Bir mezarın başında, titreyen vücutları ve teri hep sıcak kalan elleriyle birbirine sımsıkı sarılmış ölüanne, ölübaba, ölüçocuk ve ölüev! ..
Mezarın ötesinde, mekanik devinimlere uyarlanmış damarlı, mor, kendi dünyalarına ait olmayan element ve kodlardan yapılma elbiseler ile örtülü derileri, kanlı ve kırık tırnaklarıyla çömelip toprağı kazan ölüarkadaşlar, ölüyolcular, ölüsavaşçılar ve ölüfahişeler! .
Bardağı eskiten ölüsu!
Zamanı kemiren ölüsandalye!
Düş ve hayalin dişleri arasında sıkışıp kalmış ölübattaniye! .
Sahibinin beynine her gece bir din gibi iniveren ölüsır!
Her defasında kuyruklu bir yıldızın peşine takılıp, hemcinsine sevdalı kızlar ve oğullar doğuran ölügece!
Şimdi en açık renginde gözlerin
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Devamını Oku
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak
Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
evet, bıro hovo, hepsi bu!
çok ölüyüz çoook!
hepsi bu işte, bütün çaba, bütün kavga, bütün acı, bütün sevinç... hepsi bu işte...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta