Bir mevsimsiz ızdırap kasırgası dört yanımda
Yanmış, yıkılmış körpe yüreğim
Yarınlarım yarınsızlığa gebe
Gündüzlerim gecelere tutsak
Artık yaşanmaz oldu bu yerler
bir ızdırap bulutu
çöküyor köhne odamıza
gizli bir hüzün
suskun gönüllerimizde
bir apartmanın bodrum katında
bir sarhoş sofrasında konuşuyor şimdi
öyle apaçık çağırma bakışlarınla beni
biz ayrı iklimlerin insanlarıyız
istesen de sevemem ben seni
sen benim dünyama giremezsin...
sen bana yar olamazsın zeytin gözlüm
Her sonbahar gelişinde
Bir hüzün dolar gönlüme...
Dudaklarımdan dökülür
Bir bir acılı mısralar
Gözyaşlarım güz yağmurlarına karışır...
ömrümü adadım ben bu yola
ne dostum vardır, ne de düşmanım
yıkılmış kahrolmuşum genç yaşta
ne elimden tutan, ne soranım
ben var oldukça böyle yaşarım
Bir gün çalıversen gönül kapımı
Bırakıversen ellerini avuçlarıma
Bilinmez bir mevsimde
Beklenmedik bir günde
Dönsen bana
Geçmişi unutup..
artık tabiat ağlamıyor çıplaklığına bak
o sarı yapraklar yok ayak diplerimizde
ne bir garip serçe titremekte dalda
ne de birkaç damla yağmura hasret toprak
ben akşamların en güzelini
Gözlerim gözlerine kavuştuğu akşamlar
Ben bu şehri yeniden fethederim
Çiftlik Caddesi’nde tüm sevenler el ele
Ben senin peşinde gölgen olurum
Bu şehirde saat altı suları
biliyorum
zamanla unutacaksın herşeyi
yıllar silecek
sevgi kokan anılarımızı kalbinden
dün mazi olacak yarın ikimize
biliyorum
bu nasıl sevgidir böyle
dilim söylediklerinden pişman
kalemim yazdıklarından...
bu nasıl duygudur böyle
sevmek dert
sevmemek ayrı bir dert
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!