Baktigin falda günlük güneslik bir dünya cikmadiysa
Ne fincan sucludur ne kahve ne de telve
Yolboyu palmiye agaclari serin sabah sarmasiga cicek sarmis bahceler evler
Imbat yelleriyle kumlara serili uzanmis kumsal
Yakin yöresinde dalgasi sarhostan firtinalara kapilip yol tutan deniz
Sandalatleri unutuldugu yerde birakarak sifresiz ufuksuz hayallere
Konum bildirmeye hacet duymayan koydan kiyidan
Parlak dikizlerden yaz yakasi ciplak ayaklar izinde
Cirilciplak sevinclere kucak acan fora vira
Saatte guguk cinlayip ötsüsen culha kuslari ve aklindan gecenleri ören
Kimi saz bülbülleri kimi ispinoz serce kimi ala karga kimi bildigin dokumaci
Kuslar cigrismiyorsa seni konusup söylesen hallerde dillerde
Yum gözlerini suclu ne sögüt dallaridir ne de papatya
Bak bir fabrika daha kapandi kilit vurdu ekmege suya pancara bugdaya
Bir bag daha bozuldu bir tarla daha kimyasal yedi zehir zikkim etti mülkünü
Yum gözerlerini ne üzüm ne asma ne salkim ne salincak…
Her ölen birbirini ceyizleyen cöl
Her olmayansa kendi hapsinde kilitli mapus virane
Cikmiyorsan baktigin falda suclu ne karanlik rüyadir ne fener
Tortusu cöp yiginlariyla bozulmus birikmis intihar seanslariydi
Hem dermandan hem dirlikten
Umarsiz
Duyarsiz
Dengesiz
Kayitsiz ve keyfekeder
Yilmis yozunmus meramsiza yikila döküle
Dünya senden gideliden beri can verip kan tükürmekteydi hersey
Ve her yer levhadan ibaret filitresiz izmarit bünyesi
Cadde sokak trafik ve sokak lambalarindan tesekkül
Kamyonlar gelip alana kadar kokusup cürüdügü yerde toplanmayi bekleyen
Seni gösteriyordu iz isaret izdiham
Ve sabikadaki vebali boynuna sicil..
Ocak / 21
Kayıt Tarihi : 19.1.2021 13:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!