Ben de ne güç kaldı ne halet-i ruhiye,
Derdi veren dermanı da sakladı mı ayakkabı içine?
Yahut bir pencere kenarı, bir saksı dibine.
En hayırlısı da ondan ya,
Kalbimde ki acı hayrından mı?
Biliyorsa canım yanacak, niye engel olamadı?
Temizlenir mi bir mendille dünyanın kiri?
Yağmur mu paklar yoksa?
Kokuyor insanlık, artık onu da gömmeli.
Aldatmalar, yalanlar alışkanlık olmuş,
Yok artık saf ,içten bir sevgi.
Belki de rüzgar alır götürür tüm yalanları,
Aşk bazen bir avuç dolusuydu:
Ellerin elimdeyken
bazen gözümün alabildiği kadardı;
Gözlerim gözünde seni izlerken.
Aşk sendin bana
Bazen yaşama sevinci
Yürekleri dağlayan bir acı...
Söyle, Çoban Yıldızı;
Neyle geçer bu acının sancısı?
Unutmak istiyor bedenim, beynim...
Ellerim parçalamak istiyor kalbimi.
Zarar vermek günahsa kendine,
Yokluğunda aradım seni,
Sensizlikten kollarımda esen rüzgara sarıldım.
Dedim "Belki de zamana bırakmalıyım",
Zamanın silgisi bile, unutturamadı seni.
Söylesene;
Soru sor: sen kimsin?
Cevabım değilsen,
Bir buket gül koy toprağıma.
Bilirsin gülleri severim,
Kitabımın arasında bir tanesi.
Görsen ne kadar ben, kendisi
Hüznü sardı mı seni ?
Bilmez oldun mu,
Saat gecenin üçü, beşi ?
Yıldızlar, toprak, su, güneş….
Anlattı mı sana da?
Bu şehrin efsanesi, yarım kalan bir aşk hikayesi.
Bir kitap yaz, adı:Hayatım,
Doğduğun, büyüdüğün ,yaşadığın yeri,
Anneni, babanı, okul hayatını,
Mutlu ve mutsuz anılarını,
Aşklarını anlat.
Beni de iliştir , sayfalarının bir kuytusuna.
Bir günahkâr rüzgâr eserdi köşebaşlarında,
Gözlerimiz yorgun, yüreklerimiz umutsuz,
Yaşlı bir ruhun kendisiydik,
genç bir bedende kaybolmuş.
Sokaklar sessiz, yıldızlar ise konuşkan,
Gözlerdeyse hüzün dolu.
Bir defterim var.
Ne siyah ne beyaz ,
Anlattım hayatımdan biraz.
Yazdım işte,
Var bir sevdiğim.
Uzun mu desem kısa mı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!