Dağları omuz omuza vermişler. Yürekli birer bahadırlar gibi. Taşlar, aşılmaz bir kale duvarı! Metanet omuzlamış sanırsınız. Sert iklimin sert kaburgası sanki!
Fırat, bu dağlara inat bir küheylan! Zincirlerini kıran yağız attır. Asırların nağmesi üzerinde. Nice şairin dilinde sevdadır. Toprağa candır, âşıklara yaren! Velhasıl, ‘efsane nehir’ Fırat’sın.
Seninle yolculuk etmek o kadar güzel ki. Asırlara rağbetin, heybetin var. Suyla gelen medeniyet derim adına!
Kur, Aras bende doğar. Bilirim, Hazar’a bir su kadar yakınlığımı! Bingöl, Kars yaylasından selamım gider, Azerbaycan’a! Bir şah damarı kadar yakınım sana Hazar!
Bir atlıdır, sanki Fırat! Dağlar aşmada, nasıl kanatlanır. Bir kanadına, huyu güzel Murat derler. Aladağlardan süzülür, nice yollardan gelirsin. Öte kanadın, Karasu’dur. Derin vadilerde öykülerin vardır.
O vadiler, ecdadın geçtiği yollardır. Bir kan damarı gibidir. O damarlar, uzar gider Anadolu’nun içlerine! Dağlar, eğilmiş selam durmuş giden akıncıya! Bir klavuz gibi yol gösterir akan nehirler can içre, gönül içre giden yolcuya!
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Yüreginize saglık Hüsamettin Sungur
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta