Forumlara bir format atalım…

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Forumlara bir format atalım…

Formlarda arkadaşlar ciddi ciddi sorunları dile getiriyorlar ama katılımlarda önemli bir artış olmadığına göre pek de ciddiye alınmıyor gibi…
Ben ciddiyeti bu yüzden sevemedim…
Ne gerek var buralarda toplanmaya? Buralarda ayakta dikilmekten ya da taşların üstünde kıçımızı eskitmektense, evlerimizde TV başlarında mafya filmleri izleyip, mafya elemanlarını omuzlarımızda taşırken, filmlerde küfrederek rahatlamak neyimize yetmiyor…
Parklarda otobüslerde gençlerin sevişmelerine karşı çıkıp, onların flörtlerini günlük sohbetlerimizde kınarken, TV başında 3 dk. birbirinin suratına bakıp on dakika görüşme odasında çay içirip, sonra evlenmelerini beklemek, olumsuz karar alanları, kibirli bulup suçlamak, o programları ağzının salyası aka aka sohbetlerin öncelikli konusu yapmak neyimize yetmiyor…
Evliliklerde, flörtlerde sevgiyi, dostluğu, uyumu aramak yerine, sakallı birinin duasını, ya da onları hiç tanımayan insanları imzalarını kutsamak, yani kendimize güvenemediğimiz için işi Allaha havale etmek neyimize yetmiyor…
Şimdi bu kadar bayati programlar varken, gelenek görenek olarak da beyinlerimize bunlar kazınmışken, mecliste haklarımızı koruyormuş diye Sırrı Süreyya Önder’in veya diğerlerinin kıllı kara suratlarını mı seyredelim?
Bir asır önce, Kapitilasyonlarla Emperyalist ülkeler Osmanlının gelir kaynaklarının %30’unu ele geçirmişlerdi… O zaman halk ayaklanmış ve kendilerine bu mücadele içinden bir lider çıkarmış… Emperyalizme karşı ‘zafer’ kazanmış… O sihirli değnek ondan sonra baş köşeye konmuş…
Şimdi o sihirli değneği onun izinden gidenler bu ülkenin kaynaklarının %70’ini yabancılara satmış…
Tarımda kotalar, sanayide kotalar, MAİ sözleşmeleriyle, bu toprakların her karışında bizlerden fazla hak sahibi olmuş emperyalistler… Emperyalist ülkelerin bir piyonu, bir kuklası olduğumuzu unutup, biz hala onların askerleri olmak için yırtınıyoruz…
Daha 30-40 yıl önce, eğitimimiz ücretsiz, sağlığımız ücretsiz, yollarımız ücretsizken, fabrikalarımızın dumanı tüterken, köylülerin yüzü bu kadar kırışmamışken, gençlerimiz üniversiteyi bitirince işini garanti bilirken, işe girenler emekliliği garantilerken, yaşlananların emeklilik umutları suya düşmemişken, bizleri bu hale düşürenleri, emperyalistlerin önünde simit gibi eğilip, ikramda kusur etmeyenleri, biz de susarak onaylayalım… onaylayalım, çünkü onlara çok güvendiğimiz için bu hale geldik… Onaylayalım biz ne kaybederiz… Nasıl olsa, işsiz olduğu için umudunu anansının babasının emekli maaşına bağlayan çocuklarımız o parayı alamayınca daha kaç ebebeynin boynu kesildi? Daha kaç kişi intihar etti, daha kaç kişi bunalım geçirdi ki…
Boyun eğip, sesimizi kesmezsek neler yapabileceklerini biliyoruz… Örnekleri çok… Kahramanmaraş, Çorum, Sıvas, 1 Mayıs 1977, Robosky, Reyhanlı, Dersim, Muğlalı katliamları gibi toplu katliamları bile unutuyoruz, unutabiliyoruz… Tek tek katledilenler bile bunlardan daha fazla olabilir… Ama daha sıra bize geldi mi? Niye keyfimizi kaçıralım…
Bize bu yapılanları unutalım… Unutalım ki, bu acıların bu öfkelerin birikimini hakkı için dağlara çıkanlardan alalım… Onların neler çektiklerini hiç düşünmeyelim… Düşünmek rahatımızı kaçırır.
Yönetmek için bizleri bölmeye çalışanlar, bölmek için bizi hatırlıyorlar ya, bu bile büyük mutluluk.
Güçlüler güçlerini bize karşı kullanıp kanımızı emerken, bizde o güçlüleri omuzlarımızda taşıyarak onlardan güçlü olduğumuzu gösterelim ki, onları bile şaşırtalım…
Ne mutlu hırtım diyene…

Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 1.8.2013 15:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Halil