Doğa açtı gözlerini güneşin parlaklığına
Yansıttı beyaz papatyalar taze umutları.
Uzattı kollarını, topraktan çıkan sürgün yaşama...
Renklendi kuru dallar
Karanlığı aydınlatırcasına.
Umutlar, yaşam, aydınlanan karanlık,
İçimin çığlıkları karıştı birbirine;
Bir tarafta tekrar gün ışığına çıkmaya çalışan
Umut çığlığı,
Diğer tarafta derinlerdeki umutsuz sızıyı atmaya çalışırken bocalayan
Sevda çığlığı...
Dalgalar köpük köpük
Şaha kalkmış bir at gibi yükselmiş
Elimi uzatıyorum dokunuverecekmiş gibi.
Ilık rüzgar yüzümü okşuyor
Beni alıp uçuruverecekmiş gibi
Geniş bir daire çizer gibi başlar
Gittikçe küçülür bir helezon gibi
Daralır gönül.
Bir dost sesinin sıcaklığıyla
Yay gibi zıplar çukurdan
Her gün duyulan bu güvenin ezgisi
Bir rüzgar okşadı yüzümü,
Önce gözlerime doldu, sonra içime.
Açılan perdede gözlediğim,
Üzerime yağan yıldız yağmuru,
Parlak,
Rengarenk,
Doğdu güneş denize
Açıldı gözler yeni bir güne
Çekecek güneşin parlaklığı gözleri suya
Bakacaklar,
Kimi, suya yansıyan ışığı görecek
Kimi ışığın içinden yükselen umudu
Sonbaharda bir gün müydü,
Yoksa kış mıydı geldiğinde,
Bakışların ürkek,
Sesin, kulağımı tırmalar gibi,
Ama cılızdı.
Korktum başta,
İpek için
Güneşin kızıl dikenleri
Alev alev batsa da yüzüne
Gülümse…
Yaşamın kara çığlıkları
Gözler...
Açık, sahte görüntülere
Ayıramaz gerçekleri...
Maviye bakınca,
Sadece gök, ya da kağıtta bir renk hatırlayanı, maddeyi algılayanı görür de,
Gökle denizin birleştiği ufkun ruhta yarattığı fırtınayı hissedeni,
Sevgi listesi koyduk adını
bu liste bir dekor oluşturdu
yıldız bağına dair
mum, ruhlara dolan yıldız misali
yürekleri aydınlattı
tango, yıldızlara değmek üzere harekete geçiren ezginin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!