ne uzaktaki yıldızlara ulaşmayı
ne de bir rüzgâra karışıp doruklara kavuşmayı istedin
hayatın gözlerinde bir yudum su içmeyi düşlerken
koynunda vurmaya gönüllü, suspus olmuş mevsimlere düğümlendin
sustun
sustukça vuruldun
her güzelliğin altında soluk bir yüz
her ışığın altında saklı bir karanlık varmış, bilemedin
şimşekler çakmış
kök çatırdayarak ayrılmış gövdesinden
bir yangın bırakıp umutlarına, kervanlar katar katar
toplamışlar neyin var neyin yok
iliklerine kadar
ah kalbi kınalı
onlar en büyük tanığıdır tükenen sevinçlerin
al cennetine, kutsa masum küllerini
abanmasın üstüne sorguların elleri
ruhun onmaz acılara gark olmasın
artık ağlamasın gözlerin frezya
ağlamasın
hesabı verilecek, helallik istenecek günler adına
alaca bir kırağı düşür ömrünün tenhalığına
ki, zaman acımasızlığından utansın
seni koklamayı
saydam ellerini tutmayı bilmez
bilmez hoyratça esen rüzgar
kulakların çınlamasını beklemek boşuna
yüzleri yetimlikle yıkanmış, özlemleri kanatlarında saklı
yüreğin annesiz çocukların mekanıdır şimdi
haykırsalar çıkmaz çığlıkları
adı dağlara yazılan, b/ezgin
boynu kırık gökyüzüne hasret
ahraz düşlere gebe frezya
bak güneş yine batıyor, yüzü usul usul çözülüyor zamanın
savaş kalıntıları acılı dokunuşlarla akşamın ortasında
kan tutuyor gecenin ağzı
sonsuzluğa bulaşıyor
yalnızlığın sınırsız özgürlüğüdür bu, en masum haliyle
tarihini katlayıp mendiline, son kez öpüyor soluğunu
mor dağların arkası tükenmiş bir sevdanın yasını tutuyor
uzaklarda bir fırtına yıktı barınakları
çiyin çağıltısı düştü üstüne!
20 / 11 / 2009
Nermin ErolKayıt Tarihi : 20.1.2010 18:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!