ince bir daldır
Son hamlede mahsur tutunamazsa elleri boşlukta kalır
Bir uçtan bir uca asma bahçeleri değilsine salkım saçak babil'in
Gazaba uğramış talan yemiş öksüz zemberek ve yoksul
Kalbi kırık ömrü yaşayanın başına yazgısız beladır
Yeşerdiği gibi solar çilesi farketmez hangi doğum günü akrep ağrısı
Saat ve azap yekun
Tuttuğu vadede her yerden daha durgun daha sancılı daha hozan sarkaç bağında
Aktan karadan sicili bilinmeyen kaldırımlar cadde sokaklar
Talihsiz bir ıslık gibi
Kendini uğurlar her yolcu hatırası yaprak gazelde kalır
Herkese açık ören bir seyirdir kimse ne duyar ne ne umursar ne işitir
Herkesin hiçbir yeridir
Main ırmağının azgın akıntılar kıyısı boyunca
Keder kırıntıları işlediği nüfusa paramparça yerlerde sürüklenen
Katlanan acıyı yorgan yerine sarılıp örtünenler tarafıdır kırmızı çizgi
Ve ihlallerden doğma hikayeler kadardır
Çapraz yaylımın soğuk soluğu ve korsan baskını nihayi haramisinde
Kargosuz teslim olan hayatıyla ha kafes ha insan
Kanayan gölgelerinin etrafı dolanıp saran
İşaretlenmiş bulanık izlerinde tüm gözler uğrundaki kayıp
Dünyayı satın alanların gökleri delen borsa ve bankalarına bakmaktadır
Hemen karşı yamacı ölüsünü satışa çıkaranların bağımlılık mezarlığı
Gaz ocakları hap kutuları ve şırınga şişelerinden
Son doza kadar yılmış usanmışlığa ayan beyan eden
Beti benzi sonsuz bir cenazeye çırıl çıplak hayaletin
Sapsarı kansız cansız her an titreme nöbetleriyle
Rengi bezgin bomboş bir sayfaya simsiyah ve yazısız
İmza atar gibi görünmez bir yere doğru dargın küskün
Ayaz aykırı ve kaçak
Takatten kesik uyuyup da bir daha uyanmamak için zar zor sanki
Tüm dünyayı ardında bırakarak çiçek bir hayata çoktan veda elveda
Sahipsizliğin bütün çığlıklarını yarasına sararak
Ve üstüne toplayarak dışarda kalmış bütün kapılarını
Adsız seyri seferde artık kimdir yalnızlık ve acısı ne kadar kimsesizliğin
Taa ki karanlığın en gizlisi köprü altları duvar dipleri istasyon civarlarının
Çöp bidonlarıyla beraber soğuğun sehpasına serilip uzanan
Yarından uzak dünden tenha frankfurttan çok daha büyüktü
Uyuşturucudan ölürken
Kent sapak sarkacadındaki
Yeryüzünün sırası sayısı belirsiz kayıp çocukları
Ocak / 21
Dipnot :
Sehirleri vardi dünyanin Amsterdam, New York ,Istanbul, Tokyo, Rio, Hamburg, Meksiko, Brüksel ve FRANKFURT gibi..ödüller yagdirirdi her sahtekarligi aklayip temize cikaran DINAMITiN AG BABASI NOBEL kumar ve kumbara merkezi STOCKHOLM. Birlesmis, Milletler, Dünya Bankasi, Dünya Ticaret ve Saglik Örgütü, maksada hasil tek el kartellere globalist NATO gibiydi. Ve kirmizi cizgilerin en yoksul penceresinde sehrinin heryerinden görünen delk desik ve dehsetin, ölümü yasadigi hayata acik borsa, kafesler vardi unutuldugu diri diri azraili bekleyerek, her gün herkese tüm ic yüzüyle ayan beyan ve hic bitmeyen hikayesine yalniz kendi kovulmuz uzak tanik ve yakin, en bilinen kadar umursamazliga yakin mezarliktaki yeryüzü cocuklarinin. Tüm ücret karsiligi hayatini ölüme teslim eden genel ev kadinigina ve her türlü uyusturucu ve bagimliliklara kul kurban giden hayatlara kayitsizliga dairdir bu siir.
Kayıt Tarihi : 22.1.2021 14:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Seyfi Karaca](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/01/22/frankfurt-mimozalari.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!