Ne çok kuştuk ölüme
Ne çok kandırıldık yarına
Hani yarınlar bizim olacaktı
Güzellik diyordunuz hani nerde
Bugünde dünün yarını değil miydi
Şahidim, güneşin sıcacık dokunuşlarına
Yağmurun ve karın vakitsizliğine
Gökkuşağının başkalarına açtığına
Şahidim sevdiğim beni sevmediğine
Çöpe atılmış taze ekmek oldum
Vazgeçilmezlerin kıyısında bir sen varsın
Sen varsın geride bırakamadığım
Okuyupta anlayamadığım
Gözlerinin rengine karar veremediğim
Her seferinde adını andığım
Anıpta duyuramadığım bir sen varsın
Sen yoktun mihmanım
Hastalığımda sayıklarken adını
Son isteğim senmişsin kadınım
Bir gün bile Tutmaz dediler senin yasını
Onlar bilmez ki hayırsızlığını canım
Nerden bilir bunlar bu vefasızlığını
Sanmaki her şey yerli yerinde
Üstüne örttüğüm duygularım nasırlaştı
Hayalini kurduğum kızım evlendi
Evin bahçesini sorma artık çöplük
Yazdıklarıma bakma sen
Laf kalabalığı hepsi her şey değişti
Suskunum sana karşı
Herkese konuşurken bir sana susarım
Çünkü biliyorum ki
Konuşulan susulan kadar etkili değil
Seni en çok sustuklarımda anlattım
Çünkü biliyorum ki
Ne zaman senden uzaklaşsam
Hemen yanında bitiveriyor aklım
Vazgeçince sözler kalabalığı senden
Biraz daha bağlanır söylenmeyenler
Demem o ki sana
Gitmek sadece uzakların değil
Gündüzün gürültüsünden sıyrılmışım
Gecenin sessizliğine bürünmüşüm
Üstüme sinmiş karanlığın kokusu
Çıkmazken içimden hüznün adı
Ve gezinirken beynimin ücra köşesinde
Uzun uğultularla bir yalnızlık senfonisi...
Bir kış sabahı sevdim ben seni
Yüreğimin herkese donuklaştı bir anda
Eserken kuru soğuk bir rüzgar
Ve sarkmışken evlerin çatısında
İnce gövdesiyle upuzun sarkıtlar...
Toprağa serpsem gülüşünü
Nisanı marta bağlayan bir gecede
Yeşersin diye eksem
Gözyaşımın yağmuruyla
Açsam gönlümü güneş niyetine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!