"Bir rüzgâr fısıldıyor, sanki ardından fırtına kopacak gibi,
kulağımda bir ses, hani ardından kalbim duracak gibi..."
Haykırırken acımı, gecenin bir vaktinde,
Umarsız bir karanlık sarıyordu dünyamı.
Öyle bir suskunluk bu, bir ayrılık aktinde,
Göğsümde hançer olup yarıyordu dünyamı.
Başımda bu efkarla, kırarak dizlerimi,
O kadar feryat ettim, kurutup sözlerimi,
Bir hıçkırık içinde, yumunca gözlerimi,
Yokluğun balyoz gibi kırıyordu dünyamı...
Bâtın bir düş için de, kaybolurken odağım,
Sağlamca bir zemine, basmıyordu ayağım,
Bir bilinmez için de, çınlıyorken kulağım,
Gaibden bir fısıltı karıyordu dünyamı...
Say ki, Yusuf gibiydim, bir tüccarın sözünde,
Köle olup satıldım, bir sahranın düzünde,
Âma olmuş babamın, o ihtiyar yüzünde,
Oğluna hasret gibi yoruyordu dünyamı...
Hükümranlığı biten, say ki bir şehriyardım,
Züleyhanın aşkında sahte bir bahtiyardım, ,
Ömrü sana adamış, garip bir ihtiyardım,
Mucize bir fısıltı, vuruyordu dünyamı...
Düşünüp kahrolurken, bir boşluğa dalınca,
Şaşırmış bir kul gibi, öyle suskun kalınca,
Bir fısıldama var ki, aklı baştan alınca,
Göklerden rahmet gibi, koruyordu dünyamı...
.
.
Kayıt Tarihi : 9.2.2024 15:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
M
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!