Dışarıda kara bulutlar
Yağar isyancı yağmurlar
Çırılçıplak kalmış dallar
Nerde kaldı yâr?
Mart özlem duyar,
Aralık hınç çıkarır.
Bir elimde kara kalem
Diğer elimde silgi
Önümde beyaz kağıt
Yoruldu bileklerim
Ama beyaz kağıt aynı kağıt
Kalabalık düşünceler,
Hebhınarka ber çema
Hesreta dil birîna
Şaxên te dest girtînin
Kulîlkê te mizgîntîyî
Tu berîvana ber Fırat î
Vedûxû berîya wî
Harran ovası gibi, topla sevgimi
Yeşersin sende umutlarım, gülüşlerim
Tarihin sıfır noktasında,
Yeni bir kil tablet çıkart, bize
Yaz geçmişimizi, geleceğimizi, hayallerimizi
Fırat’ın kenarında, çalılardan bir kulübe yaptım sana
İçim Ortadoğu gibi
Her gün bombalar patlıyor yüreğimde
Aramızdaki mayın tarlalarını ne zaman geçsem
Bu sefer kendimi teller arkasında görüyorum
Mülteci kamplarını teker teker gezdim
Seni tarif ettim, tarifi imkansız insanlara
Aşkına idamla çarptırılmışım
Bitmez, tükenmez ayrılığın acı çektirir bana
Sandalyeye tekme atan cellat gibi yokluğun
Her an durabilir aşkın uğruna zayıflayan kalbim
Gözlerim görmez oldu döken göz yaşlardan
Dizlerim hissetmez oldu yürüdüğüm yollardan
Ji hêvîya te ez dijîm
Benda te me her roj
Bêrîya te dikim her seet
Bi dengê te dikevim xew
Bi ramûsana te radibim
Carna jî,
Sana yeni açılan bir yaprak gibi açılmak isterim
Sana mahkum olan duygularımın zincirlerini kırıp da açılmak isterim
Dolu olan yüreğimi,
Damla damla akan bir musluk gibi yüreğine boşaltmak isterim
Umudu bana gösteren gözlerine dalmak isterim
Dalıp da bir daha çıkmamak isterim
Kadınlar yarı tanrı gibidirler
Bir sürü hayatı var eden onlardır
Onların tanrılığı dokuz ay
Annelikleri ise ömür boyudur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!