Siz neredeyseniz;
Oradadır acı.
Darağaçlarıyla süslenmiş bir yoldan,
İntikam arabasıyla gidilir.
Soyunur tüm âlem,
Kapı eşiğinde en güzel huylarından.
'Sen mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin? ...'
N.H.RAN
Bir ressam olsaydım diyorum bazen,
Böyle kelimelerle, düşüncelerle uğraşmak boş,
Sevgilimi çizebilseydim karakalem,
Şu kayanın dibinde,
Güneşsiz kalmış yosunlardan olsak.
Vermese ışığını kimse.
Çok şey istemiyoruz bakın;
Varlıklı bir hanımın saksısında,
Begonya olmak değil ülkümüz.
Beni hatırlama…
Sakın yapma, hatırlama, unut gitsin.
Ve bitirdiğimizde hikâyeyi bu sonumuz olsun.
Belki bir gün özler diye kalbin ki eninde sonunda olacak bu,
Öldür beni.
Dokunuşlarımdan başla, sil gözlerimi.
Beşiktaşta karşılarız, oysa
Yolları değiştirmişizdir.
Daha önce geçmediğimiz, gülüşmediğimiz hiç
Sokaklar olur buralar.
Sen bana elini uzatırsın,
Martılar karşıyakadan havalanır.
Bu gece sana sarılıp uyuyacağım sevgilim,
Varsın yarın keder gelsin kapıma.
Şimdi ben,
Sabaha kadar seni yazacağım kâğıda!
Sigaram ağır ağır tütecek,
Varsın masal düş olsun umutlarım.
Ağır günlerin altında kalıyoruz.
Puslu havanın soluğumuzu kestiğini
Ve bir sanatçı fırçasından çıkmamış göğün,
Üzerimize yıkıldığını,
Şimdi şimdi söylüyoruz;
Şarkılarımızı nasıl söylediysek.
Gecenin sesi;
Karanlığı yırtan kesik kesik,
Mermer kokan sokakları şehrin;
Yalnızlığı hatırlatıyor.
Kızkulesi‘ne doğru süzülen martı,
Kendi haline bırakılmış boya sandıkları,
Ormandan şehre indim bugün;
Bizim kanuna benzemez,
Kurallar karşıladı beni...
Ayıyım diye dövünürken,
Şehrin köprülerinde ne tilkilere,
Dayı demek zorunda kaldım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!