gün ışığı meşe ağacında titrer,
küçük kız yalınayak oturuyor,
merdivenlerin yumuşak eski ahşabına hafifçe yeşerir.
mavi bir cam kaseden süt içiyor,
çimenlerin üzerinde dans eden gölgeleri izliyor,
yıldızların isimlerini fısıldıyor.
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




ne mümkün o küçük kızın iç dünyasını anlamak?
geçmişe doğru yolculuklardan anlık bir enstantane olmalı.
bu labirent yolculukların muhteviyatını da okumaya ihtiyaç var.
önerim kalsın...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta