Kızım...
Hangi söz yeter hasreti anlatmaya..
Hangi baharın çiçeği kokun...
Hangi güneş ısitir yüreğimi...
Gözlerin kadar...
Canparem..
acılarımın kortejinde çığlık çığlığa haykıran ayrılıklar vardı...şiire ve ıslak gözlere elektrik verildiğinden beri suskundu gün batımları....darağaçları boştu fakat yüreklerinden asıldı insanlar aşılmaz kötülük kalelerinin surlarına... susturulmuştuk....görünmeyen ipler salmışlardı kalemimize.....küçük tanımlar anlatıyordu özgürlüğü...oysa bir martıya sormalıydı özgürlük ne demek.....hiç belli değildi esaretimiz.......yazıyorduk...susuz sabunsuz teyemmüm aşkları.....camide vaftiz edilmiş bir fikir bulutuydu kalabalığımız....yağmursuz kalmıştık......yalnızdık...bilmiyorduk en kötüsü....
Uyanışsın sen....
Ihanet yagmurunda...
Sıgınagım...
Ilk ışığısın...
Karanlık ömür gecemin...
Hani...
aşka şirk koşuyordu sensizlik...
yağmur yağıyordu....
dudaklarında ismin...
zihnimde uzaklar....
ne yangınlar gördüm...
ne tuzaklar.....
haykırdım....
yıkılmıştı üstüme...
bilincimin tüm oyunları....
bir tek insanın olmadığı...
terk edilmiş bir kasabada....
bir baykuş konmuştu ses tellerime....
zaman...
üç noktadan oluşur.....
sen...
ben...
ve renkler...
renkler çaldıkça siyaha.....
sus....
dinle yüreğimin kıyısına vuran....
dalgalı saçlarının kokusunu.......
hiç bu kadar şımarmamıştı martılar.....
sen deniz olana kadar..........
diyeceksin ki....
son tattığı şeyin...
lezzeti kalır..
insanın dudağında...
son nefesim ol........
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!