterircesini tuttuğum ilk nacar marka kol saatini, ramazan pideleri ve ramazan karpuzları, sahurlarda yenilen bazlama ve nan'lı geceleri... Amasya'ya bir buğday kamyonuyla yaptığımız ilk yolculuk sonrası bir otelde konakladığımız ilk gecenin sabahında gördüğümüz kayalardan ürküp ağlamaya başladığımda hiç okuma yazma bile bilmediğin halde, bana 'okumak'hakkında söylediklerini ve o kır saçlarını ve hep gülen sözlerini, geride kalan dostlarının nasıl bir insan olduğuna dair anlattıklarını ve seni hiç unutmayacağım babacığım... Ve............ Tşk.. ler dünyanın en zengin fukarası... Canım babacığım. nur içinde yat olur mu?
TÜM YORUMLAR (2)